“BABAM SAĞOLSUN”
18 Aralik 2019 09:42:21
Hasan Hüseyin Yalvaç
Arabaların arkasını süsleyen “Babam Sağ olsun” yazısı, arabaların önünü süslemeye başladığı zaman, aile kültürümüzün bir büyük darbe yediğini anlar mıyız bilemem. Çünkü sistem elinden geldiğince toplumun en küçük örgütlü birimini parçalamaya, bağlarını koparmaya çalışıyor. Zaten bunu kotardığında tartışılmaz tek güç olacak sistem, yani kapitalizm ve babası emperyalizm. Sürekli tüketimin yaygınlaştırılması, üretimin neredeyse yasaklanması başka nasıl açıklanabilinir ki? Emeksiz kazanmak ve yaşamak çocuklara böyle geçince, doğal olarak da torunlara geçiyor. Bunun birçok örneğini yaşamımızda, çevremizde görüyoruz. Çocuklar anne ve babalarını, ki baba evin reisi düşüncesinden hareketle özellikle babalarını, veren, vermek zorunda olan büyükleri olarak algılıyorlar, öyle de algılatılıyor. Ülkemizin koşullarında herkesin kazancı ortada, asgari ücret belli, işsizlik herkesin bilgisi dahilinde. Böyle olunca sürekli istekleri anne ve baba nasıl karşılayacak normal yollardan. Ve bakıyorsunuz aile için huzur ağır ağır çekip gidiyor.
Elbette bu işin asıl çözümü bu sömürücü, insanı, doğayı yok edici düzenden kurtulmak. Bu çözüm ayrı bir tartışma alanı. Dikkat çekmek istediğim nokta ailesinin servetiyle övünmek yerine kişilikli yapısıyla, dürüstlüğüyle, iyiliyle övünmek tu kaka ediliyor. Öyle çocuklar tanıdım ki babasının işçi olmasından, şoför olmasından utanıyor. Oysa ‘benim babam alnının teriyle ekmek paramızı kazanıyor, midemize haksız lokma girmiyor’ diyebilmeli.
Elbette hepimizin bildiği gibi bu rekabet bilinçli olarak yaratılıyor ve topluma yayılıyor. Tüm tüketim kültürün arkasında bu mantık var. Tüket…tüket…tüket ve aç kal, elime düş… bu düşüşe meraklı olanlar da az değil.
Buralara nereden geldim. Dün babamın yirminci ölüm yıldönümüydü. 1924 yılında Denizli’de doğmuş ve 15 Aralık 1999’da yine aynı kentte ömrünü tamamlamış bir Türkmen, bir Yörük.
1949 yılından başlayan memuriyet yaşamını, Kars Posof, Arpaçay; Ağrı Doğu Beyazıt, Muğla Bodrum Yalıkavak; Mersin Anamur; Hatay İskenderun, Kırkhan; İzmir Kadifekale, Bayraklı, Eski Foça, Pasaport ve Kdz. Ereğli’de tamamlamış ve emekliye ayrılmıştır. Görevi gümrük memurluğudur, Rusya, İran ve Suriye sınırlarında çalışmıştır ve öldüğü yer yurtdışında çalışan bir çocuğunun evidir.
Bu ülkenin her alanında iki kara kutu vardır. Biri insanlık alanının kara kutusu, diğeri yalanın sahtekarlığın kara kutusu.
İş emekle, dik duruşla, kafa namusuyla övünebilmek ve insanlık alanının kara kutusunu hep açık tutarak ve geleceğe aktararak yaşamak.
Ben arabaların, tapuların, mülklerin (Hele ki ‘mülk Allahındır’ diyerek tapu dairelerinden çıkmayanlar!) arkasına “Babam sağ olsun” yazmadım, yazmam da. Ama gerçekten bana insanlık adına kazandırdıkları için haykırıyorum “BABAM SAĞ OLSUN.”
ETİKETLER : Yazdır