DÜŞÜNENLER VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ ÜZERİNE? ()
06 Agustos 2012 04:54:20
“ Yüzyıllardır bizi çok seven(!) batılı dostlarımız tarafından başımıza bela edilen Kürtçülük-Bölücülük hareketinin son piyonu olan PKK Narko-Terör örgütü ile 1984 yılından beri uğraşıyoruz. Yüz Milyarlarca dolar kaynağımız kalkınmaya, eğitime, sağlığa harcanacağına terörle mücadele uğruna heder oldu gitti. Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını, zenginleş-mesini engellemek isteyenler büyük ölçüde başarılı oldular ve belimize büyük bir darbe vurdular.T.C Devleti, silahlı terör örgütüyle mücadele ederken, var gücüyle de bu çapulcuların Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil etmediğini, bunun bir “Bölü-cülük” olayı olduğunu anlatmaya ve dünya kamuoyuna doğruları göstermeye gayret etti.2002 yılına geldiğimizde, silahlı terör örgütü büyük ölçüde etkisizleştirilmiş ve eylem yapamaz hale getirilmişti. Sonra AKP iktidar oldu. (Bu iktidar oluşun gerçek yüzü, belgeleriyle yakında açıklanacak ve Türk Milleti o zaman, nasıl bir badire atlattığını çok net görecek.)Belediye Encümenini veya Cami Yaptırma Derneğini yönetir gibi devleti yönetmeye kalkan AKP, Türk Devletinin terör politikasını alt-üst etti.Terörle mücadele eden kahramanlar, cemaatin polislerinin düzenlediği sahte dijital delillerle içeri atıldılar. Devletin istihbarat görevlileri, arabalarının bagajlarında silah ve kroki bulunduğu için hapse atıldılar!..PKK Narko-Terör Örgütü ile, Başbakan Erdoğan’ın emriyle yıllar süren görüşmeler yapıldı ve örgüt T.C Devleti tarafından “muhatap” seviyesine çıkarıldı!… Habur sınır kapımızda, tarihimizde görülmeyen bir rezalet yaşandı. Örgüt militanları, savaş kıyafetleriyle Türki-ye’ye getirildiler. Sadece çadır devletlerinde olabilecek hukuk ihlallerini, komik yargıla-maları ve Türk Devlet geleneğinin bizzat hükümet tarafından, müsteşarlar-genel müdürler-hakimler-savcılarla beraberce paspas edilmesini gördük…2012 Temmuzunda AKP Hükümeti terörle mücadelede, hala yanlış yapmakta ısrar ettiği gibi, çok daha büyük sıkıntılara sebep olabilecek bir Suriye Politikası uyguluyor!…” Eski Bakan Rıfat Serdaroğu böyle diyor…
Can Ataklı da şöyle yazıyor:
“ Suriye’nin Türkiye sınırındaki bazı kapılarının “muhaliflerin eline geçmesi” ilk anda büyük sevinç yaratmıştı yandaş çevrelerde.Her gün daha da batağa saplanan dış politikadaki zafiyetimizi örtbas etmeye çalışanlar için adeta bir “kurtarıcı” olmuştu bu yeni durum.Ama sevinç çok kısa sürdü. Sınır kapılarını ele geçiren muhalifler “Kürt” çıkmasın mı? Üstelik “muhalif” oldukları da hayli kuşkulu.Daha da açıkçası “muhalif” zannedilenler aslında bizzat Esad’ın teşviki ile o bölgeleri ele geçirdiler.Bu, yandaş çevre için tam bir hayal kırıklığı oldu. Tabii görmedikleri şu. Suriye’nin geldiği son nokta yandaşlar için sürpriz olabilir ama, iktidar için de mi sürpriz? Yoksa bugüne kadar hazırlanan bu muydu? Son durum büyük planın bir parçası mı? Dün konuştuğum eski bir bakan “İlk günden beri asıl plan buydu. Türkiye hızla bölünmeye gidiyor, bunun için de çevresi sarılıyor” dedi
Ali Eralp de, konuya şu paragrafla katılıyor:
“Rüşvet, kayırmacılık, soygunculuk, yolsuzluk diz boyu… Almış başını gidiyor. Suçları kanıtlanmış nice dolandırıcılar, üçkâğıtçılar, katiller büyük bir pişkinlik ve utanmazlık içinde, iyi bir iş yapmış gibi, gururla, ellerini kol-larını sallayarak, Türkiye’nin her yanında boy gösterirken; AKP’ye muhalif ki-şiler, kuruluşlar, basın ve ordu baskı altında…Zindanlarda…Ülkesini seven, ülkesinin yabancılar tarafından talan edilmesini istemeyen çevreler, bireyler suçlanıyor, kovuşturuluyor. İçeriye atılıyor. İnsan emeğine, vatana değer ve-renler darbeci ilan ediliyor. Ama ordu düşmanı, bayrak düşmanı, sömürge yanlısı vatansızlar el üstünde tutuluyor, ödüllendiriliyorlar.Böyle bir uygula-ma, böyle bir düşünce yapısı, dünyanın neresinde görülmüştür? Nasıl bir anla-yıştır bu?Bir zamanlar Komünizm ve komünistler de “öcü” idi. Ezil-mesi, yok edilmesi gereken kızıl canavarlar gibi görülürdü. Şimdi bu “kızıl tehlike(!)” kalktı. Artık kimse komünizmden söz etmiyor. Ama zaman yitirilmeden, yerine yeni bir tehlike(!) bulundu: Atatürkçü, Cumhuriyetçi olmak, Ulusalcılık…”
Bu yazının devamını bir başka yazıya bırakıyorum. Yorumunu şimdilik size bırakıyorum. Gelecek Çarşamba da, ben yorumlayacağım. İpucu vermem gere-kirse; aşağıya aldığım karikatürü dayanak gösteriyorum.
Milli Nizam, MSP, Refah, Fazilet, Saadet, AKP, HAS Parti…(?!.)… İslam böylece yaptı ağır ağır SORTİE yaptı… Din elden gitmedi ama, Devletin temelleri din uğruna çatır çatır sarsıldı…
ETİKETLER : Yazdır