
MÜSKİRAT HARAM’YA, VERGİSİ ?..
17 Ocak 2025 00:47:58
Sahte içkiden insanlarımız sapır sapır ölüyor. Paçayı kurtaranlar ya felç ya da kör !..
İslamda müskirat (sarhoş edici içkiler) haramdır. Kuran’da Müskiratın kötülüğü ile ilgili dört ayet vardır; ancak, son ayette haram kılınmamıştır.
Bunun nedenini fıkıhçılara bırakarak geçiyorum...
Alkollü içkilerin yarattığı bireysel ve toplumsal/kriminal sorunlara karşı tüm dünyada değişik önlemler alınmıştır. Bunların en radikali içki yasaklarıdır. tarihte Arteklerden. Eski Çin’e, Japonya’nın monarşik döneminden İzlanda, İsveç, Norveç, Rusya, Kanada, Polinezya, Finlandiya ve Hindistan’a kadar bir çok ülkede içkiye yasaklar getirilmiş, ancak pek başarı sağlanamamıştır. Örneğin ABD’de 1919’da konan yasak 1931 yılında kaldırılmıştır...
Bu başarısızlığın nedeni yasakların kaçakçılığı/sahteciliği tetiklemesidir. ABD’de mafyanın oluşumunda olmasa da çok güçlenmesinde içki yasağı başlıca rolü oynamıştır.
İçki yasağı konulan ülkeler arasında Osmanlı kapsam ve süre bakımından diğer ülkelerden farklı bir yol izlemiştir: Denilebilir ki Osmanlı’da içki yasakları adeta yalama olmuştur.
Osmanlı’da içki yasağı ilk kez “Kanuni” diye bilinen 1. Süleyman döneminde konuldu: (1520-66). Meyhaneler kapatıldı. Ancak yasak gayrı Müslimleri kapsamadı. Sadece gayrı-müslimlerin ve yabancıların yoğun olarak yaşadığı ve İstanbul’un meyhane kültürünün merkezi sayılan Galata’da yoğunlaştı.
İçki yasağı, kendisi de içki düşkünü olarak bilinen II. Selim döneminde de sürdü: (1566-74).
Yasak III. Murat tarafından kaldırıldı. Ancak sarhoşluk olayları patlayınca bir yıl sonra yeniden konuldu.
İçki, Osmanlı’da da bugün olduğu gibi yüksek oranda vergiye tabiydi. İçkiler Hamir Emaneti adındaki devlet kuruluşu tarafından vergilendiriyordu. Bu nedenle bu son yasak da, içki üretimiyle değil, tüketimiyle sınırlı kaldı. İçki üretim merkezlerinden vergi alınması işlemi sürdürüldü. Çünkü müskırat vergisi devlet hazinesine önemli bir gelir sağlıyordu...
En sert içki yasağını koyan padişah IV. Murat (hd 1623-40) oldu. IV.Murat tüm Osmanlı topraklarında içki üretimini, dağıtılmasını, İstanbul’a sokulmasını ve giderek içkinin hammaddesi olan üzüm satışlarını yasakladı. Ama kendisi içkiciydi.
Yasak, meyve kıtlığına yolaçınca bu kez IV.Mahmut 1687’de yasağı kaldırdı. Bunun nedeni üzüm, incir ve dut bahçelerinden gizlice toplanan meyvelerin içki üretiminde kullanılması ya da içki kaçakçılığıydı. Ayrıca yasak nedeniyle vergi gelirlerinde düşüklük olması yasağın kaldırılmasında etkili olmuştu.
Lale Devrinde (1718-30) içki serbest bırakıldı. İstanbul’da meyhane kültürünün en geliştiği dönem bu dönem oldu.
1740’ta içki yasağı geri geldi. III. Selim meyhaneleri kapattı. II. Mehmet (hd. 1808-38) meyhanelerin yanısıra Bektaşi tekkeleri ile Bektaşilerin yoğun olarak bulunduğu yeniçeri ocaklarını da kapattı.
İlk Batılılaşma Hareketi sayılan Tenzimatla birlikte içki yasağı tavsadı. Bu süreçte İstanbul’da ilk bira fabrikası (Bomonti) açıldı. 1913’te içki yasağı tümüyle kaldırıldı...
Çok bilinmez, içki yasağı Kurtuluş Savaşı yıllarında geri geldi. TBMM hükümeti Kurtuluş Savaşı boyunca (23 Nisan 1920-29 Ekim 1923) men-i müskirat kanunu ile ülkenin her yerinde içki üretimi ve tüketimi ve ithalini yasaklandı. Yasağı delenlere çok yüksek miktarda para cezaları verildi... Yasak, cumhuriyetle birlikte kalktı.
Günümüze geliyorum...
Erdoğan hükümeti bir başka yöntem izliyor: Ağır vergilendirmelerle hem görünüşte içki tüketimini tavır alıyor, ama öte yandan hazineye gelir sağlıyor. Bu şekilde Osmanlı’yı izliyor.
Ancak bu konuda da ipin ucu kaçırıldığı için ağır vergilendirmeler bu kez içki kaçakçılığı ile sahte içki üretimini tetiklemeye başladı. İktidarın içkiye yönelik İslamcı yaklaşımı hem yeraltı üretimini güçlendirdi ve hem de sahte içkiden ölümleri arttırdı.
Bir de İslami açıdan soru çıkarttı bu tavır ortaya:
Müskirat haram, peki müskirattan alınan vergi helâl mi ?
ETİKETLER : Yazdır