Oyları bölmemek gerek
02 Haziran 2011 16:20:13
Yüzde 10 barajı, adına “ ileri demokrasi “ denilen ucubenin yüz karasıdır. Dünyanın hiçbir demokrasisinde yüzde 10’luk baraj yoktur. Ülkemizdeki yüzde 10 barajı, demokrasinin en temel ilkesi olan halk iradesine ipotek koymaktan başka bir anlama gelmiyor…
Biz bunu hak etmiyoruz.
AKP iktidarı, ağzıyla kuş tutsa, yüzde 10’luk barajın ayıbını ortadan kaldıramaz. Sadece bu bile, “ ileri demokrasinin “ ne menem bir şey olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor bile!..
Yüzde 10 barajı, ülkemizdeki sürüyle partiyi, düzmece demokrasimizin süs çiçeklerine dönüştürüyor!.. Barajı zorlama şansı olmayan partilerin gönüldaşlarının oylarını da, “ battal “ hale getiriyor. Bu da, seçim sisteminin olabildiği kadar sağlıklı işlemesinin önünü kesiyor…
Kimi partiler bunu bağımsız adaylarla aşmaya çalışıyorlar. Bu, koşulların zorladığı bir çare elbette; ama, çapı dar ve etkisi düşük bir çare…
Zonguldak’ı alalım..
Zonguldak’ta da, Türkiye genelinde olduğu gibi, üç parti çekişecek. Bunlar belli: CHP, AKP ve MHP.
İki de bağımsız aday var:
Cumhuriyet Güçbirliğinin adayı Mehmet Akkaya ile Ali Uzun.
Ali Uzun, bilindiği gibi, MHP’nin ilk sıra adayıydı. Ancak, CHP Mehmet Haberal’ı Zonguldak’ta listebaşı yapınca, Uzun, MHP adaylığından çekildi, daha doğrusu çekilmek zorunda bırakıldı. O da, Haberal’ların Başkent Hastanesindeki görevinden istifa ederek bağımsız aday oldu.
Kabul etmek gerekir ki bunlar şık gelişmeler değildi. Tepeden inmecilik de yanlıştı, tepki biçimi de…
Uzun, hem Haberal’ın özel durumunu ve hem de AKP’nin yeniden tek başına iktidara gelmesinin Zonguldak için de bir felaket olacağı gerçeğini dikkate alarak bağımsız aday olmayabilirdi. Böylesi daha sorumlu ve şık bir tutum olurdu bence…
Şu anki manzara, Ali Uzun’un esas olarak CHP’nin oy potansiyeline yöneldiğini gösteriyor. Bu da, kaçınılmaz olarak, AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor…
Oysa, muhalif oyların dağılmaması gerekiyor. Dağılıp battal hale gelecek her oy, AKP’nin işine yarıyor…Bu sadece Zonguldak’ta değil, tüm Türkiye’de böyle…
Tabii ki, seçime katılmaya hak kazanmış, ancak barajı aşmaları olanaksız siyasal partilere “çekilin” demek hakkına kimse sahip değil. Ama, bu partilerin tabanlarından, bölünüp ufalanan, battal hale gelen oyların aslında iktidarın işine geleceği bilinciyle hareket etmelerini istemek de yanlış değil…
Aynı şey, belirli bir kişisel oy potansiyeline sahip olduğu bilinen Ali Uzun için de geçerli. Uzun, vekil seçilebilecek düzeyde oy alamazsa, aldığı oylar, çöp sepetine gidecektir !. Böylece çapı dar tepkicilik, AKP’ye beleşten bir milletvekili armağan edecektir!..
Ali Uzun henüz vakit varken çekilmeyi düşünmez mi acaba ?..
ETİKETLER : Yazdır