Dünden Bugüne Bakınca...
07 Haziran 2011 11:46:20
YSK, seçim güvenliği konusunda dilekçe veren CHP’ye, şu yanıtı vermiş:”Sistemimiz ve bilgisayar ağımız bu talebinizi karşılamaya yeterli altyapıya sahip değildir.” Bu yanıt çok düşündürücüdür. Böyle olunca, CHP’nin talebinin haklılığı da kabullenilmiş olmuyor mu? “Demokrasilerde çare tükenmez” ise bu yanıt geçerli olabilir mi? Nitekim, Bülent Tanla’nın dikkat çektiği seçmen sayısı olayı daha da önem ve anlam kazanmış olmuyor mu?
2007’de var olan 42 milyon 799 bin seçmen nasıl oldu da, 52 milyon 760 bine yükseldi; bunun mutlaka bir açıklaması olmalı. Özellikle 2007 seçimi ve 2009 referandumundaki kuşkular, söylentiler varken; bu konu yaşamsal önem kazanmıyor mu? İleri demokrasi vadeden İktidar, bunu es geçebilir mi? Tabii bu, iktidarın iradesiyle ilgili.Kampanya konuşmalarında özellikle CHP’nin geçmişinin didiklenmesi, Kılıçdaroğlu’nun odak seçilmesi AKP’ye bir vebal yüklemektedir. Kılıçdaroğlu, iktidarı “rahatsız ettik” derken bunu imlemektedir…
Bu seçim bir Recep Bey-Bay Kemal düellosuna dönüştüyse, bunun sorumlusu 8-9 yıldır iktidarın içine düştüğü kompleksinin, “parmağın kadar konuş, biz muhalefet olmadan da işimizi görüyoruz” anlayışında toplanan uzlaşmazlığın eseridir; bundan da Başbakan sorumludur. Eğer Türkiye, tarihi boyunca hiç yaşamadığı bir kampanya dönemini yaşıyorsa; olası AKP’nin tek başına iktidara gel-mesi durumunda çok sıkıntılı bir dönem yaşanmasından kaygı duymak gerekiyor…
Seçime yaklaşılırken özellikle Tayyip Bey’in, Arınç’ın askerlerle ilgili yakışıksız söylemleri; bazı yüksek rütbeli subayların Ergenekon’a ifadeye çağrılması da. İktidarın baskı-dayatma-yargıya hükmetme gibi savlara haklılık kazandırmaktadır. Halkın bundan tedirgin olduğunda da kuşku yoktur.Burada adayların sosyal yardım paketi dağıtmaları, bazı valilerin iktidara hizmet etmekte oluşu gibi, bazı partilerin afişlerinin zorla polis marifetiyle kaldırılması; hatta seçim konvaylarına kimi saldırılar, demokrasimizin ayıbı olarak görülmelidir demekten de alamıyorum kendimi…
Seçim sonuçlarına dair açıklanan anketler arasında çok büyük farkların olması yanında; asıl vurucu anketlerin sandığa gideceğimiz son dakikada, seçmenin kafasını karıştıracak taraflı sonuçların açıklanacağına hazır olmaları, şimdiden bu konuda önlem almaları da gerekiyor…
Burada bir kez daha vurgulamak istiyorum: “ Başbakan’ın toplu açılışları bahane ederek adil seçim imajını zedelediği” dikkate alınmalı; devletin olanaklarıyla halka hizmet üreten iktidarın, bunları seçim malzemesi yapmasını önleyecek düzenlemeler bir zorunluluk haline gelmiştir. Ve, tarafsız başbakan önerim de mutlak surette ihmal edilmemelidir…
_____________________________________
Not :
27 Mayıs’ın, Askerin ve CHP’nin özellikle TRT’de ve diğer kanallarında en ağır suçlama ve hakaretlere uğramsına Cumhuriyet’in Savcıları ne yapacaklardır? Bekleyip göreceğiz…
ETİKETLER : Yazdır