İKTİDARIN KÜRT POLİTİKASI
28 Kasim 2024 00:11:23
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan/Dem çağrıları ile ilgili olarak nihayet konuştu.
Bahçeli’nin çağrılarını “Ortak siyasi vizyonumuz” şeklinde niteledi. “meseleyi” bütün yönleriyle ele alıyoruz dedi.
Erdoğan’ın konuşmasındaki anahtar vurgu; “Ortak siyasi vizyon”du.
Nedir o peki ?
PKK’nın silah bırakmasıdır ! Öcalan’ın bir şekilde serbest bırakılması dahil tüm öteki sorunların çözümünü koşula bağlıyorlar. Ancak bu konuda Erdoğan umutlu değil.
Bahçeli’nin PKK’nın silah bırakması konusundaki pratik/somut çözümü, PKK’nın kurucusu ve “önder”i Öcalan’a endeksli, Bahçeli bu sorunun çözümünü Öcalan’dan bekliyor. Son yaptığı konuşmaya göre DEM’e bu konuda bir aracılık misyonu yüklüyor.”Gidin İmralı’ya Öcalan’la yüzyüze konuşun, koşuluyla anlatın” diyor.
Erdoğan’ın buna bir itirazı yok: “Ortak vizyonumuz” vurgusu bunun altını çiziyor. Ama tekrar ediyorum Erdoğan bu tür bir çözüm konusunda umutsuz.
DEM yönetimi bu konuyu görüşmek üzere İmralı’ya gidebilir ve gitmelidir de, hiç sorun değil. Hatta sürekli diyalog kurarak arabuluculuk görevi de üstlenebilir. Bunlar ülkemizin lehine sonuçlar verebilecek şeyler…
PKK; Öcalan’ın çağrısıyla silâh bırakırsa, Kürtlerin öteki sorunları (?) gündeme taşınabilir. Bunlar da mecliste görüşülüp kenara bağlanabilir.
Bu senaryoya sanıyorum hiçbir Türkiye sevdalısının itirazı olmaz.
PKK silah bırakmadan “Kürt Sorunu”nu TBMM’ne taşımak yanlış olur. Sanıyorum CHP de böyle düşünüyor. Aksi durumda mecliste yapılacak görüşmeler, veya bu işi iktidarın tek başına üstlenmesi PKK’nın silahlı şantajının gölgesini taşıyacaktır.
Şimdi geliyorum canalıcı soruya:
PKK, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakır mı ?
Güldürmeyin insanı ! Olacak şey değil bu…
Ama, yine denenmesinde yarar vardır.
Öcalan, böyle bir çağrı yapmaya ikna edilirse, karşılığını hep birlikte görürüz. Bu konu da kapanmış olur böylece. Yani tekrar edeceğim, Öcalan’ın DEM’le yüzyüze görüşmesinde, onların aracılığı ile açıklamalar yapmasında bir sakınca yok.
Burada bir soru açacağım: Öcalan kendisine ne teklif edilirse böyle bir çağrı yapar ?
Teklif özgürlük ve cangüvenliğiyle sınırlı kalırsa Öcalan buna evet der mi ? Derse PKK ve DEM bunu kabül eder mi ?
Sorun burada düğümleniyor işte:
Türkiye Kürtlerinin DEM aracılığı ile gündemde tutmaya çalıştığı talepleri var. Bunların tam olarak neler olduğu bilinmiyor. Ayrıca talepler siyasi ağırlıklı mı yoksa sosyo kültürel ve eğitsel ağırlıklı mı olduğu da ?..
Kürtlerin yerel önderlerinden Kürt kökenli Türk aşiretinin reisi Ahmet Türk, sürekli olarak “barışın sağlanması”ndan sözediyor. Buna göre Türk, PKK’yı hem Türkiye Kürtlerinin savaşçıları (!)olarak nitelemiş oluyor ve hem de barışın ancak PKK ile yapılabileceğini de söylemiş oluyor. Lafın devamı silahların susması için Kürt etnistinin siyasi içerikli taleplerinin kabulünün gerektiği fikrine ulaşıyor.
Bu kabul edilemez ! ABD Kürtleri, tıpkı Irak ve Suriye’de olduğu gibi Türkiye’yi bölmek için kullanmak
İstiyor ve kırk yıldır kullanıyor da. PKK bugüne kadar 40 bin civarında insanımızı öldürdü, daha çoğunu yaraladı. Bu vahşetin arkasında ABD vardı ve hâlâ var. PKK, ABD’nın Türkiye’ye bölme projesinin bir aparatından başka bir şey değildir !
Türkiye PKK sorunu için ne DEM ile ve ne de Öcalan ile masaya oturamaz. Terör örgütü ile masaya oturmak terörü içselleştirmek anlamına gelir. Bu konuda ille de bir masa kurulacaksa ABD/Trump ile kurulmalıdır.
Buradan bakıldığında Erdoğan ve Bahçeli’nin; Öcalan ve DEM’e; “PKK’ya lağvedin oturup konuşalım demesi doğru bir politikadır.
Peki gerçekçi midir ?
Öyle olup olmadığını Öcalan’a PKK’yı tasfiye çağrısı yaptırılabilirse göreceğiz. Bence gerçekçi değil.
Ama Öcalan bu çağrıyı yapmayacaktır. Çünkü çağrısının gökkubbede boş bir seda olacağını o da biliyor.
“Kürt Sorunu” tek başına bir PKK sorunu değildir, ama özellikle Bahçeli’nin soruna böyle yaklaşması anlaşılabilir bir durumdur.
ETİKETLER : Yazdır