EY TÜRK-İŞ BAŞKANI !..
05 Aralik 2023 00:21:19
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay asgari ücret pazarlığına açlık sınırından başlayacaklarını söyledi. Böbürlenir gibiydi…
Açlık sınırı ?
14 bin küsur…
Soruyu açacağım:
Peki niçin yoksulluk sınırı değil de açlık sınırı ?
Okurların sanırım çoğu bu soruyu şöyle yanıtlayacaktır:
Abartmışsın !
İşte, sistemin ana kurgusu ya da kapitalizmin temel gerçeği bu yanıtta yatıyor:
Sistemin değer yargılarıyla öylesine koşullanmışız ki emekçilerin yoksulluk sınırının üstünde bir asgari ücret alabileceğine inanmıyoruz. Böyle bir istekte bulunmayı absürd sayıyoruz…
Oysa, bu soruya “abartmışsın” diyenler içinde, emeğin “en yüce değer” olduğunu bilenler çoktur.
Yeryüzeyindeki her şeyi işçiler/emekçiler ürettiğine göre, toplam hasıladan en büyük payı da onların alması gerekir. Eğer alamıyorlarsa orada bir adaletsizlik var demektir.
Toplamsal sistem ya da neoliberalizm bu vahşi adaletsizliğin üzerine kurulu işte ! Tüm nesneleri yaratan” en yüce değer”in en alta itilmesini şaşırtıcı bulmuyoruz ! Bir kara ironidir bu.
Oysa açlık sınırı, insanların en temel gereksinmelerini karşılayabileceği bir maddi değeri ifade eder. Bu sınır, insanca yaşamanın asgari sınırı değildir, karın doyurma sınırıdır.
Demek oluyor ki sistem, emekçilere insanca yaşama hakkını bile çok görüyor !..
Türk-İş, renkli bir konfederasyon. İşçi haklarını savunmak için kurulan uluslararası işçi konfederasyonları içinde emeğe yakın konfderasyonlardan değil. Sistemin kurgusu ve değer yargılarıyla koşullanmış bir örgüt. Durumu idare ediyor diyelim !
Türk-İş Başkanının asgari ücretin saptanmasında açlık sınırını baz alması skandaldır. Çünkü bu açıklama, asgari ücretin açlık sınırının biraz üzerinde saptanmasını peşinen kabül anlamına geliyor çünkü. Ne olabilir o rakam ? Bunu dile getirenler var. Çok çok 17-18 bin lira !
Türk-İş Başkanının seslendirmeye cesaret edemediği rakam bu olmalı.
Peki bu rakam gerçekçi bir rakam mı ? İşgücünün bir yıllık fiyatı, bu rakamın 12 ile çarpılması mı olmalı ? Yani 204 bin lira ?
Bu parayla 4 kişilik bir ailenin 1 yıl geçirmesi olası mıdır ?
Bu para Türk-İş’in saptadığı ılımlı açlık-yoksulluk endekslerinde ehven-i şer olabilir belki. Ama, bu para, 4 kişilik bir emekçi ailesine insanca yaşama olanağı sunamaz.
Bir işçi temsilcisi bu parayı “iyi” buluyorsa ben itiraz ederim: Ey Türk-İş Başkanı sende hiç vicdan yok mu ?!..
Maliye Bakanı Şimşek yakında yaptığı bir konuşmada talebi sınırlamaya çalışacaklarını söyledi. Haklı. Çünkü ekonomi şişti. TÜİK’in büyüme rakamları bunu gösteriyor. Büyüme rakamları üretime değil, tüketime dayalı. Paranın üçte birisi yine betona gömdüler…
Talebin daraltılmaya çalışması bunu önlemek için. Kavram, ekonomi dilinde kemer sıkma şeklinde de anılıyor. Kemer sıkmanın en önemli sonuçlarından birisi de işçi ücretlerine getirilen sınırlamadır. Ücretlerin dondurulması da bu önlemler arasında yeralır. Diğer bir sonuç da devletin kemer sıkmasıdır. Ama bizimkilerin öyle bir alışkanlığı hiç olmadı !..
Kasım enflasyonunun düşük gösterilmesi sadece bir TÜİK klasiği değil, kemer sıktırmanın da bir işareti.
**
Ben bu satırları yazarken TV’lerde bir haber dönmeye başladı. Eskişehir’de bir grup işçi eylem yapmış, asgari ücretin yoksulluk sınırın üstünde olmasını istemişler, 50 bin lira rakamını seslendirmişler.
Vicdanın, hakkını arayan bilinçli emekçinin sesidir bu. Sayın Türk-İş Başkanının yüzü kızardı mı acaba ?!..
ETİKETLER : Yazdır