Gazeteler-Haberler, Sorular..
14 Haziran 2011 11:35:24
Dün Pazar’dı. Gazete okudum.TV izledim. Mitinglere zaman ayırdım. Bugünkü gazetelere baktım sabahın erken saatinde. Sonra İnternet’ten bütün gazetelerin ilk sayfalarını, köşe yazarlarını tara-dım. Her gün yapıyorum bunu…
Bir gazete manşeti: “Sıra Başbuğ ve Büyükanıt’ta mı? Yorum getirmeden soruyorum: Niye Özkök yok ?
Sayın Bahçeli: “ Başbakan kendini Belediye Başkanı sanıyor”, demiş. Buna yorum getir-mek istiyorum:“Haklı. Gerçekten bu kampanyada ne yaptığı konuşmalar, ne de projeler Başbakan’ın işidir”…
Arınç, Bursa’da “Zaman okuyun” diyerek propoganda yapmış. Bir açıklama da benden: TRT kadroları, şeriatçı gazetelerden/TV kanallarından elemanlarla dolduruldu. A-rınç’ın ki teferruattır…
Kılıçdaroğlu: “1923 ruhu olmayanlar, 2023’ten söz edemezler.” dedi. Ana Muhalefet lideriyle TV’de karşı karşı gelmemek için futbol süper liginde olmayı gerekçe gösterdikçe, bu mantığı kabul edilebilir bulmak mümkün değildir.
Cumhuriyet Hükümetlerinin, 80 yılını yok sayan bir Başbakan’ımızın çıkması da hayaldi; ama gerçek oldu. Ve, 3. Kez iktidar isteyen Tayyip Bey; hayal bile edemeyeceği bir konuma yükselmesini ne’ye ya da kime borçludur?
2002 sonunda 3684 olan Kur’an Kursu sayısı, şu günde bu sayı 9456 olmuş: Dini siyasete alet eden, bunu eylem ve söylemleriyle bizzat belli eden Tayyip Bey; TC tarihinde en çok İmam Hatip Açmakla övünen sayın Demirel’i eleştireceğine; bugününün onun eseri olduğu ortada iken, niye teşekkür etmez?
ANAP’ın 4 eğiliminin bir kanadına mensup Namık Kemal Zeybek (Demokrat Parti Genel Başkanı olarak); “Çılgın proje ülkeyi bölme planıdır” dedi. Bayrak polemiğine sarılan başbakan, niye bu söze teğet geçiyor acaba ?
Sorular, durumlar, sorunlar bütün ülkenin ve dünyanın gözü önünde cereyan ediyor. 2007’de yere göğe sığdırılamayan The Ekonomist, şimdi niye tu kaka ediliyor ( Yazılı-Görsel Medya kanalları-yazarları ve Tayyip Bey dahil)?
“Takdire tedbir uymaz”mış. Madem öyledir, hepimiz içtenlikle inanırız buna.Bu bağlamda o şarkıyı da severek dinliyor, hatta terennüm ediyoruz: Ancak; mademki ”Biz Birlikte Türkiye’yiz”, “ Aynı yoldan geçmişiz biz/Aynı sudan içmişiz biz/ Yazımız bir kışımız bir/Aynı dağın yeliyiz biz” idiydik: niyedir bu ayrılık? Niye birbirimize düşürülmek üzereyiz? Yollarımız duble oldu; ama sularımızı kirlettik. Yazımızın kışımızın bir olduğu; yaşam koşullrıyla belli olurdu; ama hayal oldu… “Şarkılar bir türküler bir/ Hep beraber söyleriz biz/ Halaylar bir horonlar bir/ Aynı sazın teliyiz biz” idiysek; analar niye hâlâ ağlı-yor, ağıtlar yakıyor? Halaylara kurşun sıkılıyor, niye şarkılar türküler acı veriyor; gönül tellerimiz niye titriyor?... ” Gönüller bir dualar bir/Bir Allahın kuluyuz biz/Has bahçemiz yurdumuzdur/ Aynı bağın gülüyüz biz” diyeceksek; niye yıktık milyonla insanın kaibini? Niye sövüp saydık, niye utançlar yaşadık? Niye ölmüşlerin kemiklerini sızlattık; pervasızca tarihi gerçekler saptırılırken sessiz kaldık? Artık bahçelerimiz has değil; herkesin gülü kendinedir; madem demet yapacaktık; niye hep dikenlerini batırdık…
Vicdanının sesine kulak veren her yurttaşın yüreği kanatılmıştır. İğ’de de vardrr, arşakta da; kilimi dokuyan ustalarda da suç vardır. Karar anı gelmiştir: Ulusal egemenlik değil, gene liderlerin egemenliği oylanacaktır bu seçimde…
ETİKETLER : Yazdır