ÜÇ ÖNEMLİ KONUDA ÖNERİLERİM?
23 Ocak 2012 13:57:17
Ülkenin siyasi tarihi boyunca şu üç önemli konu gün-denden hiç düşmedi: Atatürk (ya da Atatürkçülük), Anayasa; Laiklik (ya da Din elden gidiyor vaveylası)…,
Ve, hiçbir İktidar, AKP dönemi kadar bunları sömürme ve tukaka etme cesaretini gösterememişti.
Peki, AKP’nin özelliği neydi de, bunu başardı? Adamlar, AKP gelene kadar alt yapıyı hazırladılar(1069-2002). MNP başlayan, MSP ile gelişen, Refah-Fazilet-Saadet (adlarıyla açılıp kapanan partilerle boy veren) sonunda ve koşullar tamamlanınca harekete geçtiler. Bunda, hiçbir dönemde, hiçbir iktidara AKP kadar hoşgörü (düzeni alt üst etme yürekliliği de) gösterilmediği için başardılar….
Atatürk’e, devrimine, ilkelerine, büst ve heykellerine saldırıları önleyemedik. Bunu önlemek adına çıkarılan yasaya rağmen, bugün bile sürüyor ve artık önlenemeyecek boyutlara ulaşan bu karşıtlığı, akıl tutulması olarak bile değerlendiremeyeceğimiz bir biçimde yoğunlaşması yadsınamaz… İktidarın bu konudaki tutumu, Çankaya’dan ilçelere kadar tam anlamıyla kayıtsızlıktır: Başına Müslüman eklediğimiz Üst ve onların buyruğundaki alt yönetimlere kadarki egemenlikte de görüyoruz bunu. Cumhuriyet’in savcılarının ihmali de çok önemli bir ölçüttür…
Önerim şudur: Atatürk’ü koruma yasasını kaldırsınlar. Onun için istediklerini yazıp çizsinler, serbest olsun. Nasılsa o yasa bir anlam taşımıyor… Laiklik tanımını kendi ideolojilerine göre yeniden tanımlasınlar ya da onu da yasadan çıkarsınlar… Anayasa bu yasaklara kapalı olsun yani…
Anayasa’nın sivilliği konusu, askerleri de kapsamalıdır. Onların yaptıkları Anayasalar, bu son yazılmada mut-laka dikkate alınmalıdır; onların ışığında yönetildik yıllarca. Ama askeri idarelerin ve ordu’nun incitilmeden, kinle kategorize e-dilmeden / uzlaşmayla çözümlenmelidir…
İktidar yeni anayasayı kendine mal etmeden; en yoğun katılımla ve en kısa sürede yapılmalı; siyasi partiler ve Seçim yasasıyla birlikte kotarılmalıdır. Ulusal egemenlik ruhuyla hazırlanacak yeni anayasa, bütün bir ulusu kucaklayacak unsurlar düşünülerek, kolay kolay değiştirilemeyecek kadar mükemmel olmalıdır. Bu da iktidarın tutumuna, niyetine göre şekillenmemelidir….
Cumhuriyet rejiminde Laiklik, birey-adam olmak, özgürlükerin insan haklarına dayalı, din ve yaşam tarzına saygılı, çağdaş bir toplum yaratmayı da sağlamalıdır, yeni anayasa. Ancak, iktidarın en çok bu konuda zorlanacağı kuşkusuzdur. Çünkü, eğitim-kültür ve yaşam tarzı konusunda Müslüman yaraşır bir tarzı dayattılar 10 yıldır. Hatta kendi sosyetesini de buna uygun olarak düzenlediler. Bütün sorunların çözümünde milli iradenin isteği doğrultusunda hareket ettiklerini sık sık söyleyen iktidarın başı, “diğer %50’yi milli irade olarak kabul etmiyorsa” zaten bunu her fırsatta yinelerken; bu anayasanın kendi oylarıyla çıkarılması olanaklı değildir…
Biliyorum ki; bu yazım tepkiyle karşılanacaktır. Asıl amacım, milli irade konusunu test etmektir. Çünkü anayasayı halkoyuna sunacağız…
Şimdiye kadarki halkoylamalarında milli iradenin tam olarak tecelli ettiğini söylemek olanaklı değildir… Bu kez, tecelli edeceğine inanıyorum. Yine de milli iradeyi tam olarak yansıtan bir anayasa yapamadıysak, kabul edileceği konusunda kuşkuluyum.
Din eksenli her tür dayatmanın olacağı bir anayasa, 88 yıllık Cumhuriyeti’mize, çağdaş ve uygar bir toplum oluşumuza hiç yakışmayacaktır. Zaten dinci partilerin en büyük yanlışı buydu: “Müslümanlar, Laikçiler ayrımcılığı”nı benimsemiş olmalarıydı. Umarız, bu anlayış anayasa çalışmalarının bir handikapı olmaz… Bunu da bir samimiyet testi olarak değerlendirebilirsiniz.
ETİKETLER : Yazdır