MASKE
12 Mart 2022 15:58:55
Sağlık Bakanlığı maskeyi kaldırdı, ama TV’lerde hâlâ maske takın uyarıları dönüyor ara ara. Ahalinin yarısı da maske takmayı sürdürüyor, kafasına göre takılıyor…
Bakanlığın kapalı yerlerde maske kullanımını, mekanın havalandırma düzeyine bağlaması kafaları karıştırdı. Girdikleri mekanın havalandırmasını kontrol etmek için işaret parmağını diliyle ıslatıp havaya tutanlar bile var. Haklılar. Hava akımı gözle görünen bir şey değil ki var mı yok mu bilesiniz !
Bazı “münafık” prof.’lar filan maskenin kaldırılmasının erken olduğunu söyleyip kafaları daha da karıştırırken, bakanlık galiba onun da çaresini buldu. Maskeleri çıkarın buyruğundan çok çok birkaç gün sonra, Korona tablosu kava kaçıran balon gibi sönmeye başladı. Maske varken 100 bine dayanan vaka savışı şak 20 binlere indi; maske varken günde ortalama 200 yurttaşımızı yitiriyorduk, maskeler çıktı, sayısı 120’ler indi.
Şeytan dürtüyor: Acaba diyorum, Koronavirüs maskelerden mi geçiyordu ahaliye ?
Bakanlığın bir öğüdü de vardı ki unutuldu sanıyorum. Her olasılığa karşı cepte maske bulundurulacak, “büyükler”le veya kronik hastalarla konuşulurken cepten fora edilip burunlara takılacaktı…
Bakanlığın buyruğuna ve ayrıca öğüdüne uyup maske takmadığı halde cebinde maske gezdirenler var mı, bilmiyorum.
**
Maskeli ilk günlerimizi anımsıyorum…
Ne günlerdi onlar öyle !
Sağlık bakanlığı ile sorumlu biliminsanları maske takın diye kıyameti koparıyorlardı, ama ortada maske filan yoktu. İlk hücumda eczanelerdeki cerrahi maskeler kapışılmış, maske krizi doğmuştu. Tabii her zamanki gibi çözüm merdivenaltına kaymış, adi bezden üretilen dandik maskeler marketlerde, bakkallarda satılmaya başlanmıştı…
Büyüklerimiz buna çok kızmıştı o aralar. Maskelerin devletçe bedava dağıtacağı ilan edilmiş, ancak çok geçmeden işler arapsaçına dönmüş, devletin işin içinden çıkamayacağı anlaşılmıştı. Top, bu kez, özel sektöre atılmıştı…Atılış o atılış…
Nelerini görmemiştik maskenin o sıralar: Fıstıkî yeşilinden patlıcan moruna, camgöbeğinden cehennem sarısına kadar bir renk cümbüşü hakim olmuştu vatan sathına…Kimisi bezdendi, kimisi kumaştan. Kimisi logoluydu, kimisi figürat
if ve nonfigüratif desenli. Yavaş yavaş maske de, bir sosyal statü kimliği kazanmıştı. Maskesine bak kim kimdir anla dönemiydi…
Fark yaratmak isteyenler için kimisi ördek gagasına benzeyen, kimisi gemi burnu gibi, kimisi bombeli nice maskeler sürülmüştü piyasaya…Maske, özel sektör için bir keriz silkeleme oyununa dönüşmüştü sonuçta.
Gitgide, maskelerin geçirgenlik oranı gündeme gelmişti. Hangisinin ne kadar geçirdiği tartışmaları aylarca sürmüştü. Daha daha bu kez numaralı maskeler çıkmış, bunların hangisinin ne kadar geçirdiği oranlamaları yayınlanmaya başlamıştı.
Aslında tüm maskeler belirli oranda geçiriyordu, ama asıl geçiren de özel sektördü her zamanki gibi… Çok tatlı paralar kazanmışlardı.
**
Maskelerin kaldırılmasına en çok özel sektör üzülmüştür sanıyorum…En azından yüzde 50’lik bir pazardan oldular…
**
Sağlık Bakanı, maskeleri kaldırırken bunun gerekçesini şöyle açıklamıştı:
“Salgınla mücadeleyi aşıyla sürdüreceğiz artık…”
Şu anlama geliyor bu:
Virüsün dolaşımı serbest, aşı ihtiyari, tantun gitmek baht işi !..
**
Pandemiye, AKP’nin turnikesinden geçen “milli” bakış açısıdır bu.
Pandemiye böyle yaklaşan bir yönetimin doktora ihtiyacı olur mu ?!..
ETİKETLER : Yazdır
Sayın Çıladır; maske takılması kişilerin keyfine bırakılmamalıydı. Kararı yanlış buluyorum. Hergün yüzün üzerinde insan ölüyor. Bu canların bir önemi yok mu? Bunların acısını aileleri bilir. Onlara sormak gerekir. Bu vesileyle size ve değerli Kdz.Ereğli'li dostlarıma ve saygılarımı sunarım, değerli dost.
- s.
- 1