HAYDİ CHP!
26 Temmuz 2020 21:55:20
İşçi sınıfının öncü örgütü diyebileceğimiz bir sol partimiz yok emeği/emekçileri çağrıştıran amblemleriyle filan durumu idare edenler var.
Kurulu düzene entegre olmuş ılımlı reformistler yahut. Gelenin gidenin yanağından makas aldığı demokrasimizin süs çiçekleri !..
Onları geçiyorum.
Emekçi halkı kim temsil ediyor bugün ?
En büyük parti o olduğuna göre, nicelik bakımırdan, AKP !
Burada sosyo-politik bir ironi var; ama, nerede yok ki zaten !..
Toplumsal bilinç profili düşük ülkelerin tipik özelliklerinden birisidir bu:
Yoksul ahali, kendisini daha da yoksullaştıracak partiye/partilere oy verir.
Bunun en tipik örneklerinden birisini onsekiz yıldır yaşıyoruz. Ama yeni bir örnek değil bu tabii: Menderes döneminde de yaşamıştık, özal döneminde de , çeşitli koalisyonlar dönemlerinde de…
Arada ahaliye yüzünü dönenler oldu gerçi; Eçevit gibi. Ama, egemen güçler onun hesabını görmekte çok zorlanmadılar (dı).
Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz. Son durak 2023. Seçim, ondan önce de olabilir. Bence bu olasılık güçlü…
Sağa sola bakıyorum…
İktidarı AKP’den alsa alsa CHP alır; o da basta İyi Parti olmak üzere HDP’nin filan da desteğiyle…
Anketlerin dili bu…
Tabii iktidarı ele geçirmek için, halen AKP’ye oy veren emekçi kitlelerini ikna etmek, onlara önderlik yapmak gerekiyor…
Diyelim ki ilk seçimde CHP emekçi ahaliyi ikna etti ve iktidarı ele geçirdi. Peki yoksul çoğunluğun partisi olabilir mi bu durumda? Dahası nasıl olabilir?
Yitirilen demokratik mevzileri geriye almak elbette önemli olacaktır. Ama bu yetmez! Yoksul ahalinin yaşamına dokunmak için nerdeyse yetmiş yıldır özlemi çekilen ekonomi politika izlenilmesi gerekir.
Bunun en kabataslak yolu bellidir:
Üretim araçlarının özel mülkiyetini giderek sınırlamak; cumhuriyet devriminin devletçi ekonomi politikasının yeniden önünü açmak…
Geçenlerde Kılıçdaroğlu devletçilikten söz etti. CHP’nin amblemi olan altıokun oklarından biri devletçiliktir.
Devletçilik, üretim araçlarının halk adına devleti elinde toplanmasını öngörür.
Büyük toprakların yoksul köylülere dağıtılmasını, öteki üretim araçlarının kamulaştırılmasını öncelikle…
Bu da yetmez. Milli gelirin hakça paylaşımının sağlanması da gerekir…
CHP böyle bir çizgi izleyebilir mi?
Pek umutlu değilim. Çünkü böyle bir program sosyalist bir patinin programıdır. Ama, CHP en azından Kemalist iktidarın 1930-46 arasındaki programını izleyebilir…
Bir başka soru:
Kurultaydan Kılıçdaroğlu ve ekibinin yeniden çıkacağına kuşku yok. Peki altıokun ekonomi-politikası da çıkar mı Kurultaydan?
Bekleyip göreceğiz…
Göreceğiz… Çünkü hedefine iktidarı koyan bir partinin halkın karşısına somut bir ekonomik programla çıkması zorunludur.
Yani…
Canbaza değil, programa bakacağız ahali olarak…
Kendi adıma, mini mini bir yalım da görsem, iktidar ateşine bir kuru dal parçası da ben atacağım…
Haydi CHP! Haydi tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye idealine kafa koyanlar!..
Tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz, bunu da heba etmeyelim!..
Not: Kılıçdaroğlu’nun 12 maddelik manifestosunu yarınki yazımda ele alacağım…
ETİKETLER : Yazdır