KÜTÜPHANEMDEKİ ŞAİR VE YAZARLAR:
08 Mart 2021 00:50:12
Hasan Hüseyin Yalvaç
MEHMET DOĞAN KARAKUŞ
Rastlantılarla başlasa da tanışıklık, arkadaşlığa, dostluğa dönüştüğünde, başlangıç çok gerilere taşınır. Anlatıla anlatıla herkesin yaşam yolculuğu aynı yola çıkar ve zaman içinde uygunluk bulduğunda aynı denizler için aynı yatakta akar. Bu sıradan tanışıklıklar içinde böyledir süreç olarak edebiyat sanat tanışıklığı için de. Ne var ki zaman ve mekan farklılığı aynı yöne gitmelerine engel değildir.
Yılların getirdiği yaşam ve edebiyat deneyimi cehaletimizi yenmemize yardımcı olduğu gibi, ayağımızı bir üst basamağa nasıl atacağımızı da öğretti. Yaşamdan ve kitaplardan el aldığımız kadar Cumhuriyet Dönemi’nin hemen hemen birçok ustasından da el aldık çıraklık ederek. Bu payda çok önemlidir ve sevdamızı bu güne dek ayakta tutmuştur, bundan sonra da tutacaktır.
Mehmet Doğan Karakuş ile aynı yaşlardayız. Soluk aldığımız ana coğrafya elbette edebiyat. Haritadaki coğrafyamız farklı gibi gözükse de, onları dağlarla, nehirlerle ve yollarla bağlamışız birbirlerine. Çoğumuz gibi yoksulluğun çemberinden geçerek gelmiş Karakuş ama çektiği, en azından benden fazla. Çaresizlik, çıkmazlar her şey de olduğu gibi edebiyatta da yaratıcılığı öne çıkaran bir zorlama gücüne sahiptir. İşte o çıkmazların Mehmet Doğan Karakuş’a açtığı pencere öyküdür ve sonrasında romana yolcu olacağı kesin gibidir.
2011 Ocak ayında Cino adlı öykü kitabıyla merhaba der okurlarına. Bu öyküler bir anda sizi İstanbul’un Kumkapı, Sirkeci, Sultanahmet, Eminönü semtlerine muhtar yapabilir. Çünkü öykünün diyaloglarını o semtlerde yaşayanlar kurmaktadır. Genelde bizim gibi, sıradan insanlardır. Kesinlikle bir kahvehanede veya meyhanede yan yana oturmuş, konuşmuşsunuzdur.
Artık ok yaydan çıkmış, yazmak başka bir yatağa evrilmiştir. Aralık 2012’de Dingiş yol arkadaşlığı eder Cino’ya. Dingiş’teki öykülerde aynı Cino’nun Coğrafyası’nda soluk alır verir. Bu biraz değil fazlasıyla yazarın ekmek kavgasıyla ilgilidir. Yoksulluktan okulu bırakmak zorunda kalmış, öğretmenliği uzaklarda bırakmış, çoluk çocuğunun ekmeği için adliyelerde dolaşmaya başlamıştır. Ünlü Sultanahmet Adliyesi ve çevresi mekanıdır yazarımızın.
Haziran 2014’te yayımlanan Havalı ve Ekim 2016 da yayımlanan Reiz adlı öykü kitaplarında kendine has yazma kimliğini oturtur. Bol diyaloglarla ve konularını boğmayan yalınlıkla yol almaktadır ve zaten Dingiş sonrasında sanat dergilerindeki varlığı da bu gelişmenin bir başka göstergesidir.
Mehmet Doğan karakuş’a ne söyleyebilirim diye düşündüğümde, her kitabının sonuna da olabilir, küçük bir yerel sözcükler sözlüğü eklemesi olabilir. Çünkü doğup büyüdüğü yörenin sözcüleriyle çok iyi bir ilişkisi var ve bu ilişki o sözcüklerin yaygınlaşmasına aracılık edebilir.
Öykünün de, yazarının da ve sonrasında romanlarının da yolu açık olsun diyerek bitiriyorum yazımı.
CEYLAN KORYÜREK
İlk tanışıklığımızı anımsama zamanı şimdi çok uzak. Sevgili Güngör Gençay aracılığıyla geldiği gün gibi aklımda. Zaten isim olarak tanıyordum üstelik bilgi fazlalığım vardı: Şair ve çevirmen Enis Behiç Koryürek’i (1893 İstanbul-1949 Ankara) biliyordum ve akrabalıkları vardı. Yayınevine geldiğinde yüzündeki hüznü bugün bile anımsarım. Derin bir duyarlığın labirentini andırıyordu o hüzün. Çok derinlikli bir yolculuk bile çözemezdi bu hüzün labirentini.
1962 doğumlu olan şairimizin, Birikintiler (1995), Şeytan ve Şiir (1996) adlı iki şiir kitabı yayımlanmıştı. İsim olarak şiir ve yazılarını biliyordum. Güçlü bir imge kimliğine sahip ve derin duyarlığını gizleyen yapısı sanatsal üretiminin motor gücü gibiydi. Daha sonra Şubat 2010 tarihinde Yanılgılar adlı şiir kitabı yayımlandı. Sait Faik Abasıyanık’ın ‘yazmasam deli olacaktım’ yolundan gitmek zorundaydı Ceylan Koryürek, çünkü içinin sanat fırtınasının sesi dışarıdan duyuluyordu.
