DOKTORLAR ÜZERİNE?
15 Ekim 2011 16:38:14
Hastalıkların pençesinde olmak ya da doktoruna düşmek nasıl bir şeydir; 10 gündür doktor doktor, hastahane hastahane dolaşmak nedir; yaşayan bilir…
Hastalığım kadar, hastahanelerin, doktorların, yardımcı personelin halini gördükten sonra, onların nasıl sağlıklı kalabildiklerini düşündürdü gördüklerim…
Diyabet doktorum, “Hacettepe acil bir rezalet” diyordu: Bunu yaşayarak gördüm. Bayındır’da bir saatte bitti aynı işlemler. Sonra Numune’de sonuç aldık. Gastrit tanısı konuldu. Rahatladım…
Bir hastanın yanında en az bir kişi var. Koridorlar panayır yeri gibi. Kimi hastalıkları ve hastaları gördükçe moralinizin bozulmaması imkânsız. Üniversite hastanelerinde pek çok doktorun yerini asistanlar, öğrenciler almış dersem abartmış olmam. Hele ithal doktor getirileceği ya da hastaların özel hasta-hanelerde tedavi ettirileceğinin açıklanmasının bu durumu daha da karmaşıklaştırdığı açıkça görülüyor…
Hastahanelerin dıştan ve içten tüm-den veya bölüm bölüm onarım ve boya işleri yıllardır sürüyor. Halkımızın devlet malını hor kullandığının kanıtıdır bu durum. Bir de işlem çokluğu, ordan oraya hasta ya da yakınının koşuşturması ayrı bir sıkıntı. Kısacası sağlam giren hasta çıkar dersem inanın. Hele o küçük çocukları bu ortamlarda dolaşması/dolaştırılması da çok etkiledi beni.
Bu arada tam gün kargaşasını da söylemem gerek. Bu durum ileride tıp eğitiminin kalite yitirmesi gibi bir risk öncelikli sorundur. Yıllarını bu mesleğe adayan değerli doçent-profesör ve cerrahların üniversiteden uzaklaşması, yerlerine dışarıdan doktor getirileceği tehditi çok yanlıştır.Tıpta geldiğimiz dü-zey çok yükselmişken bunu anlamakta zorlu çekiyorum doğrusu…
Üniversite hastanelerinin birleştiril-mesi ya da özelleştirilmesine, Üniver-site Hastaneleri Birliği itiraz ediyor: “Tedavi ayrı, eğitim ayrı uygulaması dünyanın hiçbir yerinde yoktur”… Bizde olur efendim ! Ben yaparım olur kafası bizim değişmez hasletlerimizden biridir çünkü. Ben yaşayarak gördüm hastalığım sırasında…
Örnekleyeyim: Acilde ketoz (şeker koması) tanısıyla 4-5 saat kıvrandım. Bir başka hastahanede, “bu değerlerin yüksek olması başka nedenlere bğlı da olabilir. Biz böyle düşünmüyoruz dene-biliyor” .Bir başka hastanede sol böbrekte kist oluşması ve gastrit tanısı konulması kafaların ne denli karışık olduğunu, karıştırıp beni tedirgin ettiğini düşünün…
Kapı komşumuzun,”biz normal kontrollar olarak düşündük, hayrola ne oldu?” sorusuna da bu yanıtları verdim. O da, “biz bu yaştan sonra artık Pamuk Hanım’ız” yanıtını verince; Ben de Pamuk Dede’yim desenize diyerek gülüştük…
Herkese sağlıklı günler diliyorum….
() Sağlık Bakanı’nın Fikret Bila’ya demecini okumayanlar için ek bilgi olarak okunmasını da öneriyorum)
ETİKETLER : Yazdır