NÂZIM…
16 Ocak 2022 14:34:13
Çağlarına damga basmış büyük yazarlar ve sanatçılar doğum yıldönümlerinden anılırlar.
Çünkü ölümsüzdürler.
Nazım Hikmet bunlardan birisidir. Şu günlerde tüm dünyada 120. yaşgünün anılmasının nedeni bu…
İki gündür kitaplığımda, yakın dostu Zekeriya Sertel’in Nâzım Hikmet’in Son Yılları adını taşıyan kitabını arıyordum, sonunda buldum. 1973 yılında Milliyet Yayınları arasında çıkan kitapta Zekeriye Sertel, Nazım Hikmet’in yurtdışındaki son yıllarını anlatır…
Türkiye’den kaçışını ve nedenlerini…Köstence’de büyük bir törenle karşılanışını…İlk Moskova yıllarını…Stalin rejiminin sansürüne uğrayışını…”Pasaportum” dediği KGB ajanının hiç yanından ayrılmamasını…Bulgaristan günlerini…Çin yolculuğu ile öteki yolculuklarını ve ilk kalp krizini…Hastane günlerini…DR.Galina’nın Nazıma aşık olup yanına yerleşmesini…Oğlu Mehmet’i…Piyeslerinin özellikle de “Enayi” ismindeki piyesinin büyük geliriyle zengin olmasını…Eşi Münevver’i…Macaristan günlerini…TKP’nin Movkova temsilcisi İsmail Bilen’in (Laz İsmail) Nazım’a ihanetini…Sovyet vatandaşlığına geçmek zorunda kalışını…İçini kemiren Türkiye hasretini…”Saçları saman sarısı kirpikleri mavi” şiirlerinin kadını ile evlenmesini…Son yıllarını ve son şiirlerinde ölümünü anlatışını…Örneğin şunları:
Gülüm, iki gözümün bebeği
Ölmekten korkmuyorum, ağrıma gidiyor
Onuruma yediremiyorum ölmeyi…
Önümüne kısa bir süre kala otobiyorgrafisini yazar, şöyle der orada:
Sözün kısası yoldaşlar
Bugün Berlin’de
Kederden gebermekte olsam da
İnsanca yaşadım diyebilirim
Ve daha ne kadar yaşarım
Başımdan neler geçer daha
Kim bilir…
İkinci kalp krizinden sonra ölümünü iyice sindirmiştir artık içine. Şöyle yazar:
Bizim avludan mı kalkacak cenazem
Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan
Asansöre sığmaz tabut
Merdivenlerse daracık…
Belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak
Belki kar yağacak, çocuk çığlıklarıyla dolu
Belki ıslak asfaltıyla yağmur
Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi.
Kamyona, yerli gelenekle, yüzüm açık yükleneceksem
Bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden, uğurdur.
Bando gelse de, gelmese de, çocuklar gelecek yanıma
Meraklıdır ölülere çocuklar.
Bakacak arkamdan mutfak penceremiz
Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla
Ben bu avluda bahtiyar yaşadım, bilemeyeceğiniz kadar.
Avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize…
**
Nazım Hikmet yaşamı boyunca bir çok şiir yazdı. Emeği ve emekçileri kutsadı hep, bir de barışı, sevdayı…Şiirlerinde de başını hep dik tuttu. Propaganda şiirleri yazmadı.
Onun en büyük sevdası memleketiydi, “dörtnala gelip uzak asyadan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” memleketi…
Bir de şu:
(…)
Yaşamak bir ağaç gibi
Tek ve hür
Ve bir orman gibi
Kardeşçesine…
ETİKETLER : Yazdır