Sanki herkes kayboldu birden. İletişim kesildi, deli bir fırtına savurdu sanki bizleri. Ara ara böylesi dalmalarım oluyor. Nice dost, arkadaş habersiz kalıyoruz birbirimizden. İşin ilginç yanı çoğumuz da tanımıyor birbirini. Bu bir uzaklaşma bence önemli değerlerden. Şöyle bir yolculuk yapıp kimi dostlarımızı anımsayalım, unuttuklarımız da anımsatsın kendini ve yeniden bir toparlansın ortalık. Antalya’dan başlıyorum hiçbir öncelik tanımadan. Aklıma düşenleri yan yana kayıt altına alıyorum: Ahmet Turan Kul, Fevzi Devrim Kurucu, Tecelli Sırma, Kemal Aktaş, H. Semih Eralp, Muzaffer Koçak, Hatice Oya Kuzgun ilk aklıma düşen sessizler. Elbette Abdullah Şanal, Yunus Yaşar, Salih Mercanoğlu, Hasan Varol da var ama onlar biraz daha bilinen arkadaşlarımız.

 

Gerze’den Necmettin Çakır; Çorlu’dan Mustafa Sancar; Lüleburgaz’dan Hüseyin Kenan Gören ve Hasan Gören kardeşler;Konya’dan Efe Güzelgöz;Karabük’ten Döndü Açıkgöz; Keşan’dan Tuğrul Asi Balkar; Edirne’den, Uluğ Turanlıoğlu(yitirdik), Necdet Tezcan;Trabzon’dan Aslan Pulathaneli (yitirdik); Van’dan Fesih Vural; Çiftlik’ten İbrahim Kamberoğlu; Istıranca’dan İsmet Arasan’ı anımsadık mı?

 

Gaziantep’ten: Ali Çapan, Tamer Abuşoğlu, Halil İbrahim Aycan, Ali Atalar, Mehmet Kara, Ercüment Asaf Yanıç, Fevzi Güvenç ( yitirdik) unutulmamalı.

 

Urfa’dan Misbah Hicri(yitirdik); Muğla’dan Yükselecek Demirel; İstanbul’dan Erol Özyiğit, Varcan Barış’ı kaçımız tanıdı acaba?

 

İzmir’den Cafer Karatepe, Erdoğan Baysal ne alemde acaba? Merzifon’dan Muhsin Salman, ‘müşteri haklı’ demeyi sürdürüyor mu?

 

Başka bir yazıyla sürdürürüz bu aramaları.