SÖZÜN BİTTİĞİ YER !
19 Ocak 2024 00:31:52
Sermayenin/özel sektörün çıkarına kurgulanmış bir toplumsal sitem var ülkemizde. Siyasal iktidarda onlar oturuyor, devleti onlar yönetiyor.
Sistem, sosyal hasılanın ya da artıdeğerin bölüşümünde doğal olarak onları kolluyor.
Ücret artışları sosyal hasılanın bölüşümündeki oransal dengesizliği çalışanlar lehine bozuyor. Ancak ücret artışları nihai ürünlerin fiyatlarına yansıtılarak yeni bir denge kuruluyor.
Ücretler artıyor, ama fiyatlar daha yüksek oranda artıyor öte yandan. Ücret-fiyat döngüsünde kazanan fiyatlar oluyor.
Bunun nedeni, sistemin ve onun temsilcisi sermayedarların kâr marjlarını sürekli olarak arttırmak hırsından doğuyor.
Ülkeyi yönetenler ücret artışları gündeme gelirce, ücretlerin orantısız artmasının enflasyonu tetikleyeceğini süslüyorlar.
Aslında bu doğru değil. Ücret artışlarının üretimle ilgisi yok. Sorun artı-değerin ya da sosyal hasılanın paylaşımdaki adaletsizlik.
**
Son ücret zamları bu cehennemi döngünün tipik bir görünümü ! Ücretlerin reel enflasyonun altında tutulmasının, son analizde, sermayenin kâr marjlarını koruma refleksi.
Bu aynı sistem sahip tüm ülkelerde böyle.
Ancak gelişmiş sanayi ülkelerinde sosyal hasılanın yüksek olması, emekçilerin bölüşümündeki paylarının görece yüksek olmasını sağlıyor.
Söyle diyeceğim:
Örneğin Fransız emekçisi de sömürülüyor gerçekte, ama borç batağındaki bizim gibi ülkelerin emekçilerine göre daha insaflı !
Sorun sistemde aslında…
**
Sosyal hasılanın bölüşümündeki trajik dengesizlik en son işçi emeklilerinin zamlı maaşlarında gözlemleniyor:
16 milyon emeklinin yarısı 10 bin lira maaş alacak. Açlık sınırı 15 bin lira !
Bu neyi gösteriyor ? Gelir dağılımındaki korkunç dengesizlik ile
ülkeyi yönetenlerin bunu doğal kabul eden bakış acısını !
Burada bir de ironi var:
Sayılama verilerine göre açlık sınırının altında maaş alan emeklilerin yüzde 82’si Erdoğan’a oy veriyormuş !
Sözün birtiği yerdir !..
ETİKETLER : Yazdır