TOPRAĞA DÖNÜŞ
18 Ekim 2021 17:06:07
Babam Ahmet Naim’in (Çıladır) 1941 yılında Yedigün dergisinde tefrika edilen Toprağa Dönüş ismindeki romanı, ilk yayın tarihinden 80 yıl sonra Kor Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.
Romanın önsözünü, toplumcu edebiyatımız köşetaşlarından Adnan Özyalçıner yazdı. Romanı yayına ise iki akademisyen; Dr.Rahşan İnal ile Dr.Akın Bakioğlu hazırladı.
Toprağa Dönüş’ün ilginç bir yayın öyküsü vardır. Yedigün’deki tefrikanın kitap halinde yayınlanması için ilk girişimi, Ahmet Naim’in isteği üzerine, Yedigün’ün sahibi Sedat Simavi yapıyor,ama başarısız oluyor. Yanına çağırdığı devrin ünlü yayıncılarından birisi, romanı “aşki” olmadığı gerekçesiyle basmak istemiyor. Dosya rafa kaldırılıyor. Öyküleri de aynı akibete uğruyor bir türlü kitaplaşamıyor...
İlk öykü kitabını ölümünden bir süre sonra gençlik arkadaşı Mehmet Seyda ve Hüsamettin Bozok’la çıkartabilmiştik. Yeditepe Yayınları arasında çıkan kitabın adı Kuduz Düğünü’ydü. Kitabı yayına Mehmet Seyda hazırlamıştı.
Sonra uzun süren bir suskunluk dönemine girildi. Bunun nedeni, Ahmet Naim’in sanat mirasına benim tutuklanmalarım sırasında el konulmasıydı.
Ahmet Naim kendisiyle yapılan bir röportajda 100 civarında hikayesi olduğunu söylemişti.
Elimde Kuduz Düğünü’ndeki öykülerinin dışında tek bir öyküsü yoktu. Öykülerinin çoğu, dergi sayfalarında kalmıştı. Onları bulup ortaya çıkartmak beni aşıyordu. Kaçmaktan kovalamaya vaktimin olmadığı bir dönem geçiriyordum. O hengâmeli günlerde elimde sadece, ilk kez Yedigün’de Yeraltı Şehrini Beraber Gezelim adı altında tefrika edilen ve daha sonra Bir yudum Soluk (Deniz Yayınları) Yeraltında Kırkbeş Sene (Defne Yayınları) isimleri altında yayınlanan öykü sitiliyle yazılmış bir maden röportajı vardı.
Yıllar geçti…
Derken sevgili kardeşim öykücü-romancı Hürriyet Yaşar bir sürpriz yaptı, Can Yayınları’nın Ahmet Naim’in kitaplarını yayınlamak istediğini bana iletti.
Kuduz Düğünü, bu kez Ateşnefes adı altında Can Yayınları tarafından yayınlandı.
Bu arada Yaşar, toprağa Dönüş’ü yayına hazırlamaya çalışıyordu. Yedigün’ün (hürriyet’in) arşivinden romanı kopyalamış, üzerinde çalışmaya başlamıştı. Son redaksiyondan geçmemiş bir nüshasını da bana göndermişti.
Ancak, ne olduysa oldu, Can Yayınları son anda romanı basmaktan vazgeçti, dosya yine rafa kalktı…Toprağa Dönüş gün ışığına çıkmamakta direniyordu adeta!..
Bir zaman daha geçti.
Bu kez Evrensel Yayınları Ahmet Naim’in bütün eserlerini basmak istediğini bana iletti. Arada eski bir cezaevi arkadaşı da vardı. Evrensel, belirli bir duruşu olan saygın bir yayınevi idi. Kabül ettim. İlk olarak Yeraltında Kırkbeş Sene’yi bastılar. Sıra öteki kitapların basımına gelmişti…Ancak araya bazı olaylar girdi, Evrensel Yayınevi kapatıldı, öyküler ile Toprağa Dönüş yeniden rafa kalktı.
Derken, geçen yıl, yeni bir sürpriz ! Dr. Rahşan İnal, Zehra aracılığı ile bana ulaşarak Toprağa Dönüş’ü, Kor Yayınları’nın basmak istediğini söyledi. Bana zaten sözü vardı, kitabı yayına O hazırlayacaktı, daha sonra ekibe Dr. Akın Bakioğlu da katıldı.
Romanın yayına hazırlanması yaklaşık bir yıl sürdü. İnal ve Bakioğlu, akademisyenlere özgü kılı kırk yaran bir titizlikle ve gerçekten büyük emek sarfederek çalışıyorlardı. Zaman zaman yazışıyorduk. Romanı olduğu gibi, yani eski sözcükleri sadeleştirmeden yayınlayacaklardı. Bugün kullanılmayan veya az kullanılan sözcüklerin anlamları dipnotlarda verilecekti.
Çalışma sürerken, hani belki bir yararı olur diye, Hürriyet Yaşar’ın yayına hazırladığı metni gönderdim İnal ile Bakioğlu’na ilgilenmediler. Romanı, arşivden çıkarttıkları Yedigün’ün ilgili sayıları esas alarak yayına hazırlıyorlardı. Gerçekten çetin bir işti bu. Yedigün’ün ilgili sayılarının bazıları yıpranmıştı, bazı yerleri de zor okunuyordu…
Anlıyordum ki hiçbir engel onları durduramıyordu. Bir ara benim teknik yardımımı da kızgınlıkla geri çevirdiler. Ben de “roman sizlere emanet” deyip çekildim. Hata yapmıştım zaten…
Toprağa Dönüş, birkaç gün önce nihayet günışığına çıktı. Harika bir kapak tasarımı ve özenli bir baskı ile…
Özyalçıner’e, Akın ve Bakioğlu’na, Kor Yayınlarındaki dostlara, Ahmet Naim adına teşekkür ediyorum.
**
Toprağa Dönüş, Özyalçıner’in de altını çizdiği gibi, bir toplumsal sorgulama ve eleştiri. Romanda, düzenbaz işadamı Harun bey ve çevresinin kişiliğinde kapitalizm, onun yozlaşmış ahlak anlayışı ve genelde değerler sistemi sorgulanıyor. Sistemin, Harun Bey aracılığı ile içine çektiği bir köy gencinin, zaman zaman gösterdiği dirence rağmen nasıl içinin boşaltıldığı anlatılıyor…
Maden kazaları, köy düğünleri gibi özgün öğelerin renkli anlatımı ile farklı kültürlerin yolaçtığı ruhsal çelişkilere ilişkin çözümlemeler romana ayrı bir tat katıyor…
Yo hayır, babamın anısına iltimas geçmiyorum, gerçekten okunması gereken bir roman bu.
ETİKETLER : Yazdır