
TEĞMENLER OLAYI !
03 Subat 2025 00:18:24
Atatürkçü teğmenlerin ordudan ihraç edilmeleri olayına nasıl bakmalı ?
“Malumun ilâmı” niteliğinde bir olay bu; zaten bekleniyordu. Flaş nitelikte bir haber değildi. Muhalefetin olayı köpürtmesi iktidarı yıpratmaya yönelik propagandadır. Yahut iktidarın ideolojik formasyonuna bu olay üzerinden pertavsız tutma...
Böyle bir olay örneğin CHP’li iktidar döneminde yaşansa, flaş haber olurdu. Ama teğmenlerin ihracı rutin haberdir bugün.
Ne bekleniyordu yani ? “Atütürk’ün askerleriyiz”diye slogan atan teğmenlere madalya takılması mı !
İktidar, Atatürkçü bir iktidar değil. Bu anlamda cumhuriyetçi değil. Seküler değil. Kısaca cumhuriyet devriminin temel ilkelerini sindirmiş bir iktidar değil. Tam tersi, bunlara karşı bir iktidarımız var.
Buradan bakıldığında, teğmenlerin ihracı niçin şaşırtıcı olsun! Zaten olaya ilk tepkiyi cumhurbaşkanı Erdoğan vermişti. Üstelik bir darbe girişimi göndermesiyle...
Benzeri sözleri teğmenlerin ihracından sonra Bahçeli de söyledi...
Özetle; teğmenlerin kılıçlı eylemi iktidar katında bir mesaj olarak algılandı ve gereği yerine getirildi !..
Peki mesaj mıydı gerçekte ? Teğmenlerin amacı bence bu değildi, ama yeminin kendisi zaten Atatürk ve cumhuriyet karşıtlarına bir mesajdır; devrime bağlılık mesajıdır.
Bizim ordumuzun diğer birçok orduya kıyasla çok önemli bir özelliği vardır. Türk ordusu, milli devrimin ya da Kurtuluş savaşının ateşinde doğdu. Tepeden tırnağa bir halk ordusu olarak !
Dünyanın zafere ulaşmış ilk milli Kurtuluş Savaşını bu ordu yarattı. Cumhuriyet devrimin güvencesi de bu orduydu. Daha sonraki radikal reformların koruyucusu da...Harbiye ruhu ordunun ruhudur. Ordunun ruhu da cumhuriyet devriminin ruhudur.
Buna milli şuur/bilinç diyoruz. Millet olmanın ruhudur... Buradan bakıldığında teğmenlerin kılıçlı eylemi gerçekte gururla izlenmesi ve alkışlanması gereken bir eylemdi.
Eylem’in iktidar penceresinden tam tersi bir görüntü vermesi, iktidarın ideolojik-siyasal formasyon ile ilgili bir olay.
Pencere farkı var ! Atatürkçü muhalefet, iktidara, “gel bizim pencereden bak” olaya diyor, doğal olarak kabül görmüyor...
İktidar da olaya ve teğmenlere verilen cezaya kendi penceresinden bakılmasını istiyor.
Bu toplumsal, ideolojik, kültürel ve siyasal farklılaşma/zıtlaşma, her olayda iki farklı bakış açısını gündeme taşıyor.
Bu karşıtlık muhalefetin tümünü kapsamıyor; muhalif pozisyonundaki muhafazakarlar ile etnik ayrılıkçılar örneğin...Olaya olumlu yaklaşanlar milliyetçilerin Kemalizme yakın kesimleri ile bir kısım sol...
Bu tarihsel ve toplumsal karşıtlık yeni bir şey değil. Kökleri 1940’lı yılların sonlarına uzanıyor...Cumhuriyet devriminin yarım kaldığı yıllara...
Türkiye’yi genelde 80 yıla yaklaşan bir süredir (aradaki kısa dönemler sözdışı) geleneksel sağ yöneltti. Son çeyrekyüzyıla yakın süredir de islamcı sağ yönetiyor...
Tarihsel ve toplumsal gelişim, güzelim ülkemizde, 1995’lerden bu yana, aradaki kısa dönenler sözdışı bir “U” dönüşü olayı yaşıyor. Bu kez sandıktan çağdaşlık çıkarsa, temel sorun çözüm sürecine girebilir.... Belki de artık iyice demode hale gelen neoliberal toplumsal sistemin de en azından revizesinin
önü açılabilir...
ETİKETLER : Yazdır