İNSAN YAŞADIĞI YERİ SEVMELİ
17 Haziran 2021 13:20:56
Hasan Hüseyin Yalvaç
Size ‘bütün dünyanın işçilerini birleştirin’ veya ‘imkansızı isteyin’ falan demiyorum. Biliyorum ki, daha sokağınızın işçilerini birleştiremediniz ve yine biliyorum ki elinizdeki olmuşu değerlendiremiyorsunuz, imkansıza gerek kalmıyor. Böyle bir istek için düşünmek gerek, felsefeye dalınacak falan filan. Uzun hikaye. Hatta tapuda sıra beklemek bile zorunuza gidiyor gelecek paraya rağmen. Bir bakıma en anaç olan toprağı, kimin nasıl kullanacağına aldırmadan paraya çevirebiliyorsunuz, düşünmüyorsunuz. Kimi de arabalarınıza Atatürk portresi çizimi yaptırarak yan tarafına ‘babam sağ olsun’ yazdırabiliyorsunuz. Ama bir kez olsun bile ‘Nutuk’u sindire sindire, ne demek istediğini anlaya anlaya okumak gereksinimi duymadınız, duymuyorsunuz.
Benim öyle mal mülk, tapu mapu işleriyle pek ilgim yok ama dünyadaki insanlardan biri olarak kainattan alacağım, sorumlusu olduğum hakları da unutmuyorum, sahibi olduğumu açıklama gereği duyuyorum. Çünkü onu korumak zorundayım. Korumazsam eğer onu da yok edeceğinizi biliyorum.
Böyle düşünürken, elbet sizin yapmak istediklerinizi yasaklamak niyetinde değilim ama salt uyarıyorum yanlışınız beni de, dünyayı da zarara uğratıyor. Kimi yalnız, kimi dostlarımla yolculuk yapmayı severim. Birincisi yaşadığım yeri, kenti, ülkemi ve dünyayı tanımak ve kendimi onlara tanıtmak. İkincisi ise yaratılanların bize katkılarını anlayarak artı ya da eksi olarak değerimizi saptamak.
Şu anda Tekirdağ’ın Saray ilçesinde kiracı olarak yaşıyor ve onun gökyüzü, yeryüzü olanaklarını kullanıyorum. Borcumu biliyor ve fazlasıyla ödemeye çalışıyorum. Söylemek istediğim insanlığın bu konuda sürekli borçlanmayı yeğlediği. Şimdi kısa kısa yürüyelim; Vize Yolu’daki Cumhuriyet yapısı köprü ve çevresi; eski çöplüğün arka ve karşı tarafı; Ayvacık Yolu’nun sağı solu; şimdi olmayan Soğuksu. İsterseniz biraz açılıp genişleyelim. Yuvacık, Karapürçek, Edirköy, Demirler Meraları. Çukuryurt’un göletleri. Yani kuzey, güney; batı, doğu dikey ve yatay her yan emrinize amade. Ama koltuklarınızı parçalayıp meraya atamazsınız. İçtiğiniz içki şişelerini kırıp ortalığa savuramazsınız. Değil mi sevgili kardeşlerim? Ya o cam kırıkları bir karıncanın ayağını keserse! Yakınlarda Karınca Hastanesi veya Karınca Ambulansları var da ben mi bilmiyorum?
Çöpünüzü toplayın, ağzını bağlayın ve yük oluyor getiremiyorsanız bir yerde toplayın. Belediye on beş günde veya ayda bir bu piknik alanlarını dolaşır ve derli toplu bırakılan çöpleri toplar. Toplamazsa önerinizi dilekçeyle bildirirsiniz.
Yazının sonuna gelirken sözümü bağlayayım. Yaşadığınız yeri sevmezseniz, yaşadığınız kenti sevmiyorsunuz demektir. Yaşadığınız kenti sevmiyorsanız yaşadığınız ülkeyi sevmiyorsunuz demektir. Yaşadığınız ülkeyi sevmiyorsanız yaşadığınız dünyayı sevmiyorsunuz demektir. O zaman, buralarda ne işimiz olduğunu sorabilir miyiz?
Sevenler gerçekten sevdalarını ortaya koysunlar sevmeyenlere karışı. Zaten ben de bu yazıyı hakkıma düşen gökyüzünü, yer yüzünü sahiplenmek adına kaleme aldım, biline.
Saray, 13 Haziran 2021.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış