CUMHUR İTTİFAKINDA NELER OLUYOR ?
15 Mayis 2024 00:23:40
Siyasette yenilgi süreçleri bir tür iç-hesaplaşma sürecidir de.
31 Mart’ta Cumhur İttifakı yenildi.
Yenilgi özellikle AKP içinde bir iç-hesaplaşma havası yaratırken, Cumhur İttifakının geleceği de sorgulanmaya başladı.
AKP geriye çekilip toparlanmaya çalışıyor. Bu arada özellikle Erdoğan’ın siyasete devamı için anayasanın değiştirilmesini istiyor.
Erdoğan’ın ortaya attığı “yumuşama”nın öteki adı zaman kazanma !
Yumuşama boş lafla olmaz, muhalefete bazı ödünler verilmesi, demokrasi kavramının bazı jestlerle parlatılması gerekir. Kavala’nın, Demirtaş’ın serbest bırakılması gibi…
Erdoğan buna hazırlanıyor. Onun denklemi, ödünlere karşılık anayasa değişikliği şeklinde kurulu.
Ancak, bu noktada Bahçeli faktörü ortaya çıkıyor:
Bahçeli’nin fena halde takıntılı olduğu bazı konular var. DEM, Gezi, FETÖ gibi…
Erdoğan bunları aşıp anayasa değişikliğini gündeme oturtmak istiyor. Bahçeli diretiyor.
Son gelişmelere bakıyorum…
AKP/Erdoğan Bahçeli’yi Sinan Ateş cinayeti üzerinden etkilemeye çalışırken, Bahçeli de Bora Kaplan olayı üzerinden AKP’yi sarsmaya çalışıyor.
Bahçeli son yaptığı konuşmada, Bora Kaplan suç örgütü ile ilgili bazı iddialara yer verdi. Olayın köklerine inilip üstesinden gelinmemesi halinde Cumhur İttifakı’nın zarar göreceğini belirtti. Bahçeli’ye göre emniyet içinde Cumhur İttifakını yıkmaya çalışan bir grup var… Bahçeli’nin bu çıkışı aslında ortağına, çok üzerine gelmeyin uyarısı !..
Bahçeli’nin iddiasının boş olmadığı biliniyor. Bora Kaplan örgütünün ikinci adamı iken itirafçı olan ve ev hapsindeyken yurtdışına kaçan Serdar Sertçelik’in sosyal medyada yayınladığı ses kasetleri ve yaptığı bazı açıklamaları, emniyette bazı üstdüzey kişilerin Sertçelik’e bazı AKP’liler ve MHP’liler hakkında provokatif itiraflar empoze ettiklerini ortaya çıkarttı. Sertçelik’i yurtdışında kimlerin kullandığı ise şu an için bilinmiyor.
Cumhur İttifakı bu karmaşık süreci nasıl stabil hale getirecek ? Yahut getirebilecek mi ?
Bunun olabilmesi için Bahçeli’nin en az AKP kadar esnemesi, bunun için de ama öte yandan Sinan Ateş suikastının MHP’yi rahatsız edecek gelişmelere yolaçmaması, gerekiyor. Ayrıca muhalefete bazı ödünler verilmesine Bahçeli’nin evet demesi gerekiyor. Zaten anayasa değişikliğinin gündeme oturması da buna bağlı. Gitgide yükselmesi beklenen sosyal hareketliliğin ateşinin düşürülmesi özellikle AKP’nin bir başka sorunu ki bunun için CHP ile de uzlaşması gerekiyor.
AKP muhalefete bazı ödünler vermek zorunda, ama bu yetmiyor. Ekonomik durumu kötüleşen halka da birşeyler verilmesi gerekiyor.
Ancak izlenen deflasyonist politika buna engel. CHP olası kitle hareketlerinin önüne geçerse tüm siyasi dengeler altüst olabilir.
Anayasa değişikliği konusunda Bahçeli’nin kırmızı çizgilerinin de Cumhur İttifakını zorlayabileceği düşünülüyor. Anayasanın ilk dört maddesinin aynen korunması gibi. Radikal İslamcılar ile Kürt milliyetçileri bu maddelere karşı.
Ama ben bu konuda, yani ilk dört maddenin korunması konusunda Erdoğan ile Bahçeli arasında sorun yaşanmayacağını düşünüyorum: Çünkü Erdoğan’ın bu maddelerin değiştirilmesi için bastıracak ve MHP ile köprüleri atacak gücü yok şu an. Yeni anayasanın cumhurbaşkanı adaylığının sürmesini sağlaması şimdilik ona yetiyor.
Soru şu:
AKP ile MHP karşılıklı bazı ödünler vererek Cumhur İttifakını 2028’e kadar ayakta tutabilirler mi ?
Ayrıca Cumhur İttifakı kendi içinde uzlaşıp anayasa değişikliğinin gündeme taşınması için muhalefete bazı ödünler verirler mi ?
İkisi iç-içe.
Ben buna hayır diyemiyorum. Cumhur İttifakı bir gün dağılacaksa o gün bugün değil. Mecburen anlaşacaklar…Çünkü özellikle AKP, 2028’in son şansı olduğunu görüyor.
AKP-MHP gerginliği bir şeyi daha ortaya çıkarttı: Siyasette dostluklar düşmanlıklar yoktur, çıkarlar vardır ve o çıkarlar her zaman değişebilir !..
**
CHP iktidar kanadındaki bu gelişmeleri doğru okuyor mu peki ?
CHP Genel Başkanı Özel, şu anki politikalarını müzakere ile mücadeleyi birlikte götürmek şeklinde açıkladı.
Bu doğru, ama belirleyici olanın mücadele olması koşuluyla !..
ETİKETLER : Yazdır