EREĞLİ İL OLMALIDIR AMA…
21 Kasim 2020 10:07:16
Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın, “Ereğli ya il olmalı ya da Düzce’ye bağlanmalı” çıkışı pek yankı bulmadı. En sıcak destek, MHP İlçe Başkanı Rahman Demirtürk Kdz. Ereğli Gazeteciler Derneği ve bizim Sina gibi analitik bakış açısına sahip düzgün kalemler (yoksa tek miydi Sina, bilmiyorum) geldi.
MHP dışındaki siyasi partiler ile demokratik kitle örgütleri Posbıyık’ın çağrısına ilgi göstermediler.
Bunun nedenlerine geçmeden önce, şunun bir kez daha altını çizmek istiyorum:
Soruna neresinden yaklaşırsanız yaklaşın, Ereğli, geçmişte Zonguldak’a bağlı birer ilçe olan Karabük ve Bartın’dan önce il olmalıydı.
Bunun ekonomik, demogratif sosyo-potik gerekçelerini yıllar yılı yinelemekten bıktık.
Ereğli, ta baştan beri bu konuda büyük haksızlığa uğradı ve uğruyor. İşin ilginç yanı, haksızlığın süreceğine ilişkin işaretlerin gitgide çoğalmaya başladı !
Sanıyorum Posbıyık bunun için tepki verdi.
Başkanın İl olma konusundaki tepkisi yerindeydi, ama işin içine Düzce’yi karıştırması yanlıştı.
Bir kez, Ereğli ile Zonguldak’ın, taşkömürü ekseninde tarihsel bağları vardır. Zonguldak’ı kömür varetti, kömür’se Ereğlilidir.
Zonguldak’lı ve Ereğli’li maden işçileri, tam 172 yıldır bu emek kokan topraklarda yan yana, omuz omuza kazma sallıyor, canlarını veriyor, kanlarını akıtıyor kardeşçe…Birkaç çirkin politikacı yüzünden bunu ıskalamak gerçekçi bir yaklaşım olmaz Kaldı ki sırf Zonguldak’tan “kurtulmak” için tarihinde (1920) Kuvayi Milliyeye karşı padişahçı şeriatçı bir ayaklanma da olan Düzce’yi, kanatları altına sığınılacak alternatif bir il olarak göstermek olacak şey değildi.
Posbıyık da bu yanlışı görmüş olmalı ki yeni bir açıklama ile Düzce konusunda ironi yaptığını belirtti. İroni sözcüğü durumu kurtarmaya yetiyor mu ya da tam yerine oturuyor mu, emin değilim; bu yüzden ben bunu bir özeleştiri olarak niteleyeceğim. Özeleştiri yapmanın ayrıca bir erdem olduğunun da altını çizerek…
Posbıyık’ın çıkışının gereken yankıyı bulmamasının denenleri arasında Düzce vurgusunun da olduğunu düşünüyorum.
Mücadele eskiden olduğu gibi il olma hedefine kilitli kalmalıdır.
Ayrıca şunu da düşünüyorum:
Korona salgının ortalığı kasıp kavurduğu, özellikle esnafı perişan edecek yeni kısıtlamaların başgösterdiği koşullarda Ereğli’nin il olması sorununu baş gündem maddesi yapmak olanaksızdır.
Posbıyık’ın çıkışı zamanlama bakımından da çok yerine oturmuyor bence.
Ama şu olabilir belki:
Ereğli’nin il olmasına karşı çıkan siyasetçiler (Zonguldak lobisi diyelim) Ereğli kamuoyuna zaman zaman “tanıtılabilir.” Böylece hem konu gündemden düşmüş olmaz ve hem de Ereğli’nin mücadele kararlılığının sürdüğü gösterilmiş olur.
Şunu unutmayalım:
Yerel seçim öncesi, Ereğli’ye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anlaşılan Ereğli’nin milletvekilleri yok, ben Ereğli’nin milletvekiliyim” diyerek kentin uğradığı haksızlığa tercüman olmuştu.
Şu anki hedef; bu yoldan yürüyerek, Ereğli’nin il olması beklenen ilçeler listesinin tepesine çıkartılması için etkin bir lobi organize etmek olmalıdır.
Bir davanın/mücadelenin hedefine ulaşması için sadece haklı bir zemin üzerine oturması yetmez; doğru bir stratejiye ve zamanlamaya da sahip olması gerekir.
Şu an Ereğli, il olma hedefine kilitli bir kampanya açılmasına elverişli koşullara sahip değil. Ama, dedim ya, lobicilik için zaman ve mekan sınırlaması yoktur.
ETİKETLER : Yazdır