ŞU BİZİM KANAYAKLAR…
12 Nisan 2018 10:32:43
Suudi Arabistan’da dizginleri eline alan Prens Salman’ın son fotoğrafını gördünüz mü ?
Prens hazretleri cübbeyi keyfiyeyi filan atmış, ceket pantolonla… Pantolonu da bildiğiniz kot…
Fotoğrafın lejandında, Prensin modacılarından kırık not aldığı vurgulanıyor…
Neden mi ?
Kot pantolonu şalvara benziyor, akerdeon körüğü gibi pabucunun üzerine yığılmış ayrıca… Ceketi esnaf, sivri burunlu pabuçları külhani işi…
Şaşırmadım…
Bu kadar olacak ! Ortaçağdan gelip 21.yüzyılın havasına-civasına şak diye uyum sağlamak zor iş…
Prens, ABD ile el ele verip,vehhabi/şeriatçı Suudi Arabistan’ı ılımlılaştırıyor…
Salman, Suudili kadınlara burkaları, çarşafları çıkarabilecekleri sinyalini verdi geçenlerde. Suudi kadınları artık tek başlarına alış-verişine çıkabiliyor, araba kullanıyor, maçlara gidiyor…
Suudi’lerdeki şeriatçı düzen, çözülmeye başladı…
Sanıyorum bu öncelikle Ortadoğu’da domino etkisi yaratacaktır.
Nitekim, İran’daki şeriatçı rejim de yavaş yavaş çözülüyor…
Tek tanrılı dinlerden Hristiyanlık ve Musevilik de hızla geriliyor…
Katolikler, Vatikan’a, Museviler İsrail’e sıkışıp kaldı…
Görece olarak gelişen tek din islam. Ama, Afrika kıtasında !..
Buna karşılık, deizm/agnostizm, ateizm, özellikle genç kuşakları etkisi altına almaya başladı… Budizm, Hinduizm, vb. “ Asyalı “ yerel/bölgesel dinler bile ilgi görüyor…
Bilimdeki ilerlemeler dinsel doğmalarla gitgide daha berrak şekilde çakışmaya ve tepkilere yolaçtı…
Batı kökenli üretim ilişkileri geliştikçe, bu kaçınılmaz olarak, kültürel alana ve bireylerin yaşam biçimlerine yansıyor. Bu şekilde kapalı (feodal) rejimlerin perdeleri dünyaya aralanıyor… İçerdeki reformist akımlar güç kazanıyor…
Son günlerde bizde de moda bir kavram haline gelen deist (Evreni yaratan tanrıya inanıp dinleri reddeden ve tanrının dünya işlerine karışmadığını kabul eden), akımın ya da deizmin yaygınlaşmasının nedeni,çağın gerçekleriyle çelişen belden aşağı fetvalardan başka bir şey değil. Dinsel doğmalar özellikle gençler arasında tepkiye yolaçıyor…
o o o
Prensin fotoğrafına bakarken, nerden nereye diyeceksiniz, Erdemir öncesinin Ereğlisi geldi aklıma…
Erdemir öncesi, özellikle dağ köylerindeki kadınlar, şalvarlarının ayak bileklerine denk gelen yerlerine, kırmızı renkte “ paça “ takarlardı. Bugün yerel dilde artık pek kullanılmayan “ kanayaklı “ tabiri o günlerden kalmadır. “ Kanayak “ yerel dilde kadını simgelerdi…
Bir Ereğli gezimde yaşlı bir köylüye kırmızı paçanın anlamını sormuştum. Şöyle dediğini anımsıyorum:
“ Uzaktan bakınca tarlada çalışanların kadın mı erkek mi olduğu kırmızı paçalardan belli olur… “
Anlaşılan, çeşitli “ kaçamak “ları engelleyen bir işlevi de vardı kırmızı paçaların…
Erdemir’le birlikte kırmızı paçalar giderek seyrekleşti, sonra kalktı…
Çünkü Erdemir, yeni bir sosyal düzen taşımıştı Ereğli’ye.
Yeni sosyal düzenin kültürü, yaşam biçimi, kaçınılmaz olarak kılık kıyafete de yansımıştı…
Ereğli bugün, gelişmiş sanayi kentlerine özgü bir toplumsal/kültürel örgütlenmeye ve bunun her alandaki çağdaş görüntülerine sahip’se, Erdemir sayesindedir… Erdemir Ereğli’yi çağdaşlaştırdı… Daha doğrusu sanayileşme çağdaşlaştırdı…
Bugün Ereğli’de gördüğümüz türbanlı birçok genç kızın streç veya kot giymeleri, ağır makyaj yapıp kafeteryalarda sigara tüttürmeleri, sevgilileriyle el ele sohbet etmeleri, kente hakim olan sosyal düzenin ve onun taşıdığı yaşam biçiminin/kültürünün muhafazakar çevrelerde de nasıl değişime yolaçtığının kanıtıdır.
Örneğin çarşaf giyen kalmadı, uzun pardesüler “ stilize “ediliyor artık…
Sanayileşme ve bilimsel gelişmelerle birlikte bu değişim süreci her yerde hız kazanıyor…
Bu gerçeği muhafazakar çevrelerin de iyi özümsemeleri gerekiyor…
Tarih babanın makam aracında geri vites yoktur !..
ETİKETLER : Yazdır