EMEKCİNİN TOKADI !
02 Nisan 2024 00:19:31
31 Mart seçiminin sonuçlarına nasıl bakmalı ?
CHP’nin megakentlerde seçimi kazanacağını, ama genelde birinci parti çıkamayacağını düşünüyordum.
Kitleler beni yanılttı.
Çok sevindim…
CHP’nin birinci parti çıkmasını niçin düşünmüyordum ?
Çünkü mayıs seçimlerinde de görüldüğü gibi, emekçi kitlelerini uzun yıllardır esir alan biat psikolojisinin bu seçimde de sonucu belirleyeceğini sanıyordum.
Tersi oldu. Başta emekliler olmak üzere açlık ve yoksullukla boğuşan emekçi kitleleri ivedi sorunlarının boyun eğmekle çözümlenemeyeceğini nihayet gördüler ! Tamam, spontane bir hareketti bu; ideolojik-siyasi uyanış filan değildi; açlığa yoksulluğa bir başkaldırıydı ! Ama öyle de olsa verdikleri tepki oylarının yarattığı siyasi sonuç, Türkiye’yi bir adım ileriye taşıdı.
Ekmek kavgası; tarihin her döneminde; her çağda, her toplumsal sistemde ve her ülkede olduğu gibi 31 Mart’ta da şatafatı, kibri, halkı koyun yerine koyan “celepizmi” yendi !..
Balkon konuşmasında kolu kanadı kırık bir Erdoğan gördüm. O da farkında ki bu tabloyu, mahvettikleri ekonomiyi kabül edilebilir bir adaletsizliğe kavuşturup 2028 seçimlerini kazanmak pek olası değil.
AKP inişe geçti !..
Deneylerimizle biliriz: Bu süreç iki yönetsel ve siyasal gelişmeyi beraberinde taşır. İktidar ya kaybettiği kitle desteğini yeniden kazanmak için aşırı popülist bir çizgi izlemeye başlar. Ya da aksileşir, 31 Mart seçimini yitirmenin acısını öncelikle aydınlardan çıkartmaya çalışır…
İkisi de çıkmazdır ama: AKP, 31 Mart seçiminde geleceğini de yitirdi gerçekte !..
Seçim sonuçlarına biraz daha yakından bakacağım:
İlkten bir soru:
Seçimin kazanılmasında CHP’nin etkin rolü olmadı mı hiç ?
Oldu. Megakenlerdeki sosyal belediyecilik uygulamaları yoksul kitlelerde güven duygusu yarattı.
Bunun dışında CHP’deki değişim hareketi de Mayıs seçimlerindeki toplu yenilginin izlerini eni-konu sildi. CHP halkın karşısına “yenilenmiş” olarak çıktı. Yeniye olan ilgiyi tetikledi bu değişim…
CHP’nin şimdi yapması gereken, spontane halk hareketini siyasi bilince kavuşturmak için kitlelerle olan temasını sıklaştırmak olmalıdır. Diğer yandan da sosyal belediyecilik kavramını tüm kazandığı belediyelere somut örneklerle yaymak…
**
Seçim sonuçları iki önemli gelişmeyi de siyasetin gündemine taşıdı:
Birincisi, radikal islamcı YRP’nin yükselişi…
İkincisi, İyi Parti’nin bitişi…
Türkiye’deki radikal islamcı akım, genelde AKP’nin içinde bir tür konuk gibiydi. Düzenle bütünleşen, lâik CHP ile ittifak kuran RP, radikal İslamcılar için seçenek değildi, zorunlu olarak AKP içinde siyaset yapıyorlardı.
YRP’nin bağımsız hareket etme politikası ve radikal profili radikal islamcı çevrelerin YRP’ye yönelmesine yolaçtı. YRP, yüzde 6 oy aldı. Yozgat ve Şanlıurfa ile 60 ilçe ve beldede belediyeleri kazandı. YRP artık Türkiye’nin üçüncü partisi ! Radikal İslamcılarına da merkez partisi olma yolunda…
Seçimde büyük hayalkırıklığı yaşayan parti DEM oldu. Selahattin Demirtaş’ın bireysel amaçlarla İstanbul’da DEM’i seçime sokması DEM tabanında tepki yarattı, Kürt oylarının yüzde 50’si CHP’ye kaydı.
Kendisini test etmek için tek başına seçime katılan İyi Parti, Akşener’in seçim sürecinde de devam eden agresif çıkışları ve vizyonsuzluğu nedeniyle adeta çakıldı. Yüzde 3.5’lik oyu ile artık gelecekteki olası ittifakların dolgu malzemesi olabilir ancak ! Buna rağmen Akşener’in istifa etmemesi az görülür bir pişkinliktir !..
Şöyle bağlayacağım:
Türkiye siyaseti yeni bir sürece girdi. Toplumsal krizin tabanda yarattığı spontane patlama yeni girilen sürecin siyasi hammaddesi de. CHP ve öteki aydınlanmacı partiler 4 yıllık süreçte bu tabloyu iyi değerlendirebilirse, 2028 seçiminde Türkiye AKP’den kurtulabilir.
**
Not: Kdz. Ereğli’deki seçim sonuçlarını ayrı bir yazı konusu yapacağım…
ETİKETLER : Yazdır