KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ…
11 Mart 2024 01:12:16
Ben yazılarımı basılı gazetelerin yazarları gibi, yayın tarihinden bir gün önce yazıyorum. 7 Mart’ta, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü yazmam gerekiyordu, atlamışım. Pazar günü de yazı günüm olmadığı için konu bugüne sarktı…
**
8 Mart’ın hikayesinin birkaç versiyonu var: 1908, 1917, 1957 versiyonları…Bunların en kabül göreni 1908 versiyonudur.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ilk kez 17 ve 18. yüzyıllarda ya da Aydınlanma Çağı’nda gündeme gelen kadınların özgürlük mücadelesinin sosyal alandaki en çok bilinen simgelerinden birisidir. “Eşit işe eşit ücret” sloganı ilk kez Nevyork’lu kadın emekçiler tarafından 19. yüzyılda dile getirildi. Bu slogan, kapitalistlerin emek sömürüsünü cins ayrımcılığı temelinde derinleştirmelerine karşı verilen mücadelenin özetiydi.
Aradan geçen yüzlerce yıla rağmen bu ünlü sloganının günümüzde de yaşıyor olması, kadın emekçilerin birçok yerde hâlâ erkeklerden daha düşük ücretle çalıştırılmalarıyla ilgilidir.
Kadın Hakları mücadalesi ya da kadınların özgürlük mücadelesi günümüzde de sürüyor. Özellikle şeriatla yönetilen ülkelerde kadın hâlâ erkeğin malı konumunda. Yani kadınların özgürlük mücadelesi bugün de demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak gündemde.
**
Aydınlanma Çağı, dinsel dogmalara karşı aklı ve bilimi öne çıkartıyordu. Kökleri ta antik Yunan’a ve Roma’ya uzanan bu hareket, 18. ve 19. yüzyıldaki demokratik devrimlerin de düşünsel temelini oluşturdu.
Demokratik devrimlerin önderi burjuvazi hürriyet-eşitlik-adalet sloganı ile soylulara ve ruhbanlara karşı mücadele bayrağını yükselti, buna koşut olarak kadın haklarını da gündeme taşıdı: Kadınlar, özellikle kadın emekçiler demokratik devrimlerin yayılıp derinleştirilmesi mücadelesinde aktiftiler.
Ama ne yazık ki devrimler sırasında kadın hakları mücadelesine omuz veren burjuvazi, iktidara oturunca yer yer soylular ve ruhbanlarda uzlaşma yoluna gitti.
Burjuvazi kadın emekçileri fabrikalarında daha düşük ücretle çalıştırıp sömürmek için, kadın hakları mücadelesine sırt döndü. Bu yüzden kadın hareketi yavaşladı. Kadınlar gelişmiş Avrupa ülkelerinde bile oy halkına ancak 20. yüzyılda sahip olabildiler.
**
Günümüz Türkiye’sine bakın:
Siyasal İslamcılar, kadınların Cumhuriyet devrimdeki kazanımlarını ellerinden almak için anayasayı değiştirmek istiyorlar. Amaçları kadını toplumun tüm alanlarından dışlamak ve eve kapatmak !
Ülkemizde gitgide yaygınlaşan kadın cinayetlerinin temelinde ortaçağ kalıntısı ataerkil zihniyet/kültür yatıyor.
Oysa, ünlü feminist Fransız yazar Simone de Beunvoir’in de altını çizdiği gibi, kadının özgürlük hareketi , aynı zamanda erkeğin de özgürlük hareketidir. veya Dinsel dogmalardan arınma, aklın ve bilimin yol göstericiliğinde demokratize olma mücadelesinin…
Cins ayrımcılığı ve onun derinleştirilmiş biçimi olan her türlü otorit
erizm, faşizmin özgül bir biçimidir.
Kadın özgürlüğü hareketini selâmlıyorum.
ETİKETLER : Yazdır