ZONGULDAK ÇALIŞTAYI
22 Mart 2018 07:54:36
CHP Zonguldak milletvekili Ünal Demirtaş çalışkan bir milletvekili. Son zamanlarda özellikle enerji sorununa ilişkin açıklama ve önergeleriyle kendisinden sözettiriyor .Örneğin demir-çelik sektörünü irdelediği son önergesi hayli ses getirdi…
Cumartesi günü yapılacak Taşkömürü Çalıştayı da onun eseri. Çalıştayda taşkömürünün sorunları ve Türkiye için önemi tartışılacak. Demirtaş Çalıştay’ın amacını şöyle açıkladı:
“… Amacımız, Zonguldak’taki en önemli sorun olan taşkömürü sorununu Zonguldak ve Türkiye’nin gündemine taşımak. Ve tabii bunu da tüm sosyal paylaşlarıyla birlikte hareket ederek ortaya koymak…”
“ Sosyal Paylaşlar “, GMİS-MMO, akademisyenler…
GMİS Başkanı Demir de, Çalıştay’a CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da katılacağını açıkladı ayrıca.
Çalıştay’lar bilimsel nitelikte toplantılardır. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla, Taşkömürü Çalıştay’ının politik bir boyutu da olacak. Kılıçdaroğlu’nun Çalıştay’a (muhtemel konuşmacı olarak) katılacak olması da bunu gösteriyor zaten…
Bu iyi bir şey. Çünkü TTK, Özal’dan bu yana iktidarların küçültülme/kapatılma tehdidi altında ! Özal’dan bu yana gelmiş geçmiş iktidarlar taşkömürüne üvey evlat muamelesi yaptılar. TTK’da çalışan işçi sayısını azalttılar; teknik, sosyal, güvenlik yatırımlarını minimuma indirgediler; bunun doğal sonucu olarak üretim geriledi, 2017’de 1 milyon tonun altına düştü. Oysa Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı, yıllık ortalama 30-35 milyon ton arasında oynuyor. Doğal olarak bu miktarın tümüne yakını ithal ediliyor. Yılda ortalama 5 milyar dolara yakın bir para dışarıya akıyor…
Peki, Zonguldak’ın toprakları altında kömür mü yok ?
Kıyamet gibi ! Son hesaplamalara göre kömür rezervi 1,3 milyar ton. Bu da Türkiye’nin 180 yıllık tüketimine eşdeğer de bir rakam.
Yani… Kömür zenginiyiz, ama ondan yararlanamıyoruz.
Niçin ?
Özal’dan bu yana gerekçe değişmedi:
“ TTK zarar ediyor… “
Eder tabii ! Bir kez, maliyeti düşürecek yatırımlardan yoksun. İkincisi, TTK kömürü, maliyetinin altında bir fiyatla satılıyor. Enerji ve demir-çelik fiyatlarına olumsuz etkisi olmasın diye…
Oysa sadece bizde böyle değil. Kömür üreticisi bir çok ülkede taşkömürü sübvanse ediliyor ya da devletçe destekleniyor.
İthal kömürün ucuz olmasında maliyetini düşüren yatırımların yanısıra, sübvansiyon da var…
Ünal Demirtaş Çalıştay’ın amacını açıklarken, taşkömürünün Zonguldak’ın sorunu olduğunu söylüyor.
Yanlış. Taşkömürü Türkiye’nin sorunudur.
Çünkü taşkömürü, sadece yerli/milli değil, aynı zamanda stratejik bir hammadde !..
Yarın eloğlu “ sana kömür yok “ dese, demir-çeliklerin fırınlarını nasıl ısıtacaksın ? Termik santrallerde ne yakacaksın !..
o o o
Gerçekçi olalım:
Türkiye’nin (TTK’nın) taşkömürü üretimi, tarihinin hiçbir döneminde yıllık 7 milyon tüvönanı,5 milyon ton satılabiliri aşmadı.Buradan bakıldığında, Türkiye’nin bugünkü ihtiyacının tümünü TTK’dan sağlamak olanaklı değildir. Ama, 1/35 olan oranı, en azından 5/35’e çıkartmak mümkündür.
Zaten vatansever aydınlar/politikacılar bunun kavgasını veriyor…
o o o
Çalıştayı gündeminde rödövans olayı ile kaçak ocaklar da olacak mı, bilmiyorum.
Olmalı. Kökü 1988’e uzanan rödövans işletmeciliğinin kömür madenine zarar verdiği gerçeğinin üzerinde durulmalı, kiralama işinden vazgeçilmesi istenmeli…
Bunun dışında, sayısı bin’e yaklaşan kaçak ocaklarda üretilen kömürün nasıl pazarlandığı sorusunu da irdelemeli… Uzun yılların deneyimiyle biliyoruz. Kaçak ocakları tek tek saptayıp kapatmak, iğneyle kuyu kazmaya benzeyen bir iş. Sorun, buralarda üretilen kömürün nasıl pazarlandığını ortaya çıkartmak. Bu yapılırsa, kaçak ocakçılık minimuma iner.
Geçenlerde, yakında yayınlanacak bir kitabım için bilgi topluyorduk. Demir-çelik sektörünün yıllık kömür tüketimi ile bunun ne kadarını TTK’dan karşıladığı sorusuna ilişkin elimde bilgiler vardı. Bunları doğrulatmak için internet kanalıyla Erdemir’e başvurduk, yanıt alamadık. Bu kez, rödovans ocaklarında çalışan işçi sayısının ne olduğu sorusu için GMİS’e başvurduk, net bilgileri yoktu; 2000-2500 arasında tahmini bir rakam verdiler. Yıllık üretimleriyle kıyaslandığında bu rakam inandırıcı değildi. Daha sonra, TTK’ya başvurduk, dilekçeyle başvurun yanıtını aldık. Ancak zamanımız kısıtlıydı.
Bu kez Ünal Demirtaş’ı aradık. O da 850 civarında bir rakam verdi. Hükümetin, maden ocaklarında çalışan işçilere asgari ücretin iki katı ücret ödenmesini zorunlu kılan kararından önce 2500 civarında işçi çalışıyormuş buralarda. Hükümetin aldığı karardan sonra bu sayı 850’ye düşmüş ! Tabii, buna koşut olarak üretim de gerilemiş, 2017’de 140 bin tona düşmüş.
Dahası…
Bir konsorsiyum kurarak Çatalağzı termik santralını satın alan özel ocak sahipleri, burada kendi ürettikleri kömürü değil, ithal kömür kullanıyorlarmış…
Sözün bittiği yerdir !..
Çalıştay’da bunlar da irdelenmeli bence…
Somut bir hedefi olmalı Çalıştay’ın…
ETİKETLER : Yazdır