ETKİ AJANLIĞI !
13 Kasim 2024 00:53:54
Dünyada ilk gazete, İÖ 59’da Roma’da yayınlandı. Orijinal adı Acta diurna’ydı. (Günlük haberler). El yazmasıydı. Kentin çeşitli yerlerine asılıyordu. İçeriğinde çeşitli toplumsal ve siyasal haberler ile olağandışı olaylar yaralıyordu.
Batı’da ilk gazeteler 17. yüzyılda çıktı. Osmanlı’da ise ilk gazete (Takvim-i Veka-yi/1831) Batı’dan 200 yıl sonra devlet rafından yayınlandı.
Basını/medyayı yaratan kitle iletişimi ihtiyacıdır. Kitle iletişiminin çeşitli forumları basın kavramı içine girer.
Gazetecilik ise başka bir şeydir. Gazetecilik halkın bilmesi istenmeyen saklı gerçekleri ortaya çıkartıp kitlelere taşıma sanatıdır. Devlet soygunlarını, büyük hırsızlık ve yolsuzlukları, haksızlıkları, adaletsizlikleri, etik ve nepotik sapmaları, vb…afişe etme sanatı.
Bir gazetenin gazete; bir gazetecinin de gazeteci olabilmesi için saklı gerçekleri kitlelere taşıma vizyonuna sahip olması gerekir. Gerisi kitle iletişimidir.
Hiçbir hırsız, yolsuz, vurguncu, ihale dümencisi, kaçakçı, vb. yolsuzluklarının ortaya çıkmasını istemez, siyasetçiler ve bürokratlar için de geçerlidir bu.
Özellikle siyasal iktidarlar, kitleler karşısında prestij kaybetmelerine yolaçan yayıncılığa karşıdırlar.
Basın özgürlüğünün kısıtlanması ile buna karşı verilen mücadele bu kavşakta ortaya çıkar.
Siyasal iktidarlar çeşitli yasa ve yönetmeliklerle gerçekçi basının önünü kesmeye, yayınları çarpıtmaya çalışırlar. Basın özgürlüğünü engelleyen yasalar ile toplumsal gerçekleri iktidar lehine manipüle eden yandaş basın aracılığı ile yapılar bu.
Basın özgürlüğü demokrasi ya da halk yönetimi kavramının turnusolüdür. Bir ülkede basın özgür değilse, demek ki o ülkeyi yönetenlerin halkın bilmesini istemediği defoları vardır. Defoların saklanması çabası, basın özgürlüğünü kısıtlamak şeklinde karşımıza çıkar.
Antik Roma’yı yönetenler, Acto diurna’nın yayıncılarına bazı haberleri yazmamaları için baskı yapıyorlar mıydı, bilgimiz yok. Ama şunu biliyoruz: Basının varoluşundan bu yana onu işlerine geldiği şekilde kullanmak isteyenler, işlerine gelmeyen yayıncılara savaş açanlar oldu hep.
Tarihe bakın. Siyasi iktidarlar kullanamadıkları basına düşman olmuşlardır daima.
Türkiye’nin basın tarihinde de görüyoruz bunu. Takvim-i Vekayi’den bu yana geçen 500 yıl içinde gerçekçi basın ülkeyi yönetenlerce daima dışlandı, ezildi, önü kesildi. Antidemokratik yasalaryoluyla buna hukuki kılıflar yaratıldı. Özellikle darbe dönemlerinde görülen bu faşist uygulamaların gazete kapatmaya, gazetecilerin toplu olarak cezaevlerine atmaya kadar boyutlandığını biliyoruz.
**
AKP’nin getirdiği dezenformasyon yasasının Antidemokratik yasalar. Onun yankıları devam ederken bu kez Etki Ajanlığı adı altında basın özgürlüğünü adeta yokedecek bir yasa çıkartılması hazırlıkları, gerçekleri kitlelere taşıyan gazeteciliğin önüne duvar örme anlamına geliyor.
Ne yazık ki bu antidemokratik gelişme, muhalefetin yeteri kadar ilgisini çekmedi. Oysa Etki Ajanlığı tasarısı eğer yasalaşırsa, içindeki her anlama çekilebilecek muğlak ifadeler, kavramlar gerçekçi basının susturulmasının son aracı olacak.
Muhalefet, CHP öncelikle, muhalif basın sayesinde sesini duyurabiliyor bugün. O ses kısılırsa muhalefet kitlelerde gerçekçi bir platformda nasıl bir araya gelecek ?
Özgür Özel son grup toplantısında Etki Ajanlığı yasasına şöyle bir değindi geçti. “Tasarının yasalaşmaması için elimizden geleni yaparız” demekle yetindi. Elinde ne var ki muhterem ? Tasarı AKP+MHP oyları ile mis gibi yasalaşacak. Yasalaştığı andan itibaren basının üzerine asılan yeni bir Demokles kılıç olacak.
CHP, bu yasa tasarısını önlemek için üst üste düzenleyeceği mitinglerle kitle desteği sağlayamaz mıydı? Bu yolla yasanın geçmesi engellenemez miydi ?
Basın özgürlüğü lâfla sağlanmaz. Özgür basın için mücadele etmek gerekir. Özgür basına en çok ihtiyacı olan da siyasi muhalefettir. Bundan olsun haberiniz yok mu ?!..
ETİKETLER : Yazdır