SOSYAL MEDYA YASA TASARISI…
29 Mayis 2022 00:54:08
AKP ve MHP’nin ortaklaşa hazırladığı Sosyal Medya Yasa Tasarısı TBMM’ne sunuldu.
Tasarı önümde.
İlkten gerekçesini okudum. Gerekçenin ilk cümlesi, Yeni Ufuk’un iki yıldır ısrarla yinelediği şu gerçeğin altını çiziyor:
“Teknolojinin önemli sonuçlarından biri olan internet, diğer kite iletişim araçların geride bırakırken…”
İnternet gazetelerinin konvansiyonel (kağıt) gazetelerin önüne geçmesi olayı bugünün işi değil aslında; çok oldu; ama, yasası yoktu; bu yüzden internet haber siteleri pıtırak gibi çoğaldı, bir anlamda korsan yayıncılık patladı…
Yasa tasarısı ile internet gazeteleri (haber siteleri) Basın Yasası kapsamına alınıyor, “süreli yayın” kimliği kazanıyor. Bu şekilde internet gazetelerinde çalışanlar da sigortalı olacak, siteler devlete vergi verecek, hukuki sorumluğu olacak…
Tasarıya göre; internet gazeteleri, Basın İlân Kurumu’nun, yasanın çıkmasından sonraki altı ay içinde yayınlayacağı yönetmeliğe uygun olmaları koşuluyla resmi ilan da alabilecek. Bu şekilde konvansiyonel-dijital ayrımı ortadan kalkacak. İnternet gazetelerinin de resmi ilân almaya başlamasıyla ilân pastası görece küçülecek. Bunun etkisi, örneğin resmi ilan alan günlük yerel gazetelere ne olur, bilmiyorum; ama, her halde kağıt versiyonlarını terkederler…Yeni yasa ile şu anki abone-reklam düzeni de önemli ölçüde değişir sanıyorum.
Yasaya göre resmi ilân tiraj kıstasına bağlanmayacak, bu şekilde günde 50 tane basan kağıt gazeteler de, Basın İlan Kurumu’nun takdirine bağlı olarak resmi ilan alabilecek. Bu madde, herhalde, düşük tirajları yandaşları korumak için…
Bana sorsalar; “yeni yasa tasarısı ile iki yıldır savunduğunuz fikirler hayata geçiyor, memnun musunuz ?
Hayır. Ben bu yasanın altına imzamı koymam. Çünkü yasa tasarısı, zaten sınırlı olan basın özgürlüğünü biraz daha daraltıyor, gazeteler üzerinde baskı yoğunlaşıyor çünkü…
Yasa tasarısının amacını oluşturan “dezenformasyonla mücadele”, basın özgürlüğü ile mücadeleye dönüşüyor…
Hangi birini sayayım:
Tasarıda, “dezenformasyon” (bilgikirliliği), “asılsız bilgi”, “yalan haber” “tahrif edilmiş bilgi” gibi muğlak kavramlar var; ama, bunların hukuki tanımı yok.
Örneğin dezenfermosyon kavramını ele alalım:
Nedir bilgikirliliği ? Bilgiye nereden baktığınıza bağlıdır bu. Tasarıya göre, toplumsal gerçekleri açıklayan, halkı uyaran bir haber, pekala, “bilgikirliliği yaratıyor” diye yargı sürecine sokulabilir. Tıpkı, “yalan haber” gibi, “tahrif edilmiş bilgi” gibi…
Bu yasa tasarısı bu haliyle yasalaşırsa, basın özgürlüğü merdiveninde birkaç basamak daha aşağı iner güzelimiz ülkemiz…
Tasarı geriye çekilmeli, basın örgütlerinin de katılımıyla basın özgürlüğü kavramını daraltmayacak bir metin üzerinde anlaşılmalıdır.
Yeni öğrendim:
Yasa tasarısını hazırlayanlar, ABD teknoloji şirketlerinden görüş aldıkları halde bizim gazetecilik derneklerini dışarda bırakmışlar.
Olacak şey midir şu !..
ETİKETLER : Yazdır