SAYGINLIĞA İPOTEK !
08 Nisan 2022 14:04:11
Hemen tüm ülkelerin dış politikasına, farklı kıvam ve biçimlerde, pragmatizm egemendir.
Bu bir bakıma zorunluluktur. Değişen ekonomik ve siyasal uluslararası dengeler, en berrak ifadesini diplomaside bulur.
Şu söz ünlüdür:
Dış politikada dostluklar düşmanlıklar yoktur, çıkarlar vardır.
Azıcık argo şerbetine batırarak yalınlaştırmak gerekirse, her ülke, son analizde, dümenine bakar.
Buradan bakıldığında ülkelerin dış politikalarına yön verenlerin zaman zaman iyice belirgenleşen ikiyüzlüklerini anlamak zor olmaz.
Ancak…
Kimi ülkeler bunu saygınlıklarını koruyarak yapar, kimileri ağzına yüzüne bulaştırır !
Saygınlığın temel ölçütü, ülkenin yazılı ve yazılı olmayan temel ilkelerini korumaktır. Ülkenin çıkarları ile saygınlığını birlikte korumak, diplomatik zeka, kararlılık, cesaret ve vizyon gerektiren bir iştir.
Arkadaşlar bu konuda pek başarılı değil. Bunun bir nedeni, saygınlık (“itibar” diyorlar) kavramına yükledikleri anlamın formalist/biçimci olması. Bunun yanısıra vizyon yoksunluğu…
Bu yüzden güzelim ülkemizin dış politikasının belirlenmesinde uluslararası ilişkilerdeki zemin kaymaları değil, iç-politikadaki güncel sorunlar yön veriyor. Bu nedenle diplomaside ülkenin çıkarları değil, iktidarın çıkarları öne çıkıyor…
Örnek mi ?
Son örnek Kaşıkçı cinayeti yargılamasının durdurulup dosyanın Suudilere gönderilmesi !
Bu nedir peki ?
Katili Kadı yapmak; al dosyayı kendini yargıla demektir !..
Ülke salgınlığını ayaklar altına almaktır gerçekte…
Dört yıl önce Suudi Kraliyet ailesini azmettirici diye suçlayanların bugün tam tersini yapmalarının nedeni ne peki ?
Tam olarak bilmiyorum. Siyaset kulislerinden sızan swap haberleri bu “U” dönüşünün nedeni olabilir mi ? Olasıdır.
Bugünkü Sözcü’de küçük bir haber gözüme ilişti:
Suudi Arabistan kralı, Erdoğan’ı Mekke’de bayram namazı kılmaya davet etmiş !..
Geçiyorum.
BAE ve İsrail “U” dönüşlerinin altında yatan nedenlerin de daha çok iktidarın siyasi çıkarlarına teyelli olduğunu düşünmek yanlış olmaz. Şöyle de söyleyebilirim: “U” dönüşlerini uluslararası diplomasinin pragmatik karakterinden çok iktidarın yakın vadeli siyasal çıkarlarına bağlamak daha doğrudur.
Yanlış kararların verdiği zararları örtmek için ülkenin saygınlığını eloğluna ipotek etmek milli bir politika olamaz.
ETİKETLER : Yazdır