ZONGULDAK’TA YENİ BİRŞEY YOK !
28 Mart 2024 00:20:00
TV’de gördüm:
Zonguldak’taki kaçak ocakların birisinde bir işçi daha ölmüş.
Eskiden, kitle iletişiminin bu denli gelişmediği yıllarda bir-iki ölümlü ocak “kazaları” ulusal basında haber bile olmazdı.
Zonguldak’taki devlete, özel sektöre ve çoğunun sahibi belirsiz kaçak ocaklarda ne zaman bir işçi ölse, aklıma Erich Mario Hemarque’nin Batı Cephesinde Yeni Bir şey yok ismindeki o muhteşem romanı gelir.
Birer birer ölürler. Belki küçük bir haber olurlar, ama maden ocaklarındaki “kaza” diye üstü örtülen bu ölümler aslında vahşi sömürünün yolaçtağı cinayetlerdir. Ama, çok umursanmaz yine de. Ölen emekçiler arkalarında gözüyaşlı bir kadın, bir-iki çocuk, bazen bir nişanlı, bir yaşlı ana-baba bırakarak sessizce göçüp giderler…
Zonguldak’taki ocaklarda yeni bir şey yoktur yani !..
Devletin ocaklarında da işçiler ölür. Özel sektöre kiralanan ocaklarda da ! Ama sanırım en yalnız, en yalın ölümler kaçak ocaklarda olur. Üzerinde örtü bile bulunmayan bir kuru tabut içinde köyüne taşınırlar…
Kaçak ocaklar ?
Emeğin inanılmaz vahşilikle sömürüldüğü işyerleridir buralar.
En küçük bir cangüvenliği yoktur.
İş saati gündoğumu ve günbatımı şeklindedir. Ücretler asgari ücretin altındadır. Sigorta yoktur. Ocak sahibinin hiçbir sorumluluğu bulunmaz. Kimileri, belli başlı iş aracı olan kazma-küreğin bile işçilerin getirmesini ister. Daha gelişmiş teknolojiye sahip ocaklar genellikle özel sektöre kiralanan sahalarda görülür.
Bu vahşi sömürü, hırsızlık bilinir, ama umursanmaz. Üç maymunun simgelediği o pis, o edingen, o bencil ruh hali en somut ve kollektif formunu buralarda bulur.
Kaçak ocakçılıkla güya mücadele edilir. Bir işçi ölür veya ihbar olursa oraya gidilir, dinamit patlatılarak ocağın girişi çökertilir. Sahibi bulunursa mahkemeye verilir. Çok geçmez 100 metre ötede bir başka ocak açılır yeniden…
Şu an Zonguldak’ta 1000’i aşkın kaçak ocak olduğu yaygın şekilde söyleniyor, hatta biliniyor. Bunların önemli bir bölümünün de devletin özel sektöre kiraladığı alanlarda olduğu…
1000 kaçak ocak, binlerce işçi demektir. 1000 kaçak ocak, devletin malının binlerce kişi tarafından soyulması demektir.
Kimse umursamaz !
2019’da CHP Zonguldak milletvekili Deniz Yavuz kaçak ocakları meclise taşımıştı bir şey çıkmadıydı.
Böyle gelmiştir, böyle gidiyordur…
Oysa kaçak ocakçılıkla mücadelede çok pratik ve etkin bir yol vardır. Bu yol, kaçak ocaklarda üretilen kömürleri izlemektir. Kaçak ocaklarda üretilen kömürler bir şekilde ticari dolaşıma girer. Ama nasıl ? Kömürlerin satılması için harmanlarda toplanması elenip yıkanması, tartılması ve ambalajlanması gerekir.; ayrıca belirli adreslere taşınması… Lavvarlanmadan ya da yıkanmadan-elenmeden ticari dolaşıma sokuluyorsa bunun da bir alıcısının olması gerekir.
Örneğin iktidarın şurada burada yoksul halka dağıttığı içi taş-toprak dolu çuvallar hangi harmanlarda dolduruluyor ?
İzleyin kömürün dolaşıma nasıl girdiğini kaçak ocakları da elinizle koymuş gibi bulun !..
Ben bugüne kadar kaçak ocakçılıkla ticari dolaşım üzerinden de mücadele edildiğini gösteren bir habere/bilgiye hiç rastlamadım. Varsa eğer cahilliğime verin !
Devletin kömürü şakır şakır çalınıyor…
Bunların üretildiği ocaklarda vahşi bir sömürü çarkı şakır şakır dönüp duruyor, kan sızdırıyor üstelik.
Kimsenin umurunda değil !
ETİKETLER : Yazdır