İSLAMCI BURJUVAZİ
16 Mart 2024 00:20:03
Halk arasında “sonradan görme” denilen zenginlerde, zenginliklerini sergileme dürtüsü vardır. Varlıklı kesimden olduklarını bir şekilde gösterirler.
Bu, sindirilememiş bir toplumsal statünün bir tür dışavurumudur.
Sözcü’nün bugünkü sayısında manşetti: Diyanet İşleri Başkanının kızı, lüks BMW’sinin anahtarına şiir yazmış, sosyal medya hesaplarında yayınlamış…Bir tür anahtar serenatı !..
AKP’nin iktidar döneminde zenginleşen bir sosyal kesim var. Bunlara ”islamcı burjuvazi “deniliyor.” İslamcı sosyetikler” diyenler de var…
Burjuvazi modern toplumlarda üretim araçlarının sahibi konumundaki sosyal sınıfa verilen isimdir. Kapitalizmin egemen gücüdür.
Aslında burjuvazi “kasaba” sözcüğünden türetilmiş bir terimdir. Tarihsel öyküsü ise kısaca şöyledir:
Ortaçağın ileri dönemlerinde, 12. yüzyılda, toplumsal düzen feodal düzendi. Başlıca üretim aracı topraktı. Başlıca üretici güç de toprağa hukuken bağlı konumundaki köylülerdi: Serfler… Köylüler üretiyor, soylular ile ruhbanlar/klise yiyordu. Sistem yarı-köle konumundan köylü emeğine/sömürüsüne dayalıydı.
- yüzyıldan itibaren kasabalarda zanaatkârlar ile küçük ticaretle uğraşan bir sosyal kesim oluştu. Bunlar toprağa bağlı değildi, özgür bireylerdi. Bugün de kullanılan, “şehir uygarlıktır” deyiminin o dönemdeki söylenişi, “şehir özgürlüktür” şeklindeydi.
Kasabalarda toplanan esnaf ve zanaatkârlar, iki sınıflı feodal toplumun (soylular ve köylüler) üçüncü sınıfı haline geldiler. Bunlara yaşadıkları kasabalara atfen burjuvazi denildi.
Tarihsel ve toplumsal evrim sonucu, burjuvazi, yeni bir toplumsal sistemin ya da kapitalizmin yaratıcı ve öncü gücü haline geldi. “Özgürlük-eşitlik-adalet” sloganının yarattığı cazibeyle halk kitlelerini ardına taktı; barışçı ve/veya barışçı olmayan yöntemlerle soyluların ve ruhbanların/klisenin iktidarına son verdi. Feodal ilişkileri yıkıp liberal bir düzen kurdu. Buna kapitalizm denildi. Kapitalizmin ideolojisi özgürlükçülüktü, siyasi sistemi de demokrasi…
İktidarı ele geçiren burjvazi giderek ruhbanlar ve soylularla uzlaştı. 18 ve 19 yüzyıldan itibaren devrimci özelliğini yitirdi… (Konu dışına düşmemek için uzatmayacağım.)
Burjuvazinin ayırdedici özelliği, üretim araçlarının sahipliği ile demokratizmdir.
**
Bizim islamcı burjuvazimizin sosyal kökleri de Anadolunun küçük ve orta ölçekli sermayesinin içinde. AKP, 2002’de onların siyasi temsilcisi olarak iktidara geldi: Zaman içinde bu kez Anadolu kökenli kendi burjuvazisini yarattı. Bunlar üretime değil, daha çok tüketime dayalı bir ekonomi modeli benimsediler. Bu, inşaata ve ranta dayalı bir modeldi.
Tüketici modelin sosyal kesime bugün “islamcı burjvazi” veya islam sosyetesi” deniliyor.
Bu deyimler, terminolojik açıdan tam yerine oturmuyor; ama, işlevsel bakımdan böyle bir sosyal kesim var. Özellikleri islamcılıkları ve daha çok inşaat ve ticari alanlarda faaliyet göstermeleri…
**
Lüks arabasının anahtarına şiir yazan hanımefendi AKP iktidarı döneminde zenginleşenlerin bürokrat kesiminden…
Burada bir ironi de var. Diyanet İşleri Başkanı ahaliye mütevazi yaşam, tasarruf öneriyor, ama kızı milyonlarca liralık lüks bir araca sahip ve ona olan tutkusunu anahtarına şiir yazarak sergilemekten çekinmiyor !..Yoksul halkın ucuz et-ekmek kuyruklarında ömür tükettiği koşullarda üstelik !..
AKP döneminde terime; sanayi, bürokrat, ticaret versiyonlarına bir de islamcı burjuvazi ekledi.
Gerçi islam, bu şatafatı, böbürlenmeyi, açgözlülüğü reddeder ama, günümüzün İslamcıları islami yaşama uyumdan çok, onu kendi yaşamlarına uyumlu hale getirmede çok başarılılar.
Helâl olsun bu yollar onlara !..
ETİKETLER : Yazdır