MECLİS?in 24.Dönem AÇILIŞI?
01 Temmuz 2011 12:03:39
Geçici Başkan Oktay Ekşi, açış konuşmasında “8 tutuklu vekilimizin katıla-mamasındaki ayıbı tarihe not düşüyorum.”, dedi.
CHP oylamaya katılmıyor. BDP&39;LİLER DE BOYKOTTAYDI. Aynı tavrı MHP’nin göstermemesi – referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi-
düşündürücü bir durumdur…
Başkan Ekşi’nin özellikle Laiklik vurgusu ve yeni anayasanın hazırlan-masında uzlaşmanın esas alınmasına dikkat çekmesinin sessizlikle karşılanması da dikkat çekiciydi…
Bugünkü Meclis’te dört parti var. 512 vekil var, 38’i açılışa katılmıyor. Ve, bu çelişkili açılışın, ileride Anayasa yapmak ve tahliye edilmeyen vekillerin duru-munu çözüme kavuşturmak gibi en yaşamsal iki sorunla karşı karşıya olduğu ger-çeği de kesenkes ortada iken; böyle bir tabloda ileriye güvenle bakabileceğimizin tedirginliğini yaşıyoruz.
Hukukun üstünlüğü, yasaların hukukun üstünde olamayacağına dayanır. Ama bizde, yargı kararlarının kanuna uygun ama hukuka aykırılığı özellikle dik-ta heveslisi iktidarlarca giderek daha da yaygınlaşan bir hal almıştır. Bunun insan haklarına,Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırılıklar nedeniyle sıkça mahkum edildiğimiz gerçeği apaçık ortada durmaktadır.
Meclis Milletin iradesini temsil ettiğine göre, oraya gönderilen temsil-cileri-nin yokluğundan, protesto ve boykot olayından dolayı irade yasalarla ve yargı kararlarıyla yok sayılma durumuna düşürülmemiş midir? Kendisi Siirt’ten vekil seçilen iktidarın başı, 15 gündür niye sessiz kaldı acaba? Bu da düşünülmesi gere-ken bir çelişkidir…
Cumhuriyet rejimi, en az riskli yönetim modeli olan demokrasi ve parla-menter sisteme dayanır.Demokrasi anlayışımız,Halka ve Seçmene bakışımız, vaz-geçilmez unsur siyasi partiler ve muhalefetin durumu, politikacıların söylem ve eylemleri açısından1950’den bu yana bazı alıntılar yapmamızı da gerektiriyor:
DP dönemiyle, demokrasi çoğunluğun her şeyi yapabileceği biçinde algı-landı. Nitekim Menderes’te ifadesini buldu: “ Ben odunu aday göstersem, bu millet seçer.” Adalet Partisi dönemiyle tek parti iktidarında ise, “yollar yürümekle aşın-maz ( it ürür kervan yürür anlayışı gelişti)” MC Hükümetleri dönemindeyse, “ Kimse bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemez” e dayandı protesto eylemleri. “Din elden gidiyor” vaveylasıyla, İmam Hatipler, Kur’an Kursları çoğaltıldı. Şimdi kimse Laiklik elden gidiyor diye bağırmıyor… Bir dönem geldi :” Bul 226’yı, devir hükümeti” slogan oldu. Son 10 yıldır da, “Parmağın kadar konuş”a indirgendi bu söz. Özal, Çağ atlattığını savladı, atlamak şöyle dursun; ortadirek yıkıldı. Son on yıldır, “Cumhuriyetin 80 yılda yapamadığını 8 yılda yaptık” palavrası sıkı-lıyor… Kuvvetler ayrılığı resmen tek elde toplandı. Nasıl oldu bu? Parmak çoğunluğuyla kuşkusuz. Muhalefet olmadan hem de…Özetlersek, gerçekler hayal oldu; hayaller gerçekmiş gibi pazarlanıyor. Ülkeyi pazarlayan, azarlayan, zırlayanı boğazlayan şiddetçi-baskıcı-tek adamıyla parti devletine dönüştük…
Zaman zaman Meclis TV’yi izledim: Olgunluk içinde geçiyor, öyle de biter inşallah…
ETİKETLER : Yazdır