CONİ ! GEL ARTIK…
24 Kasim 2023 00:17:28
Ücret-fiyat sarmalının birbirinden beslenerek büyüdüğü tezine (ki en son Maliye Bakanı Şimşek söylemişti) karşı çıkmıştım. Enflasyonu yükselten ücret artışları değildir. Bizim gibi çift paralı (lira-döviz) ülkelerde enflasyonu artıran, son analizde, kur yükselmesidir, yahut döviz fiyatlarındaki artış ! Bunun altında da ithalat-ihracat ve gelir-gider dengesizliği yatar.
Liramızın çok fiyakalı bir figür tasarımı var, ama ne yazık ki uluslararası piyasalarda geçmiyor. Dışardan bir şey alacaksan, döviz istiyorlar.
Döviz dediğimiz şey gökten zembille inmiyor, onu kazanmak gerekiyor. Peki nasıl ? Dışarıya mal satarak kazandığın döviz, dışarıdan mal almak için harcadığın dövizin altında kalırsa kasadaki döviz de haliyle azalıyor. Bu da, arz-talep yasasına göre dövizin fiyatını ya da kurunu yükseltiyor, bu da tüm piyasayı domino ediyor.
Bu şekilde cari açık ve dış ticaret açığı gitgide büyüyor…
Çare ?
Yastık altındaki dolar ve altını piyasaya çekme atraksiyonlarından dış borca abanmaya kadar çeşitli yolları var bunun.
Ancak, (af buyrun) borç verenler keriz değil, yüksek faiz istiyorlar. Bu da güzelim ülkemizin biraz daha borca batmasına yol açıyor. Çünkü biriken ana borcun, şu an faizini bile ödeyemez durumdayız.
Daha da kötüsü, eloğlu borç da vermiyor artık: Öreneğin Körfezin Vahhabileri borç verecekleri vaadinde bulunmuşlardı, gele gele hurma fidanı geldi !
Son çare ne peki ?
Politika faizini arttırıp dışarıdan “sıcak para” girişi sağlamak..
İşbaşı yaptığında beri Maliye Bakanımız bunun peşinde. Ama hâlâ pek bir şey elde edemedi; Ocak ayında bu kez şansını New York’ta deneyecek…
Politika faizinin durmadan yükseltilmesi aslında ülkemizi uluslararası tefecilerin soygununa açmak anlamına geliyor. Tefeci dolaşıma para sokuyor, ama yüksek faiz alıyor. Dahası pire zıplasa Borsaya yatırdığı parasını sırtlayıp savuşuyor..Reel sektöre yatırım yapan ha var ha yok !..
İki yakamızın biraya gelmemesinin nedeni bunlar. Bunun suçu da ekonominin sırtını üretime değil, tüketime ve borca yaslayan iktidar !
**
Fiyat artışları inanılmaz boyutlarda. Özellikle Sabit gelirliler geçinemiyor. Asgari ücret ile memur ve emekli maaşları açlık ve yoksulluk sınırının altında !..
Önümüzdeki ay asgari ücret ile memur maaşlarına ve emekli maaşlarına zam yapılması bekleniyor.
Zamların gerçekçi olabilmesi için, enflasyonun üzerinde olması yetmez, asgari geçim endekslerinin üzerinde olması gerekir ya da açlık ve yoksulluk sınırlarının üzerinde !..
Ama bakıyoruz Maliye Bakanımız, kapitalist kuramcıların yüz yıllık kırık plağını dinletiyor bize; ücret artışlarının enflasyonu artırdığını söylüyor ! Ama, sanayi burjuvazisine dönüp, kâr marijlarınızı biraz indirin, ücret artışlarını oradan karşılayalım diyemiyor ! Yaptığı işin doğası böyle çünkü…
Muhalefet, öteki ıvır-zıvırı bir yana koyup ücret-maaş artışlarının hiç değilse kabul edebilir bir adaletsizlikle saptanması için kolları sıvamalıdır…Seçim öncesi kitledeki kazanmanın en kolay yolu bu bugün…
ETİKETLER : Yazdır