
KİM KİMLE BARIŞACAK ?
14 Ocak 2025 00:20:09
Türk ve Kürt radikal milliyetçileri şu sıralar ısrarla “barış” temasını işliyorlar. Buna bitişik olarak da “Türk-Kürt kardeşliği” sloganını seslendiriyorlar”..
Türkiye’de Türkler ile Kürtler arasında bir iç-savaş mı var da bu slogan atılıyor, ayrıca ısrarla barış teması işleniyor ?
Yok öyle şey. Türkiye Cumhuriyeti irili-ufaklı halklardan oluşan etnik mozayiğiyle bir bütün bugün de. Kimse’nin kimseyle, değil savaş, göze batan bir ayrımcılık sorunu yok. Çeşitli ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal sorunları olan bir ülkeyiz; ama ne iyi ki ciddi bir ayrımcılık sorunumuz yok. Kısmi bir göçmen karşıtlığı var o kadar. Türkiye halklarının asıl sorunu egemenler ve onların adaletisiz yönetimi...
DEM ve MHP şu sıralar ısrarla barış temasını işlerken aynı zamanda kavramın antitezini ya da savaşı da seslendirmiş oluyorlar.
Türkiye’de halklar arasında savaş yok; Kürt halkı adına hareket ettiği savındaki ABD patentli PKK ile kolluk güçleri arasında bir mücadele var. Bu bir savaş değil; çünkü savaş, devletler arasında olur !
Bu durumda barıştan sözetmek, Türk devletini bir terör örgütü olan PKK ile barış yapmaya çağırmak anlamına gelir.
MHP ile DEM’in yaptığı bu ! MHP, terör örgütünün 25 yıldır İmralı’daki cezaevinde yatan kurucu önderinden örgütünü feshetmesini istiyor; bunun için çağrı yapmasını teklif ediyor ! PKK’nın legal kolu DEM de bunu karşılığı olarak Kürt Sorunu’nun meclise taşınmasını ve çözüm üretilmesini istiyor...
MHP, çağrısının karşılığı olarak Öcalan’a “özgürlük” vaadinde bulunuyor...
Öcalan’a “çağrı yap” demek, terör örgütüyle masaya oturmak anlamına gelir. Çünkü çağrıyı yapması istenen Öcalan bunun sadece kendi esenliği için yapamaz; çağrı yaptığı teröristlerin esenliğini de garantiye alması gerekir. Böylece süreç, gerçekte bir pazarlık sürecine dönüşür.
MHP bunu nasıl isteyebiliyor ?!
Kürt halkının otonomi gibi bir talebi yok. Bu talebi, Kürt sorunu adı altında PKK/DEM dayatıyor. Projenin arkasında yabancı güçler var; başta da PKK’nın hâmisi ABD ! Nihai hedefleri Irak ve Suriye gibi güzelim ülkemizi bölmektir.
İçerde durum böyle...
Suriye’de de Türkiye’ye karşı tuhaf bir tavır takınılıyor. HTŞ’nin kravatlı cihatçısı Golani’nin PKK’ya sert bir tavrı yok. Tam tersi PKK’nın Suriye’deki türevleriyle petrol pazarlığı yapıyor; onları orduya katılmaya çağırıyor. Körfez ve Kuzey Afrika ülkeleri ile ABD, İngiltere, Fransa ve İtalya Suriye’nin geleceğine ilişkin toplantılar yaparken Türkiye dışlanmak isteniyor. Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu, yeni kurulmaya çalışılan Suriye ordusuna davet edilmiyor.
Trump ise dalgasını geçer gibi Türkiye’nin Suriye’de belirleyici bir konumda olduğunu söyleyip Erdoğan’ı övüyor...
Trump işe başladıktan sonra sanıyorum ilkten Rusya-Ukrayna savaşı ile Suriye’ye müdahil olacak. Büyük bir olasılıkla Suriye’nin geleceği için Türkiye’nin İsrail ile uzlaşmasını isteyecek. Bu arada PKK ve Suriye Kürtlerine ayrıcalıklı bir rol verecek. PKK’yı kendi askeriyle birlikte kuzeydoğu Suriye’de tutacak...
Erdoğan ikide bir bu oyunu bozmak için açıklamalar yapıyor, içerdeki İmralı Sürecine ise Bahçeli’nin bir fantezisi gözüyle bakıyor sanıyorum.
**
Barış çok kıymetli bir kavram. Ama, ABD adına ülkemizi bölmek için 50 bine yakın insanımızı katleden bir terör örgütüyle barış olmaz, teslim oluncaya kadar mücadele olur...”Kürt Sorunu” PKK’nın teslimini izleyen süreçte ve federatif talepler içermemek koşuluyla mecliste ele alınabilir...
ETİKETLER : Yazdır