Anneler Günü ve Kadınlarımız
31 Mayis 2011 03:37:24
Bir anneler gününe daha erdik. Yanılmıyorsam 30 yıldır kutluyoruz bu günü. Şu an 30 yılın da ge-risine düştük bugün: Annelere bir günü bile çok gördük yani… Ben bu ‘Anneler Günü’nde kadınlar için yazaca-ğım. İnsanoğlu’un analıkla taçlandırdığı kadınla-rımız ne durumda; sorusuna yanıt arayacağım… Bugüne kadar izlenimim şu: Kerhen kutlamışız bu günü. Hediye vermek, içimiz almasa da çiçekler alıp, çoluk çocuk / torun torbalarla ziyaret edip sevgi saygı sunmak yarışıymış o günler. Çünkü değişen toplumda, her günüzün anneli olduğu yılların önemini değerini yitirip gitmişiz… Benim çocukluğumda ve gençliğimde komşuları-mız, kasabamın kadınları saygın, saygılı, toplum-sal değerlere ve gelenek göreneklerimize bağlı insanlardı. Sokağa çıktıklarında adamlara saygıda kusur etmezlerdi. Sosyal Statüsü adlı bakanlığı bile varken; kadınlara bakışımzın özünde değişmediğini görüyoruz… 21. yy’da ülkemde kadınlara bakışın kısa özeti şöyle : Anneler en az çocuk yapmalı… Kadının yeri kocasının evidir… Kocası değil mi; ister sever, ister döver… Kadının kucağından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemeliyiz… Çocukları için saçını süpürge eden anneler nesli tükenmek üzere (TV’lerdeki evlenme program-larına alıcı gözle bakınız)… Vs.vs.vs… En hafiflerine değindim… Kadına şiddetin, dayağın, baskının, öldürümlerin, onları toplumdan dışlamanın, onu iş yaşamından ve sosyal hayattan kopartılmasının amaçlandığı/ en yoğun olduğu bir süreçteyiz. Bize çağdaş uy-garlık hedefinden saptığımızı gösteren pek çok emare var… Bu durumda en acı olan ne biliyor musunuz? Ka-dın vekillerimizin, kadın örgütlerimizin, kadın ku-rum ve kuruluş yönetimlerinin duyarsızlığı, tepki-sizliğidir. Erkek egemen bir toplumda bir ölçüde anlaşılabilir; ancak bugün gelinen noktada toplu-mun çivisinin çıktığını söylemekten dolayı utanç duyuyorum… Kuşkusuz hiçbir şeyin yapılmadığını söylemiyo-rum. Yetersizliklerden ve uygulamalardan yakını-yorum. Bu çağda, kadınlarımıza(analarımıza) reva görülen söylem,eylem ve girişimlerden dolayı ü-züntü duyduğumdan da kuşkunuz olmasın… 13 yaşında bir ilköğretim öğrencisine (yarının an-nesi 0) gebelik testini, hem de zorla yaptıran bir eğitimci kafayı onaylayabilir misiniz? Çocuklarının gözü önünde karısını doğrayan ada-mın, hangi namusunu temizlediğini kavrayabili-yor muyuz? Peki, kocasını sevgilisiyle birlikte yakan kadını kimse affetmez elbet. Ne var ki, bunu bir ceha-let, öc alma, iftiraya isyan gibi nedenlere de bağ-layamayız. Bu neyin intikamıdır? Fatma Gül’ün Suçu Ne dizisinin Fatmagül’ü, Öyle Bir Geçer Zamanki dizinsin Cemile’sinin geldiği noktayı, Aşk ve Ceza’daki Çiçek’in dramı vb.vs.vs. bize niye izlettiriliyor?Ders olsun diye. Olmuş mu, ders almış mıyız, yaşadıklarımızdan belli olmu-yor mu? Diyeceğim şu ki; bu anneler gününde bunlara mı taktın kafayı? Takıntı değil; sorumluluk benim-kisi… Kadınını yüceltmeyen adam, erkek değildir. Ama kocasını rezil eden kadını da bağışlamam ben. Nüfusunun yarısı kadınlardan oluşan ülkemin parlamentosunda 550 kişinin 100’ü kadın olacakmış: Bu bile ne halde olduğumuzun en somut göstergesidir. Haklarını koruyamayacak kadar zayıf isler neye yarar sayı? Annelerimizin bu günü kutlu olsuuuunnnnn !
ETİKETLER : Yazdır