Bir uzun suskunluk.
Bir Aşk Provası, adlı şiir kitabının yayımlanışı Eylül 2017 tarihini taşır. Bu kitabı oluşturan tek tek şiirleri okurken, bir destan okuduğumu ve sırtımı dağlara verip Karadeniz’in yeşil ve mavi renklerinin müziğinde bir aşk yolculuğunda sandım kendimi. Ruhsal bir dinginlikle, ölü dalgaların görkemi birbirine karışmış gibiydi. Taşma başlamıştı ve Ekim 2018’de biraz öz yaşam kokulu Buharlı Saat adlı roman çaldı okurun kapısını. Yine aynı tarihte kapağını ve iç desenlerini genç ressamımız Selin Asya Arslan’ın çizdiği ‘Ceylan Ve Tavuskuşu’ adlı çocuk kitabı yayımlandı.
Haziran 2019 tarihini taşıyan Dokunulmamış adlı öykü kitabının yayımlanmasından sonra, yine Selin Asya Arslan’ın kapağını ve desenlerini çizdiği Dondurma Ülkesi adlı çocuk kitabı Ekim 2019 tarihinde yayımlanır.
Bir suskunluk dönemi.
Yazarı şairi tanımak, onun üretimini anlamak adına önemlidir bana göre. Sıkışmış duyguların sanatsal çıkışı olur olmadık yer ve zamana denk gelebilir. Bu çıkış hem çeşitlilik hem de nitelik anlamında önemlidir.
Ceylan Koryürek’in yeniden gelişi farklı bir fırtına yaratabilir.
Ne diyelim yolu açık olsundan başka?
FERHAT İŞLEK
Öğretmen, 1957 doğumlu. İşçilik, sendikacılık, öğretmenlik yaptığı işlerdendir. Yaptığı işler gibi gezginliği de vardır Adana, İzmir, Mersin gibi. Patikanın Başlangıcı 1995 basımlı ilk kitabı. Sunuş yazmışım ve aradan 26 yıl geçmiş. O günlerden bu günlere not olsun diye sunuşu alıyorum buraya “ şiir, şairin süresiz gebeliklerinin ürünlerinden salt birine verilen ad. Şairlerin yaşamla olan bağları, ekinsel birikimleri ve yetenekleriyle harmanladıkları oluşum, onların gebeliğidir. Bu oluşumun doğuma dönüşmesi bir kıvılcıma bağlıdır.
Kıvılcımlar öylesine sık çakılıyor ki bu aralar, doğrusu şiirlerin doğumu seller sular gibi…
Ferhat İşlek, bu gebelik sürelerini iyi değerlendirmiş bir şair. Şiirlerindeki ekinsel yük ve gözlem gücü bunu doğruluyor.
…’ve halkımda eritmek içindir yalnızlığımı/küskünlüğümü ertelemek zorunda kalışım’ diyen şair; ekinsel yükünü almış, insanını tanımış ve o büyük yürüyüşte bayrak açmıştır adeta.
Halkımın gelecek yürüyüşüne katılan şairin şiirlerini okumak, eleştirmek¸sesine ses katmak için haydi öyleyse şiir okumaya diyorum”
Sardunya Düşlü Memleketim’in yayımlanışı 1998 tarihini taşıyor. Bu kitabının arka kapağından yitirdiğimiz güzel insanlardan Harun Ünlü’nün ‘Çok daha uzun zaman birlikte olacağız’ notu var. Ocak 2002 tarihindeyse Sevdalar Çiçeklenir adlı şiir kitabı okurla buluşur. Kurtarılan Aşk’lardı Onlar.. 2005 tarihlidir. Çocuk Kitapları Tut Ellerimi Öğretmenim ve Güneşli Çocuklar 2007 tarihinde yayımlanır. Kütüphanemdeki en son basılan kitabı ise, Sevda Hüzün Bırakmaz (2008)adlı şiir kitabıdır.
Duyuruları olan, inceleme araştırma kitabı Eğitimin Ayak Bağları ile eleştiri ve söyleşilerden oluşacağı belirtilen Taşrada Sanat Hazırlığı adlı kitaplarının yayımlanıp yayımlanmadığını bilmiyorum.
Konu Ferhat İşlek olunca Zeki Büyüktanır’ın hazırladığı ‘Yazı ve Şiir Düşleriyle Ferhat İşlek’ çalışmasını da notlamalıyım burada.
Ferhat, edebiyatın dışına çıkmadı ama sanki şiirden biraz uzaklaştı gibi geliyor bana. Araştırmalar, şiir okumaları çekimleri, tanıtımlar elbette önemli işler ama şiirden uzaklaşmamak gerek, sonra şiir bağışlamaz. Benden demesi.
Emeğe merhaba diyerek.
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış