EREĞLİ İŞKUR’UN RAKAMLARI…
26 Mart 2018 01:05:33
Ereğli Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) Müdürü Ayfer Yavuz, ilçede kuruma kayıtlı işgücü sayısının 16 bin 590, kayıtlı işsiz sayısının da 7 bin 657 olduğunu açıkladı.
Buna göre, kayıtlı işsizlerin sayısı, kayıtlı işgücü sayısının nerdeyse yarısı.
Dahası,bu rakamlar 2016 sonu rakamları. 2017 yok !..
Ayrıca, bu rakamlar, kuruma kayıtlı işçiler ile işsizleri belirtiyor. Oysa kuruma kayıtlı olmayan işçi ve işsizlerde var.
Güzelim Ereğlimiz, şuradan bakarsanız bir ağır sanayi kenti ve iyimserlikleri budalalık düzeyine tırmanmışlara göre “ zenginlik içinde yüzüyor. “
Rakamların diline bakarsanız, çalışabilir nüfus, ayvayı yemiş durumda !..
Yavuz, başka rakamlar da açıkladı. Buna göre Ereğli’de 18’i kamu, bin 506’sı özel sektör olmak üzere toplam bin 524 (kayıtlı)işyeri var. Yavuz, buralarda 22 bin 850 kişinin çalıştığını söylüyor.
Buna göre işsizler çalışanların üçte biri.Yani her üç çalışana bir işsiz düşüyor.
Neyse. Ayrıntıya boğulmayalım…
Özel sektörde çalışanların önemli bir kesimini taşeron işçileri oluşturuyor. Örneğin Erdemir, bir taşeron cenneti ! Şirket, kendisine özgü A-B personeli şeklindeki klasik hiyerarşinin A’sını yavaş yavaş eritiyor, bunları taşeron işçisine dönüştürüyor. B’ye oranla taşeronların sayısını da giderek yükseltiyor… Taşeronlar sendikalı olmadığı için, toplusözleşmeye konu olamıyor, çoğu asgari ücretle çalışıyor…
Metal sanayiindeki küçük ve orta ölçekli işyerleri başta olmak üzere hemen tüm işyerlerinde (kamu hariç) taşeronlaşma hız kazanmış durumda !..
İş bulabilenlerin bir kısmı, sigortasız çalıştırılıyor, bir kısmı asgari ücretle taşeron işçisi oluyor…
Son olarak Tat Metal sözleşmesinde de görüldüğü gibi,bini aşkın işçinin çalıştığı bu işyerinde toplusözleşmeye konu olan işçi sayısı sadece 250 !..
Aslında, “ buna da şükür “ dememiz gerekiyor ! Bu durumda 250 emekçi yasal haklarına fiilen sahip çıkmış oluyor…
o o o
Baştaki bu rakamlar, Ereğli’nin temel ihtiyacını da işaret ediyor:
Kentin temel ihtiyacı, endüstriyel yatırımlardır.
İşsizliği eritmenin başka yolu yok…
Örneğin Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB) ilan edilmesi çok önemlidir. Erdemir, bu olanaktan yararlanarak orta çapta bir yatırıma yönelse, işsiz sayısında önemli azalma olur.
Şimdiye kadar bu konuda başarılı bir çalışma yapamayan TSO,umarız Nisan’daki seçimlerinde bu gerçeği iyi özümsemiş bir yönetime kavuşur.
Küçük ve orta ölçekli sanayicilerin teşviki, OSB’nin yeni yatırımlara sahne olması, tersanelerin yeniden canlandırılması TSO’nun öncelikli görevi olmalıdır.
Boş lafı bırakalım !
Ereğli’de turizmin hiçbir türü olmaz ! Burası sanayi kenti ! Çevre kirliliği var, deniz turizmi olmaz. İnanç turizmini ayakta tutacak dinsel mekanlar ha var ha yok. Bilimsel kazılar yapılmadığı için tarihi eserler hala toprak altında. Varolanlar ihmale uğramış…
Kimilerinin zaman zaman ısıtmaya çalıştığı yat limanı, havai hat, gezi balonları, vb. projeler, ütopyadır, fasa-fisodur.
İstihdam hacmini genişletmek için siyasetçilere, bu arada belediyeye de görevler düşüyor…
Örneğin, anamuhalefet partisi ilçe başkanlığının,işsizliğe karşı projeler üretip eleştirel platformlara taşımak yerine, çocuksu bir inatçılıkla bilmem ne tepenin, sonuçta bir halk hizmeti olan üstgeçiti ile uğraşması, dargörüşlülüğün harika bir örneğidir.
İktidarı-muhalefeti ile, Ereğli’nin yeni sanayi yatırımlarına sahne olması için herkesin el ele vermesi, projeler üretmesi, gerektiğinde elini taşın altına koyması gerekiyor…
AKP’li Faruk Çaturoğlu’na çokları burun kıvırıyor ama, örneğin Erdemir’in ÖEB ilan edilmesi için O’nun yaptığı çalışmalar her çeşit taktirin üzerindedir.
CHP’li Ünal Demirtaş’ın demir-çelik sektörünün tam kapasite çalışmaması yüzünden demir-çelik ithalatını yapıldığını sorgulaması ve ayrıca taşkömürünün sorunlarını irdelemesi keza…
Politika,sadece,geleceği görme sanatı değildir, büyük resmi görme sanatıdır da…
ETİKETLER : Yazdır