
“İNCE” Mİ, GELİŞİGÜZEL Mİ ?
16 Ocak 2025 00:06:52
Geçenlerde Erdoğan, içerde ve dışarda, detayları bile iyi hesaplanmış ince bir politika izlediklerini söylemişti.
O gün bugün bu sözler aklımdan çıkmıyor...
Şöyle bir bakınca çelişkilerle dolu absürd bir politik tabloyla karşılaşıyoruz.
Haydi birini sayayım:
Bahçeli, DEM’le el-ele Öcalan aracılığı ile PKK’nın Kandil kolunu lağvetme peşinde.
Öte yandan DEM’li belediyelere operasyon üzerine operasyon çekilip tutuklanan belediye başkanlarının yerine kayyım atanıyor.
Bu tutarlı bir politika değil. Şablon şöyle oluşturulmuştu politik çevrelerde:
Bahçeli Erdoğan’a adaylık yolunu açmak için DEM ile bir şekilde uzlaşacaktı...Öcalan’ın PKK’yı lağvetmesi pratikte imkansızdı, ama en azından DEM’e yaklaşmak için bir “açılım”dı bu...DEM de farkında ki PKK’yı kanlı bir şantaj aracı olarak kullanarak Kürt Sorunu’nu çözüm sürecine sokmak olası değil...
Bu yüzden Bahçeli’nin çağrısına hem onlar ve hem de Öcalan sevinçle yaklaştı; DEM bu çağrıyı yeni bir çözüm sürecinin anahtarı kabül ederken, “umut hakkı” dümeniyle serbest bırakılmayı uman Öcalan PKK’ya silah bırakın çağrısı yapacağını açıkladı.
Peşinden, İmralı Heyeti’nin Öcalan’ın zaman kazanmak için önerdiği siyasi parti turları baladı. Heyet bugün yarın İmralı’ya gidip ilk turu tamamlayacak...
Sonra ?
Sonrasının ne olacağının işaretini Bahçeli, Öcalan’ın PKK’ya “şartsız” teslim olmaları çağrısı yapmasını isteyerek verdi.
Bahçeli’nin çağrısındaki “şartsız” vurgusu, çağrının yapılmaması halinde “İmralı Süreci”nin noktalanacağı anlamına geliyor.
Öcalan ve DEM, Bahçeli’nin “koşulsuz teslim” talebine (aslında öneri değil, bir ültimatomdur bu ) kabul eder mi ?
Sanmıyorum. Çünkü Öcalan bunu kabul etse bile bunun hiçbir pratik değeri olmayacaktır. Çünkü koşulsuz teslim, her türlü pazarlığa/karşı taleplere kapalıdır. Kandil de DEM de buna evet demez.
Hoş zaten Bahçeli sık sık, Türkiye’de bir Kürt sorunu yoktur, demiyor mu ?
Bahçeli’nin son yaklaşımı İmralı Sürecinin tıkandığını gösteriyor. Erdoğan’ın da nihayet süreçle ilgili söylediği birkaç söz bir temenni niteliğinde. Öcalan’a karşı ödünsüz tavrını koruması ise Bahçeli’nin tavrı ile çelişiyor.
Öyleyse Bahçeli niçin el uzattı DEM’e ve Öcalan’a ? Amaç, DEM’le işbirliği yapıp anayasa değişikliği yoluyla Erdoğan’ı yeniden adaylık yolunu açmak değil idiyse bu kurguya ne gerek vardı ?
Eğer amaç, DEM’i muhalefet saflarından kopartmak ise, belediye operasyonlarını nasıl izah edeceğiz ?
Erdoğan PKK’ya karşı Bahçeli’den çok daha radikal bir tavır takınıyor. ABD’nin PKK’ya Suriye’de toprak vermesi halinde bunu önleyeceklerini söylüyor, ABD’ye ve İsrail’e kafa tutuyor...
Bu tavır teorikman doğrudur. Ama, gerçekçi midir peki ? Biliyoruz ki her doğru her koşulda yaşamın gerçeklerine cuk oturmayabilir. Sanıyorum Suriye’deki Kürt azınlık ile PKK’nın ne olup olmayacağı sorusunun yanıtını Trump verecek.
Belediye operasyonları DEM’i yeniden muhalefet saflarına yaklaştırdı. Belediyelerine kayyım atanan CHP ile DEM ortak açıklamalar yapıp hükümeti sert şekilde eleştiriyorlar...
Peki Erdoğan ne yapmak istiyor gerçekte ?
Trump’ın desteğini alamazsa Suriye’deki PKK sorununu; DEM’in desteğini alamazsa içerde anayasayı nasıl değiştirip adaylık sorununu nasıl çözecek ?
Yoksa ortada bir “ince politika” filan değil de bir gelişigüzelliğe teslimiyet mi var ?
Bekleyip göreceğiz.
ETİKETLER : Yazdır