ABSÜRD TABLO !
06 Aralik 2021 14:44:28
Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı belli:
Tayyip Erdoğan.
(Erdoğan’ın anayasaya göre yeniden aday olamayacağı iddialarını bir yana bırakıyorum, hukukçuların işi o).
Millet İttifakı’nın adayı kim peki ?
Belli değil.
Bu belirsizlik ve bilinmezlik, spekülatif gelişmeleri beraberinde taşıyacaktır elbette, öyle de oluyor.
AKP kurucusu ve önceki dönem cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylık için adını ananlar bile var ! Özellikle, SP lideri Karamollaoğlu’nun Gül’e yaptığı “istişare” ziyaretinden sonra…
İyi Parti lideri Akşener, ülkücü kökenli CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile, yine ülkücü kökenli CHP Ankara Büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş’ı olası adaylar olarak öne itiyor. Kendisini de Başbakan olarak…
CHP lideri Kılıçdaroğlu bir ara aday olabilirim demişti, ama net bir destek görmeyince geriye çekildi…CHP’nin adaylık konusundaki resmi söylemi şu an iki başlı:
“Adayımız hazır, seçim kararı alınsın açıklarız…”
“Oturup birlikte karar vereceğiz…”
Bu iki söylemden çıkan sonuç şu:
“CHP adayını belirledi, ortaklara onu kabül ettirmeye çalışacak…”
CHP’nin hazırda bekleyen adayı kim peki ?
Bunun, teorik olarak, partinin genel başkanı, yani Kılıçdaroğlu olamsı gerekiyor. Kılıçdaroğlu, daha önce, “aday olabilirim” dediğine göre, CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu.
CHP kararlı davranırsa en şanslı aday da o. Çünkü sonuçta oyu yüzde 26-28 bandında gezinen anamuhalefet partisinin adayı !
Ne var ki bu konuda CHP edilgen bir çizgi izliyor. Buna karşılık İyi Parti, yüzde 13-14 bandında gezinen oylarına rağmen daha aktif, dahası “belirleyici” bir parti konumunda…
(Bu bana. Cumhur İttifakı içinde MHP/Bahçeli’nin belirleyici pozisyonunu anımsatıyor).
Soruna sınıfsal/fikriyat açısından bakacak olursak, Türk milliyetçi akımının iki ana kolundan birisi iktidarı, öteki de muhalefeti manipüle ediyor…
Muhafazakarlar ile demokratik-sol, ülkücü/milliyetçilerin vesayeti altında bir bakıma !..
Diyelim ki Millet İttifakı iktidar oldu. Vesayet yine de sürecek…
Şunu söylemeye çalışıyorum:
Türkiye’de bugün muhafazakar hareket de, demokratik sol hareket de belirleyici ana akımlar değil. Oysa ikisinin oy toplamı, milliyetçilerin oy toplamından çok fazla.
Küçüklerin büyükleri manipüle ettiği bu absürd tablo, Türkiye’nin bugününe de yön veriyor, yarınına da yön verecek…
İşin ilginci, milliyetçi akımın, tek başına hiç iktidar olmadığı için ne ülke yönetecek bir deneyimi var, ne de net bir ekonomik programı !..
**
Milliyetçilik Batı’da kapitalizm ile doğdu. Dayandığı temel sınıf, burjuvaziydi/sermayedarlardı. Soyluların feodal düzenini, halkla el ele vererek yıktılar.
Bizdeki milliyetçilik ise küçükburjuva kökenli. Küçükburjuvazinin fikri esnekliğini ve pratik oynaklığını taşıyor. Muhalefetin iki ana dalının birisinin iktidarın, ötekinin muhalefetin manipülatif ortağı olması bunun somut ve tipik bir örneği…
Türkiye’nin sağ-sol, seküler-muhafazakar dengeleri, solun lehine değişm eden iki yakamızın bir araya gelmesi sözkonusu olmayacak bence.
1950’den bu yana durmadan başa sarmamızın nedeni de bu değil mi zaten ?..
CHP kurmayları bunu da düşünüyor mu acaba ?..
ETİKETLER : Yazdır