IMF KOMİSERİ GİBİ !
22 Nisan 2024 00:14:04
IMF Avrupa direktörü, hükümetin IMF’siz IMF programı izlediğini söyledi: “Bize sorsalar aynı programı önerirdik” dedi.
Bu yeni bir şey değil; uzunca bir süredir bu gerçeğin altını çizip duruyoruz.
Benim merakım, sağ kulağı sağ elle tutmak varken niçin sol elle tutmaya çalışılması ?!
Verin dizginleri IMF’nin eline Türkiye’yi dolara boğsunlar; Şimşek’in kapı kapı dolaşıp borç para aramasına filan gerek kalmasın…
Neden çalmıyorlar IMF’nin kapısını peki ? İki nedeni var:
Sayın Cumhurbaşkanının karizmasını çizdirmemek için ! Anımsayın, yakın zamana kadar ne diyordu: “IMF para istemiş, gönderin dedim gönderdiler”.
IMF’ye verse dizginleri muhalefet bunu anımsatmaz mı ?
İkincisi, dizginler IMF’ye bırakıldı mı eloğlu balya balya dolar getirir; ama öyle bir toparlar ki dizginleri, IMF komiserinin haberi ve onayı olmadan sarayların ödeneği bile arttırılamaz, ola ki kısılır.
IMF’siz IMF programının zorluğu şurada: Kolayca borç para bulamıyorsunuz. Bizimkilerin Körfezden ABD’ye kadar borç para için çalmadıkları kapı kaldı mı ?
Şimşek yönetiminin faizi yükseltip dışardan sıcak para akışı sağlama formülü de çökünce IMF’ile/Dünya Bankasına biraz daha çekim alanına girdiler
O moddalar.
Maliye Bakanı Şimşek’in IMF/Dünya Bankası ziyareti sırasında orada yaptığı İngilizce konuşmanın tapesini verdi bana Zehra.
Sayın Maliye Bakanı Türkiye halkından “yerli halk” diye sözediyor: “Yerli halkı enflasyonun ineceğine inandırmamız gerekiyor” diyor.
Kime sesleniyor peki ? Dünya para musluklarını ellerinde tutanlara !
Sayın Bakan kusura bakmasın ama, bu dil, 19. yüzyıl Afrika’sındaki kolonyal şapkalı beyaz adamların dilini anımsatıyor insana.
Bir hükümet üyesinin kendi halkına böylesine tepeden bakması görülmüş şey değildir ! Bir IMF komiseri bile bu nezaketsizliği yapmazdı !..
Her ekonomik ve siyasi pozisyon kendi jargonunu da yaratır. Şimşek’in dili egemen pozisyonundaki devlet temsilcilerinin dilidir; o dile yansıyan bakış açısıdır.
Sayın Bakan bize, bizden biri gibi bakmıyor; tam tersi, onların gözüyle bakıyor !
Bu kabül edilemez.
CHP SORUNUN FARKINDA
CHP Genel Başkanı Özel, partisinin belediye başkanlarını Ankara’da topladı. Yol Haritası çizecekler.
CHP yerel iktidar artık. Onu bu konuma getirenler AKP’nin izlediği ekonomi politikanın mağdurları: İşçiler, emekliler, küçük esnaf ve memurlar!..
CHP’nin sorunu şu:
Çeşitli partilerden, özellikle de AKP’den gelen oyları nasıl koruyacak ? Bir başka deyişle konuk oyları 2028’e taşıyacak alternatifler yaratabilecek mi ? Nasıl ?
Özgür Özel de farkında ki CHP’ye akan tepki oyları ekonomik kökenli. Beklentileri de öyle.
Bu durumda CHP’nin konuk oyları tutabilmesi ve 2028’e taşıyabilmesi için emekçi halkın günlük yaşamına dokunması gerekiyor.
CHP iktidar değil, yerel iktidar. Bu nedenle halkın yaşamına dokunacak imkanları elindeki belediyelerin imkanları ile sınırlı.
Eğer bu sınırlı imkanlar belirli bir programa dayalı şekilde emekçi halka yöneltilebilirse istenen sonuca ulaşılır. Buna sol literatürde sosyal/halkçı belediyecilik deniliyor.
ETİKETLER : Yazdır