İTTİFAKLAR FİLAN…
21 Eylül 2020 19:12:41
Millet ve milliyetçilik, tarihsel bir kategori, yani başı ve sonu var. Kapitalizmin ürünü. Beş karakterle ifade ediliyor:
Toprak, pazar, dil ve kültür birliğinin yol açtığı milli ruh ya da tinsel (manevi) şekillenme.
Bunların birisi bile eksikse, orada bir millet’ten sözedilemez.
Kökleri te Ortaasya’daki göçebe “boy’lara uzanan Türkler, Osmanlı’ya kadar bir sürü devlet kurdular. Ama bunların hiç birisi milli devlet değildi. Osmanlı da değildi. Osmanlı, ümmet’ti. Din devletiydi…
Milli Devlet, Cumhuriyet Devrimi ile kuruldu.
Milliyetçilik, milleti oluşturan beş karakteri savunmak ve milli çıkarları uluslararası çıkarların üzerinde tutmak anlamına gelir. Ülkesinin toprak, dil, kültür ve pazar birliğini savunmayan birisine milliyetçi denilemez. Milliyetçi için, öncelik, her alanda kendi milletidir.
Milli devletler, kapitalist toplumsal sistemin ürünüdür. Kapitalizmin ideolojisi de liberalizmdir. Siyasi sistemi demokrasi…
Yani, milliyetçi, hem milli ve hem de demokrat olmak zorundadır. Demokrasinin önkoşulu ise, laikliktir.
Bunlar bilinen şeyler…
İktidarda muhafazakar-milliyetçi koalisyonu var. Kimyaları uyuşmayan iki parti.
AKP, islamı referans alan bir parti.
MHP milliyetçi ve doğası gereği laik…
Bu ikisi gerçekte zıd kardeşler.
Ama, gül gibi geçiniyorlar.
Yeri geldi mi islamı, yeri geldi mi milliyetçiliği öne itiyorlar. Bir de sıfat buldular kendilerine: Muhafazakar milliyetçi !
Kategorik ve ideolojik bakımdan bir ucübe ?
Sayın Bahçeli, demir filan dövecek kadar milliyetçi geleneklere/ritüellere teşne bir siyasetçi, ama, ortağı tank palet fabrikasını Katar’lılara verdi, gıkı çıkmadı.
İktidarın ümmete dönüş stratejisine de itirazı yok…
Atatürk’ün yerden yere vurulmasına da…
Yabancılara şakır şakır toprak satılmasına da…
Gözünü kapattı. Ortağının sözcülüğünü yapıyor…
Bundandır, MHP eriyor, onun içinden çıkan İyi Parti yükseliyor. Son Metro anketi de bunu doğruluyor.
İyi Parti, milliyetçi bir parti. Terminolojik bir ayrımla, milliyetçi-demokrat: Laik ve Cumhuriyet Devrimi ile O’nun önderine saygılı…
O da, CHP’Lİ Kılıçdaroğlu gibi, toplumsal sistem olarak, serbest piyasa ekonomisi ya da neoliberalizm yanlısı. Kurulu düzeni kökten değiştirmeyi değil, rehabilite etmeyi öngörüyorlar. Her ikisi de ortasınıfların üzerine basıyor. CHP, “halkçı” karakteri gereği sol bir parti olarak da anılıyor. Ama onun solculuğu sermaye düzeniyle sınırlı…Radikal değil…
Yani…Millet İttifakı, Cumhur İttifakı’nı aksine, çok daha homojen bir birliktelik sergiliyorlar.
Her ikisi, ilk adım olarak, “güçlendirilmiş parlamenter sistem’i öngörüyor ayrıca.
Bunun tam olarak ne anlama geldiği şimdiye kadar derli-toplu bir biçimde açıklanmış değil. Ama, nereye dönmek istedikleri açık…
Gerçi Kılıçdaroğlu, zaman zaman, satır aralarında Başkanlık Sistemi büsbütün yadsımıyor. Benim anladığım kadarıyla milliyetçi/sosyal demokrat bir adayın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması ile sorunların daha rahat ve kolay şekilde çözülebileceğini de düşünüyor gibi…Ama, bunda ısrarlı olacağını sanmıyorum.
Millet İttifakı, önümüzdeki süreçte, AKP’den kopanların kurdukları partiler ile, yüzde 1 civarında oyu olan SP’ye el uzatır mı ?
Bu, parlamentarizme dönüş zemininde mümkün görünüyor. Ama bu ortaklık içinde HDP’nin yeralması da pek mümkün görünmüyor…
Bir soru daha:
Cumhur İttifakı, HDP ile işbirliği yapar mı ? Demokrasilerde “olmaz” diye bir şey yoktur. İstanbul’daki yerel seçimde Apo’yu piyasaya süren AKP’nin yeniden bir “açılım” başlatması olasılık dışı değildir.
Daha önce de söyledim:
Önümüzdeki seçimde, ittifaklar arasındaki dengeyi, HDP bozacaktır.
Merakım, her iki ittifaktaki milliyetçi partilerin bu durumda takınacakları tavır…
Bence MHP, AKP’
nin ortağı olarak, HDP’ye daha yakın…
ETİKETLER : Yazdır