ANNE BEBEK BAĞLANMA STİLLERİ
05 Mayis 2022 12:18:25
Erken dönemde bebeğe bakım veren ile oluşan bağlanma stili bireyin yaşam boyu karşılaşacağı zorluklar karşısında ne kadar denge de ve ne kadar stabil olacağını belirleyen bir faktördür. Bağlanma stilleri bireyi birçok acıdan etkilese de en önemli etki alanlarından birisi yetişkinlik hayatında başkaları ile kurulan ilişkilerdir.
Bir bebeğin en çok ihtiyacı olan şey beslenme diyebilirsiniz. Fakat, fiziksel ihtiyaç, yalnız olmadığını hissetmek ve ilişki kurma aslında beslenme ihtiyaçlarından daha güçlüdür. Bu yüzden yeni doğan bebeklerle ten tene temas önemlidir. İnsan yavrusu beslenip bakıp verildiğinde hayatta kalabilir. Bebeğe bakım verenin yakınlığı bu konuda önem arz etmektedir. Bebekte ona duygusal olarak yakın olana bağlanır.
Bebeğe bakım veren kişi bir yandan koru ve güven verir bir yandan onun dünyayı keşfetmesini sağlar.
Bebek sürekli anne nerede diye bakınırken, anne hissine uzak kalmışsa ya da uzun süre bebeğe cevap vermemişse bebek huzursuzlanır.
Anne bebeğe gülümser tepkilere anında cevap verirse bebek sakinleşir.
Bu yüzden bebeğin yaşı ne kadar küçükse bebeğin tepkilere o kadar hızlı cevap verilmeli. Çünkü çocuk hızlı dönütlerle gelişiyor. Anne bebeğe ne kadar geç dönüt verirse çocuk o kadar dışarıdan destek alma ihtiyacı olacaktır.
Sadece bebeğin doğumu ile başlayan bir süreç değildir bakım verenle bebeğin ilişkisi. Anne karnına dayanır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, annenin ruhsal sağlığı nasılsa anne karnında iken bebek amniyon sıvısının değişimi ile bunu hissedip annenin yaşadığı stresi yaşıyor.
Anne ile bebek arasında görünmez bağlar vardır. Anne ne hisseder ve aşar ise bebekte onları hisseder ve yaşar.
Doğum sonrasında bebekler için bağlanma modelini etkileyen durumlar;
Annem her zaman benim için burada mı?
Annem gönderdiğim sinyallere duyarlı bir biçimde tepki alabiliyor muyum?
Annem benimle kalpten sevgi dolu bir yakınlık kuruyor mu?
Annem bu yakın ilişkiden mutlu mu yoksa kollarında ben varken bile bana mesafeli mi?
Annenin verdiği cevaplara göre bebekte kendi davranışlarını bilinçdışı bu beklentilerine göre uyarlar.
Çocuk ne kadar sevgi dolu ve ilgi ile yetişirse kendini o kadar sevilmeye değer bulurken, diğer insanlarında ona böyle yaklaşacağı düşüncesi içerisinde olur. Fakat anne çocuğu tepkilerine tepki vermeyip, onu ihmal edip kayıtsız kalıyorsa çocuk kendini başakları tarafından sevilmeye değer de bulmayacaktır. Hatta diğer insanlarında anne gibi ulaşılmaz olduğu düşüncesi ile diğer insanlardan kaçmaya başlayacaktır.
Oksitosin hormonu sevgi, aşk hormonu olmasının yanı sıra bağlanma hormonu olarak da bilinir.
Doğum esnasında, emzirirken ve yakın temasta olmak hatta iki kişinin birbirlerine dokunması esnasında oksitosin hormonu salgılanır. Oksitosin hormonu aynı zamanda bağlanma hormonudur. Annenin sesini duymak, anneyi görmek, annenin kokusunu koklamak oksitosin hormonu salgılar.
Bebekle göz temasına girmeniz bebeğin kendilik algısını da etkilemektedir. Nasıl bakıldığı ve nasıl görülüyorsa bebek, bir birey olduğunda da kendisine öyle bakıyor ve kendisini öyle görüyor olacaktır.
Bebeğin beyninin keşfetmesi ve öğrenmesi için stres sistemini baskılayan da oksitosin hormonudur. Bu sayede çocuk ilerleyen aşamalarda stresli durumların üstesinden daha kolay gelebilir.
Bağlanma stillerini 4 türe ayırmaktayız.
Güvenli Bağlanma, tek başına karar verebilen, bağımsız ve özgüvenlidir.
Kaçıngan Bağlanma, kimseye güvenemez ilişkide yakın olmak güven vermez, duygular önemli değildir, yardıma ihtiyaç duymak zayıflıktır. Başkalarına ihtiyaç duymaz.
Kaygılı Bağlanma, yeterince iyi değilim, dayanıksızım, acımı kimse anlamaz, terk edilebilirim.
Düzensiz Bağlanma, başkaları bana zarar verir, ben kötüyüm, htırlamak güvenli değildir, utanç vericiyim, başkaları bana zarar verir.
Bunların hepsi çocuğun hayatta kalma stratejileridir.
Bunları yaşamak kader değildir, kişisel tarihinizi yeniden yazmanızın imkânı varken hiçbir şey için geç değildir.
EMDR terapisi ile duygularımızı regüle etmek ve travmatik anılardan kurtulup, güvenli bağlanmak mümkün.
Biricik insan yeterince iyi anne ve baba ile karşılanmamış ihtiyaçlarımızı karşılayıp tamir edebiliyoruz.
ETİKETLER : Yazdır