Biz Uygar Bir Ulus Olabilir miyiz?
03 Haziran 2011 13:50:55
Meydanlara bakınca, tarihi gerçekleri hatırla-yınca ne yazık ki, olamayacağız demek durumun-dayız…
Gerçek olan çağdaş uygarlık düzeyine ulaş-maktı en büyük hedefimiz: Ne yazık ki bu da hayal oldu…
Açalım konuyu:
“Cumhuriyet’in temeli kültürdür” demişti Atat-ürk. Kültür Bakanlığı’nı 1072’de kurduk. İlk Bakan da Talât Sait Halman’dı. Sonraları Turizmle birleş-irdik. Gene ayırdık. Her gelen bakan kendi ideoloji-sine göre icraat yaptı. “Ben kültür adamı değilim” diyen bakana bile tahammül ettik…
“Cumhuriyet erdemler rejimi”ydi ama, yıllar için-de ve bugün olduğu gibi demokrasiyi yozlaştırdık. Çirkinleşen siyaset, özellikle seçim kapmanyala-rında kültürü olmayan boyutlara ulaştı. Öylesi-ne ki, vekil, bakan, genel başkan düzeyinde yatak oda-larına kadar uzandı iş. Kasetli demokrasiyle, ileri demokrasiye geçeceğimize de tanıklık ediyoruz…
Cumhuriyet tarihi boyunca şeriatçı kalkışımlara hoşgörüyle baktık. Atatürk’ün Heykel ve büstlerine saldırıları önleyemedik;Hak aramalar bahanesiyle bayrağımızın yakılıp yerlerde parçalanmasını, gön-derden indirilmesini haz-mettik.
İki gündür FB’nin şampiyonluğu nedeniyle illerdeki törenlerde kulüp bayraklarının yakılmasını, sonucu protesto eden eylemleri, siyaseti spora bulaştır-mayı deneyenleri görüyoruz. Sporun amacıyla çe-lişen ürküten görüntüler, Batı ülkelerinde var m?
Edep-âdap-ahlak havarisi söylemlerle ortalığı inleten-lerin, hak-hukuk savunucularının, adaleti kendin men-kul, kalkınması yandaş eksenli siyasetin mağduru bir topluma doğru yönlendirilişimizi yadsıyabilir miyiz?
Tarih bilincinden yoksun, çoğu tarihi gerçekleri sap-tırıcı, belleksiz bir toplumu ulemalara danışmakla, hesabını Allaha vermekle övünenler; halka doğrular yerine kendi yarattıkları dünyalarında asıl gerçeklere sırt çevirmiş halktan kopuk bir iktidarla kaosa doğru sürüklendiğimizi göremeyecek kadar körleşmiş bir toplum oluşumuzun farkına varamayacak mıyız ? Nutuk gerçekti; Atatürk’ün söyledikleri, ilkeleri, devrimi bir hayal oldu…
Halkımız bu sandıkta da uyanmaz, hayalleri gerçek oldu diye pazarlayan siyaset bezirgânlarına hak ettiği
Cevabı vermezse, uygar olduğumuzu savunabilir mi-yiz?
En ilkel toplumlarda bile görülmeyecek kadına şiddet-kıyım-öldürüm-sömürünün bütün hızıyla sürmesi; seçimlerde 100 bile varmayacak kadın adayların gös-termelik yer verilmesi; kadını iş yaşamından çekilmesi ve kadın bakanlığının kaldırılmasının gündeme geldiği ülkemde nasıl uygar bir toplum olabiliriz? Kadını en az üç çocuk yapmaya koşullandıran anlayışla, nüfus sayısı büyük devlet olarak sayılmamıza yeter bir ölçüt olabilir mi ?
Erkek egemen bir toplum olarak, her yerde, her şeyin erkekler tarafından belirlendiği gerçeğini yadsıyama-yız elbette: Ama, seçim meydanlarında erkekler kadar kadınların da bulunması şaşırtıcı değil mi? Bunu an-lamakta ve yorumlamakta zorlanıyorum doğrusu. Ekonomideki istikrarsızlığın en çok kadınları ve mut-fakları vurduğu görülürken; alkış yerine protestoları göremeyince de şaşırıyorum doğrusu…
Toplumun huzuru, refahı ve ülkenin kalkınması için namus ve şeref üzerine yemin edenler unutmasın ki;
Hiçbir makam, iktidar sonsuz değildir. Hedef 2023 sloganı bir ham hayal olur.Önümüzdeki süreçteki tuzakları doğru görelim. “Bu seçimin Cumhuriyeti kurtarma seçimi” olduğunu asla unutmayalım…
Hak aramasını bilen, hesap sormasını da bilir: Bizim başımıza gelenlerin hesabını soramamak; bu kültüre sahip olamamanın sonucudur. Uygar top-lum olmanın ölçütlerinden biridir bu. Bunu da halk sandıkta yapar…
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış