GÜNDEMDEKİ SORU
10 Haziran 2024 00:12:16
Erdoğan-Akşener görüşmesi hakkında her iki taraftan da kamuoyuna bir açıklama yapılmadı.
Buradan bakıldığında, görüşme, kamuoyunun bilgisi dahilinde, yani “açık” bir görüşmeydi: ama, içeriği açıklanmadığı için “kapalı” bir görüşmeydi de.
Görüşmede, Erdoğan açısından teamülleri ve siyasi etiği aşan, en azından zorlayan bir şey yoktu.
Erdoğan, hem cumhurbaşkanı olarak ve hem de parti başkanı olarak istediği kişiyle görüşmek için makamına çağırabilir. Çağrıya uyup uymamak çağrılan kişinin sorunudur.
Akşener’in son siyasi sıfatı, İyi Parti Genel Başkanlığı idi. Çağrıldığı günkü sıfatı ise eski genel başkan ve İyi Parti üyesi.
Siyasi teamüller, çağrılanın/Akşener’in görüşmeden önce partisine bilgi vermesini ve izin almasını öngörüyordu. Ayrıca görüşmeden sonra da ne görüşüldüğü konusunda parti yönetimine bilgi vermesi.
Oralı olmadı. İki taraf da susarak görüşmenin gizemini demlenmeye bıraktılar.
Gizem, merakı körükler; merak ise, çeşitli tahminler şeklinde dışavurur. Tahmin, adı üzerinde, atmasyondur. Ucu da açık olduğu için çok geçmez paranoyal boyutlanmalara uğrar.
Öyle olmadı mı ?
İlkten Akşener’in, oğluna büyükelçilik istemek için saraya çıktığı ileri sürüldü. Ama, bu çabık elendi. Çünkü görüşme Erdoğan’ın çağrısı üzerine gerçekleşmişti. Talepte bulunan Erdoğan’dı.
Bu durumda tahminler, Erdoğanın Akşener’den ne istediği ya da istemiş olabileceği sorusuna kenetlendi.
Bu soruya yanıt olarak bir çok teori üretiliyor. Hepsini yazmaya kalkışsam yazı uzar.
Doğrusunu söylemem gerekirse görüşmenin içeriğini ya da Erdoğan’ın Akşener’den ne istemiş olabileceğini gazeteci kimliğimle ben de merak ediyorum.
İki gündür kafamda evirip çevirdiğim sorulardan birisi de bu.
Azıcık geriye döneceğim:
Erdoğan ve Bahçeli, Akşener’in İyi Parti Genel Başkanlığını bırakmamasını istemişlerdi. Umutları, oyu yüzde 3,5’a da düşse, ittifaktan ayrılan YRP’nin yerine İyi Partiyi monte etmekti. Bu kolay da olurdu. 31 Mart’ta hezimete uğrayan Akşener’e ittifak kapısı ile birlikte iktidar kapısı da açılır, Akşener buna uzun süre hayır diyemezdi. Çünkü siyasi geçmişi ilkeli bir politikacı olmadığını gösteriyordu.
Son görüşme, Akşener’in böyle bir yol tutabileceğinin dolaylı teyidi oldu.
Şimdi bir soru açacağım:
Erdoğan, hâlâ siyasi bir aktör kabül ettiği Akşener’den nerede ve nasıl yararlanabilir ?
Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı gibi bir görevin Akşener’e önerildiği savı bana pek rasyonel gelmiyor. Çünkü Akşener, dedim ya, hala politik bir aktör sayılıyor, bürokrat değil.
Cumhur ittifakının güçlenmeye ihtiyacı var. Akşener bu ihtiyacı bir nebze olsun karşılayacak bir görev üstlenebilir mi ve nasıl ?
İyi Parti olağanüstü kongreye götürülüp Akşener yeniden Genel Başkanlık koltuğuna oturtulabilir.
Veya, yeni bir parti kurdurulup İyi Parti’yi ikiye bölebilir. Bir parçasını Cumhur’a bağlayabilir.
Burada önemli olan şu:
Tek Adam’ın, şu an sadece bir parti üyesi olan Akşener’i hâlâ önemli bir siyasi aktör olarak görmesidir.
O öyle görebilir, ama ben naçizane Akşener’in siyasi ömrünün bittiğini düşünüyorum.
Siyasi mevtalardan hâlâ medet uman zihniyeti de siyasetimizin olağanüstü yozlaşmasına bağlıyorum !..
ETİKETLER : Yazdır