LALE DEVRİ METAFORU
11 Ekim 2021 18:33:42
“Yüksek fâiz sebep enflasyon netice” teorisine koşut olarak politika faizini düşürdüler, döviz rekor üstüne rekor kırıyor, TL çakıldı, enflasyon yükselmeye başladı…
Teoriler pratikte sınanır. “Yüksek fâiz sebep, enflasyon netice” teorisinin bir kez daha yanlış olduğu ortaya çıktı.
Ders alan kim ! Israr ediyor…
Daha da kötüsü, TV’lere çıkıp pembe tablolar çizmeye bayılıyor. İşçi ve memur halinden memnun diyor, Avrupa açlıkla boğuşuyor, bizim raflar dolu hamdolsun diyor…
Yaşamın gerçekleri umurlarında değil. Bu yüzden aynı karede buluşamıyorlar ! Buluşsalar, bir bakacaklar muhalif saflardalar !..
Gözlerini kapatıp okumayı sürdürüyorlar bu yüzden…
Halkı, içinde yaşadığı gerçeklerin tam tersine inandırmak mümkün müdür ?
Olmaz öyle şey ! Arkadaşlar eğer bunu bile bile yapıyorlarsa, çaresiz kaldıkları içindir ! Denize düşenin yılana sarılması modundalar…
Muhalif siyasetçiler, bugünkü tabloyu, Lâle Devri’ne (1718-30) benzetiyorlar. Bu benzetmeyi şöyle dile getirmek daha doğru olur:
Bugünkü tablo, ıslahatçılığı (reformculuğu) defterden silinmiş bir Lâle Devri tablosudur…
III.Ahmet, renkli saray yaşamından keyif alan bir padişahtı. Islahat hareketinin önderi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa O’na Kağıthane’de yeni bir saray (Sadabad Kasrı) yaptırdı, sen burada keyfine bak deyip bir takım ıslahat hareketlerine girişti. Batıcıydı. İstanbul’un imarına el attı. İhracatın gelişmesi için önlemler aldı. Yalova’da kağıt fabrikası kurdu. Çini, kumaş ve çuha üretimi yapan fabrikalar açtı. Sanatı destekledi. Batı ve doğu’dan önemli yapıtları Türkçeye çevirttirdi. Bilginlere, şairlere, tarihçilere, sanatçılara kol-kanat gerdi, devlet desteği sağladı. İlk basımevini kurdu. Dış politikada barışçıl bir çizgi izledi. Yeniçerilerden oluşan ilk itfaiye teşkilatını kurdu…
Ancak, saray ve çevresinin Lâle Bahçeleri ile sembolleşen gelir gelmez savurganlığını önleyemedi. Bir yandan yoksullaşan halkın, öte yandan da ıslahat hareketlerine karşı çıkan tutucu çeverelerin baskısını göğüsleyemedi. Patrona Halil isyanı ile devir kapandı…
Muhalif siyasetçiler diyorlar ki:
AKP’yi de ilk seçimde halkın iradesi götürecek…
Ben de öyle düşünüyorum.
Tarihten biliyoruz. Savurganlığa batıp halkı unutan hiçbir iktidar sürgit ayakta kalamıyor. Hele hele hukuk ilkeleri ile demokratik değerleri sürekli ıskalayan bir iktidardan sözediyorsak…
**
İyi Parti’nin önemli isimlerden Koray Aydın, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmaması gerektiğini, katılması halinde hezimete uğrayacağını iddia etti dün.
Katılacaktır. Katılması da doğru olur ayrıca. Halkın oyları ile geldiği gibi, halkın oyları ile gitme hakkı var çünkü. Bu hakkı kimse gaspedemez, düşünülmesi bile yanlış bence !..
Şu da var:
Halk kitlelerini böyle tarihsel bir görevden yoksun kılmak da yanlış olmaz mı öte yandan ?
Erdoğan seçime katılmalıdır !..
ETİKETLER : Yazdır