
BİR ADAMI TANIMAK :İSMET KEMAL KARADAYI...
01 Agustos 2011 12:58:57
Dilimizde bir söz vardır, darbı mesel olmuştur: "Koynumda yılan beslemişim", der.
İnsanı tanıyamamayı anlatır bana göre. Hatta bir kitap adı çıkar gelir yerleşir belleğime: İNSAN
BU MEÇHUL...
Bu da nerden çıktı demeyin: Bugün 29 Temmuz. 5 yıl öncesine götürüyor beni anı-larım. Yıl, 2006. Günlerden Cumartesi. Saat 11:00 suları. Her cumartesi oduğu gibi dostum İsmet Kemal Karadayı&39;nın telefonunu çaldırdı. Karşımdaydı: " Merhaba arkadaş !" dedi. "Ne var ne yok?" diye sordu. Onun deyişiyle yanıt verdim:
HER ŞEY VAR,HİÇBİR ŞEY YOK !
Ayrıntıya girmiyorum. Telefonumdan sonra Kadıköy&39;e iner. Yolda yığılır kalır. Haberi duyar duymaz hastahaneyi, yakınlarını aradım. Saat 17:30&39;da ulaştım.Damadıydı konuşan: "Maalesef az önce kaybettik" oldu yanıtı.
Hem kendisi, hem de beni temsilen cenazesine, Sevgili Ağabeyim Safder Kartoğlu katıldı.15 yıl süren ve bundan sonra da sürecek olan bir dostluğu sizlele depaylaşmak istedim.
Sevgili Karadayı&39;nın kendine özgü sözleri vardı. Bunlardan biri de, "Ben adamı ağzından tanırım"idi. Kimileri de "ben adamı gözünden tanırım." Der. "Gözler yalan söylemez" derler. Adam konuşurken gözlerini kaçırıyorsa nerden anlaşılır söyleyip söylemediği? Konumuz yalandan çok, kişinin kendini tanımlama sorunsalıdır konu.
Hukukçuydu.Savcılık yapmıştı; Avukatlığı da bırakmıştı. Oğlu haldun&39;a kalmıştı savunmanlık. TÖS olayında
Niğde Savcısı iken verdiği kararla ünlenmişti. Ama o bir başka ünlüydü aynı zamanda: ŞAİR,YAZAR,ÖYKÜCÜ idi...
Edebiyatı yaşamından ayrı tutmamıştı:
ADALET DİYE DİYE, PATLICAN FİDELERİNE MUSKA, HUKUKSUZ YÖNETİMLER-SUSKUN İNSANLAR, SÖZ GÜMÜŞSE,KUT KAPANI ŞİİRLER-MAĞMA, DİPNOTLU ŞİİRLER, ORTAKÖYDE ZAMANLAR,SOSYALİZM-AŞK ve HUKUK,BİRAZ İSTANBUL MUSUN ?, İYİGÜNLER HEPİNİZE ve diğerleri..
Bütün yapıtların-da toplumcu gerçekçiliği, bütün boyutlarıyla işleyen,yaşantılara, yaşam tanıklıklarına yer veren ve ne yazıktır ki; yoksama derecesinde görmezden gelinen bir önemli değerdi.Son konuşmalarımızda bundan yakınıp durmuştu.Niğde&39;de, yıllar sonra gittiğimde bile gördüm ki; NİĞDELİ onu unutmamıştı.
NİĞDE, Aydınlar kentiydi. Ama bugün o Niğde de, yozlaşma ve kamplaşmadan nasibini almıştı zaman içinde.
Karadayı&39;nın yapıtlarındaki dili, onun ağzını da belli eder güzelliktedir. Adalet Diye Diye&39;de, Hukuksuz Yönetimler-Suskun İnsanlar&39;da mesleki anı-anekdot ve yorumlarıyla onun görev, hak-hukuk anlayışını da öğrenmiş oluyoruz. Ben, sizlerin bilmediğiniz şair yanı için bir şiiriyle anıyorum kendisini:
Hani bir kuş alıp gelse/ya bir el
Ben bunca şarkıları tutamam,kaldıramam
Ya da durup bakarım yabansı gözlerine
Sevmek&39;tir biliyorum en güzel...
Bir çünkü kalıyorsun yaşanmış türkülerde
Dur bekle/aşabilir yolları yüce kaptan
Gecesi ağarınca masmavi denizlerin
Ay doğar gün döner/güneş misin ne?...
Hep aynı dalgalardır mutluluğun demi
Kaçınılmaz, acı onmaz/ölümse çeyrek değil
Bilmeden susmak desem en büyük savaş benim
Masal gibi evren gibi sevi özlemi...
Kaç vapur ötedesin/güzelsin ve sen
Tükenmiş sabrıma eriyorsun/görüyorum
İzlenimli zamanlar düşüyor belki/bir
Yaşadık/dönemeyiz o eski takvimlerden...
Biraz İstanbul musun/soyunursun/ iki
Bu nasıl vuruluştur yalınkat öykülere
Ah bir de gerekçesiz/bölük pörçük oluşan
Kral ne,kural ne/ağlamak ne ki?...
ETİKETLER : Yazdır