
İPİN UCU...
21 Mart 2025 00:25:49
Siyasetin bir çok tanımı vardır, birisi de şöyledir:
Siyaset, tetiği ne zaman çekeceğini bilmektir.
Soru kendiliğinden ortaya çıkıyor:
Tetik, zamanında çekildi mi peki ?
Tetiği, seçim ile metaforize edersek, o zaman da bir başka soru ortaya çıkıyor:
Saklı ajandalarında erken seçim var mı ?
Son gelişmeler bunu doğruluyor gibi.
Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin MKYK üyeleriyle bir araya geldiği iftarda izlenen ekonomi programının başarılı olduğunun altını çizerek şunları söylemiş:
“ Bu yılı da disiplinli bir şekilde geçirdikten sonra, gelecek seneden itibaren, bilhassa sabit ve dargelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi edecek ciddi adımlar atmaya başlayacağız...”
Gelecek yılın enflasyon ortalamasının %25-30 civarında olacağı hesaplanıyor. Eğer gelecek yıl, şu an uygulanan sıkı para politikasından vazgeçilir de sabit gelirlilerin ücretlerinde ciddi yükselmelere gidilirse, mevcut programın terkedileceği anlamına gelir bu.
Bir başka ifadeyle ekonominin başa sarılacağı, nas dönemine dönüleceği anlamına...
Bir siyasal iktidar böyle bir riskin altına niçin girer ? Bunun tek yanıtı seçimdir: Seçim için !
Erdoğan’ın söyleminden çıkan anlam gelecek yıl seçim ekonomisi izleneceğidir...
Bu da iktidarın saklı ajandasına erken seçimi aldığını gösteriyor...
Her siyasal iktidar kendisi için en elverişli koşullarda seçime gitmek ister.
İmralı sürecini de içine alan son gelişmelere bu perspektiften bakmak gerekiyor.
Kendi yöntemleriyle seçim düzenlemesi yapıyorlar ! O yöntemlerin hukukiliği ile demokratikliği tartışma konusu !..
Bunun yanısıra son gelişmelerin mantıki kurgusu pek yerine oturmuyor. Örneğin bir yandan terörü bitirmek için PKK’nın “kurucu önderi” Apo ve DEM’le iyi ilişkiler kurulurken öte yandan İBB Başkanı İmamoğlu’nun “PKK ile iltisaklı” olduğu savıyla gözaltına alınması gibi !..
İmamoğlu terörden tutuklanır da İBB’ne kayyım atanırsa bu kez İmralı süreci bu gelişmeden olumsuz etkilenmez mi ? Çünkü DEM’in de kayyım sorunu var ve bu “barış” sürecinin kırmızı çizgilerinden birisi...
**
Belki bana kızanlar olacaktır ama bunu peşinen sineye çekip şunu soracağım:
İmamoğlu aylar önce CHP üstyönetimi tarafından cumhurbaşkanı adayı ilan edilseydi bugünkü olaylar yaşanır mıydı ?
Tek aday adaylı önseçim kararı, İmamoğlu’nun seçimden yüksek oranlı bir sonuç çıkartmak için çeşitli illerde doğrudan Erdoğan’a yönelik ve eleştiri dozu yüksek konuşmalar yapmasına yolaçtı. Önseçim kampanyası bir tür seçim kampanyasına dönüştü.
Bu açık meydan okumaların bazı kararların en azından öne çekilmesine yolaçmış olabileceğini düşünüyorum.
Tek aday adaylı önseçim kampanyası siyasete “normal” akışına kırılma yarattı. Tetik bu kez zamansız çekildi!..
İmamoğlu ve arkadaşları tutuklanırsa süreç nereye evrilir, bu konudan şimdiden bir şey söylenemez. Güzelim ülkemizin kaotik bir sürece girmemesi için bu aşamada herkese görev düşüyor. İktidarın demokratik ve hukuki tepkilere karşı hazımlı olması, yeni yanlışlardan kaçınılması, siyasi kutuplaşmaların Türkiye’ye zarar verecek boyutlara tırmanmaması için gereken önlemlerin alınması gerekiyor.
Ülkemizin birliğe ve kardeşliğe ihtiyacı var. Dört yanımız p..t zulası ! ABD’nin Suriye’de çevirdiği dolaplar sadece İran’ı değil, Türkiye’yi de hedefliyor.
Bunu ancak ulusal birliğimizi ve kardeşlik hukukunu koruyarak alt edebiliriz. Unutmayalım ki hukuk ve demokrasi yeri gelir herkese lazım olur. Onları korumak zorundayız...
ETİKETLER : Yazdır