2012?NİN İLK OKUMALARI?
14 Ocak 2012 01:04:02
Yılın son gününde Ataol Behramoğlu’nu dinlemiştim, büyük zevk almıştım Balçiçek İlter’le ‘sözsende’ de. Bugün de, Cumhuriyet Pazar’da yazmış: YENİ YILA ŞİİRLERLE başlığıyla…
Emre Kongar’ı da severek-beğenerek okurum: O da,Yeni yıl,Yeni Hukuk,Yeni Siyaset demiş başlığına. Hemen yorumlayım, bu AKP iktidarının ülke yönetimizde daha uzun süre kalacağının, bu ‘yeni’ tanımıyla şimdiye kadarki atılım, açılım politikasının uygulamaya konulacağını imliyor bana…
Adnan Binyazar öğretmenimiz de, Sözün Gücü’nü konu etmiş bu Pazar ekinde. Önce bu üç konuya değineyim…
Sözün gücü tanımı bende şunu çağrıştırır her zaman:
En edeplisini, en ince ve naif olanını, içe ve yüreğe dokunanını seçerek, doğru yerde, doğru zamanda, kıvırmadan –anlamlar yükleyerek- söylemek ya da yazmaktır…
“Söz nasıl güçlü kılnır? Yunus Emre yüzyıllar önce vermiş bunun yanıtını:
-Sözünü bilen kişinin ağ ede yüzünü bir söz”. İnsan sözünü ağzına yakıştırdığı ölçüde insandır” Bunu İsmet Kemal Karadayı şöyle özetledi: “Ben adamı ağzından tanırım” Bizi yönetenlere adıyorum bu paragrafı.
Yeni yılın gelmediği ve gelmeyeceğİ, yıl sonuna doğru bütçe konuşmalarından, vergi ve zamlardan belli oldu. 2011’in süreği olacak elbet !
Yeni Hukuk da öyle: İktidar neyi istiyorsa, ona hizmet edecek. Anayasaya üniversitelerden hiçbir öneri gelmemiş olması bunun kanıtıdır. Bundan böyle Hukuk, siyasetin emrindedir…
Yeni siyaset ise biçimlenmiştir: Hukuku siyasallaştırıp, ileri demokrasi adına atılım ve açılımlarla ve tek başına ülkeyi korku, baskı, şiddet ve yıldırma taktiğinden ibarettir…
Gelelim Ataol’un savına: Şiirlerinin toplumsallığını, toplumsal adalet mücadelesinde şiirini kullandığını söyle-mişti Habertürk kanalında. Köşesinde, Oktay Rıfat’ın ‘yalancı dolma’sını almış ilkin: “ şu zeytin yağlı dolma/Yemek değil rezalet/rezalet rezalet rezalet/hürriyet müsavat adalet”.
Ne müthiş bir uz-uzak görüş, tam isabet… Bugün bu üç sözcük, bundan sonra da yaşanacak süreci bacak gibi koyuyor ortaya…
Orhan Veli’nin Sevdaya mı tutuldum şiirine de gönül koymuş Ataol:
Benim de mi düşüncelerim olacaktı?/ Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım?/Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?/ Çok sevdiğim salatayı bile/ Aramaz mı olacaktım?/Ben böyle mi olacaktım?” Bütçe konuşmnalarını anımsayın yeter demekle yetiniyorum… Ve, durumu çok endişe verici buluyorum.
Yeni yılın şifresini Necati Doğru, şu parag-rafıyla açığa vuruyor:
“Yeni yılı anlayacak tek şifre rantların akış yönü olacaktır.Rantlar egemene akacak.Kim iktidarsa ona !Bugün ülkenin her alanunda,biat kültüründen gelme yeni zenginlerin oluşturduğu yeni egemen güç, hışımla, iştahla ve açgözlülükle yayılıyor.” Yürekten katılıyorum. Katılmayanların sorunu demekle yetiniyorum… 2012 hiç de hoş geçmeyecek…
ETİKETLER : Yazdır