KILIÇDAROĞLU ZONGULDAK MADEN İŞÇİLERİYLE DE HELÂLLEŞMELİ !
29 Temmuz 2022 13:13:09
Elimizde birkaç gün öncesine kadar Zonguldak’taki siyasi partilerin durumunu gösteren bir çalışma yoktu. Artık var. Bu boşluğu, 32 il’le birlikte ORC Araştırma Şirketi doldurdu.
Tabloyu dikkatle gözden geçirdim:
AKP, geçen seçime göre % 17.7 oranında oy kaybetmiş. Ama % 27.1’lik oy oranı ile hâlâ birinci parti.
CHP, % 2.7 oy artışı ile patinaj yapıyor gibi. Oy oranı % 24.0,
Zonguldak’ta yükselen parti %8.8’lik oy oranı ile İyi Parti.
MHP, geriliyor: Kaybı % 5.8…
HDP, % 17.5 kayıpla çakılmış görünüyor.
6’ların üç muhafazakar partisi tüm anketlerde olduğu gibi Zonguldak’ta da % 0.9 (SP) ile % 2.2 arasında oynuyor.
Tablo’da “Diğer partiler” olarak verilenlerin oranı %1.5.
Şu demek oluyor bu: “Diğer”leri içinde %0.9’u aşan parti yok. Olsaydı SP ile birlikte tabloya girerdi.
Sol açısından trajik bir tablo bu: “Emeğin Başkenti”nde sosyalist partiler, tabela partisi !
AKP’nin büyük oy kaybını anlamak zor değil. Zonguldak halkı da ekonomik krizden fena halde etkileniyor. AKP’den koymalarını temel nedeni bu.
Buna karşılık sosyaldemokrat CHP oy’unu geçen seçime göre, sadece % 2.7 oranında artırabilmiş.
MHP düşüşte, yükselen parti % 8.8 performansı ile İyi Parti. MHP oy kaybederken milliyetçi-demokrat İyi Parti’nin yükselişe geçmesi anlaşılabilir bir durum. İyi Parti, AKP’den de oy alıyor. Türkiye genelinde de böyle bu. faşist olmayan milliyetçilik yükseliyor. İyi Parti için “demokrat” ayrımını bunun için yapıyorum.
HDP’nin çakılmasını da anlamak zor değil. Zonguldak’a şehit cenazelerinin gelmeye başlaması HDP’nin çakılmasının temel nedeni bence. Bu nokta önemlidir: Zonguldak halkı da HDP’yi PKK ile özdeşleştiriyor hâlâ. Bu tam doğru değil. Ama, HDP eski eşbaşkanlarından Selahattin Demirtaş’ın demokratik çıkışlarının Zonguldak’ta yankı yaratmadığını da gösteriyor bu. Tabii bunda Zonguldak HDP teşkilatlarının rolü büyük: HDP’eki değişim isteğini halka anlatamıyorlar anlaşılan…
En çok şu kafama takıldı:
Zonguldak, arada Ecevit’le bir çıkış da yaşamasına rağmen, CHP’ye seksen yıldır küskün ve takık. Bunun nedenini şu sıralar internetteki çeşitli kitap palatformlarında satılan, Taşkömürünün Devletçilik Dönemi ismindeki kitabımda anlatmıştım. Zonguldak halkı, madenlerin tümüyle millileştirildiği 1940’tan başlayarak savaş yılları boyunca büyük acılar çekti. Madenin millileştirilmesi kuşkusuz doğruydu. Ama, “Milli Şef”in özellikle kırsal halka getirdiği madenlerde çalışma zorunluluğu (2. Mükellefiyet) temelindeki katı otoriter uygulamaları ve bunun madendeki yansımaları ancak faşizm kavramı ile açıklanabilecek kadar vahşiydi. Askerlik çağına gelmiş tüm köylülerin ocaklarda çalışmaya zorunlu kılınması ve bunun trajik sonuçları, özellikle kırsal halkta kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar geldi. O dönemde ocaklardan kan sızıyordu her gün… 1941-1948 arasındaki iş cinayeti sayısı 659, yaralı sayısı da 28.445’ti örneğin. Her yıl ortalama 94 işçi ölüyordu, 4 bini aşkın işçi yaralanıyordu. Bunların çoğu uzuv kaybıydı. O dönemde yılda ortalama 5 milyon ton tüvenan (yıkanmamış/ayıklanmamış kömür) üretiliyordu. Buna göre her milyon ton kömür üretimine 18,8 ölümlü “kaza” düşüyordu. Avrupa ülkelerinin 38 katı ! Bunun nedeni vahşet boyutlarında ki üretim zorlamasıydı…
Kitapta belgelere dayanarak bunu anlatmıştım. Çok övgü aldım. Ama özellikle CHP’liler tarafından da çok eleştirildim.
Niye anlatmışım bunları !
Yanıtım hep şu oldu.
Solculuk bir yerde gerçeklerle de yüzleşmektir.
Kitabımı CHP’ye yakın bazı platfomlar, örneğin Sözcü Kitabevi kaldırdı. Hatta şu notu da düştü: “Sina Çıladır sonlandırılmıştır.” Ama kitap bir çok platformda hâlâ satılıyor, ayın en çok satan kitabı bile olabiliyor.
Bu kitabı imzalayıp Kılıçdaroğlu’na göndermiştim. Lâf olsun kabilinden bir teşekkür mesaji bile ulaşmadı bana. Kılıçdaroğlu o kitabımı okuduysa eğer, helâlleşebilecekler listesine Zonguldak Maden İşçilerini de yazmalıdır !..
ETİKETLER : Yazdır