TRUMP YÜREKSİZ ÇIKTI !
07 Ocak 2021 22:02:43
İki gün önce yazdığım (5 Ocak) “Trump çamura mı yatacak?” başlıkla yazımda, ABD Başkanının gitmek istemediğini söylemiştim.
Şöyle diyordum o yazıda:
ABD Başkanı Trump gitmek istemiyor…
Sözcü’nün bu günkü sayısının arka kapağında şöyle bir İngilizce başlık vardı:
I want to find 117000 votes.
Türkçesi:
11 bin 780 oy bulmak istiyorum.
Sözler Trump’a aitti.
Haberin metninde, Trump’ın 3 Kasım’daki başkanlık seçiminde kaybettiği kritik eyaletlerden Georgia’nın en üst düzey seçim yetkilisi olan Eyalet Sekreteri Brad Raffenspergeri’i arayıp “seçimin sonucunu değiştirmeye yetecek sayıda oy bulmasını” istediği ortaya çıktı deniliyordu.
Gazete, “skandal” diye yorumluyordu isteği…
Doğru, skandal olmasına skandal’dı, ama Trump’a yakışmıyor muydu öte yandan ?
İyi hatırlıyorum:
Trump, seçim gecesi, Biden’ın arayı açmaya başladığı saatlerde de çamura yatacağı sinyallerini vermeye başlamıştı. “Seçimde hile var”dı…
Hiç şaşırmamıştım. Trump’a özgü bir tepkiydi bu.
Anlaşılan, seçimi kaybetmesi halinde sürecekti de…
Öyle de olmuştu.
Ancak, bir süre sonra susmuş ya da susturulmuştu. Dünya devinin karizması çiziliyordu çünkü. Sanırım Kongre ve derin devlet devreye girmiş, ağzını kapatmışlardı Trump’ın…
ABD gibi bir ülkede seçim hilesi olur muydu hiç ?!
Peki, devir teslime iki hafta kala niçin çamura yatıyor yeniden Trump ? Sonuç ne olabilirdi ayrıca ?
**
Tahminim doğru çıktı. Trump boylu boyunca yattı çamura. Olayları biliyorsunuz: Biden’ın Başkanlığının onayladığı gün kongre binasının Trump taraftarlarınca basılması filan.
Bu, spontane bir eylem değildi; kurgulanmış siyasi bir eylemdi.
Tabii ki Trump’ın da haberi vardı. Belki de o kurgulanmıştı.
Bazı yorumcuların baskını “sivil darbe” olarak nitelemelerine katılmıyorum.
Oyun, anlaşılan, Trump’a devir-teslim törenini ertelemesine bir bahane yaratmak için kurgulanmıştı. Yetkisi vardı çünkü Trump isterse bu olayları bahane edip Olağanüstü Hal ilan edebilir, bilinmeyen bir süre için Başkanlık koltuğunu terketmeyebilirdi.
Ancak, yüreksiz çıktı. Eylemin önüne yardımcısını itti, kendi geride kaldı. Daha da ayıbı oyunu bir sonraki sahneye taşıyamadığı için yardımcısını suçladı. Barış marış diye eveleyip gevelemeye başladı…
Dedim ki kendi kendime:
Bizim kovboy, haybeden kovboymuş !..
**
Şöyle bir sonuç var şimdi elde:
- Anlı şanlı ABD demokrasisinin karizması fena halde çizildi.
- Gelecek seçimde yeniden aday olacağını söyleyen Trump’ın siyasal yaşamı bitti. Belki de Kongreye ve yargıya hesap verecek…
- ABD seçim sisteminin üstüne kara bir leke düştü.
- Anlı şanlı demokrasileriyle ünlü Batı’nın derebeylerinin yüreklerine korku düştü. “Acaba bizde..”filan.
- Ama öte yandan da, kimileri için harika bir deneyim oldu. “Demek ki olabiliyormuş..”filan…
Trump’a selam olsun! ABD’nin gerçek yüzünü yaklaşık olarak 150 yıldır böylesine çıplak şekilde ortaya çıkartan başka başkan görmemişti dünya…
POSBIYIK’IN FERYADI…
Bizim Yeni Ufuk’ta okudum:
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Posbıyık, Belediye Meclisinin ocak ayının ilk toplantısında uzun bir konuşma yapmış, bu arada OYAK yönetiminden yakınmış.
Özetinin özeti şöyle:
OYAK yönetimi, belediye ile olan sorunlarının çözümü için ilkeli bir tavır takınmıyormuş. Yargı ve oyalama taktiğiyle sorunları öteleme yolunu tutuyormuş…
Bunda haklılık payı var: Posbıyık nerdeyse 1,5 yıldır vergi, emlak vb, sorunların çözümü için Erdemir/Oyak yönetimini masaya çağırıyor, ama bir sonuç alamıyor.
Posbıyık, aynı konuşmada, önemli bir tespit de yapıyor; Yarım yüzyıllık Erdemir kültürünün yok olduğunu söylüyor.
Aslında sorunun özü bu.
Erdemir Kültürü, devlet terbiyesinden kaynaklanan geleneksel bir kültürdü. İlkeliydi ve teamülleri vardı.
Özelleştirme ile onun yerini neoliberal kültür aldı. Pragmatik, makyavelist bir kültür ! Sorunların labirente dönmesinin nedeni de bu !
Biz bunu ta 1990’lı yıllarda görmüştük. Ereğli halkının Erdemir’in özelleştirilmesine karşı verdiği büyük mücadelenin temelinde bu öngörü yatıyordu.
Posbıyık, 2018’de yeniden göreve geldikten sonra Erdemir’le olan sorunlarını kitleselleştirmeye çalıştı, örneğin bir platform kurdurdu, ama pek başarılı olmadı. Çünkü geçmişteki o büyük mücadele, yeni kuşaklar tarafından bilinmiyordu.
Ben, Ereğli’nin 7’den 70’e omuz verdiği ve haftalarca süren o büyük mücadeleyi 1995’te Erdemir Sancısı ismindeki kitabımda belgeselleştirmiştim. 26 yıl önce yayınlanan o kitabın bende bile tek sayısı var. Genç ve ortayaş kuşağı o mücadeleyi bilmiyor. Bilmediği için bugün Posbıyık’ın sorunu kitleselleştirme çabaları sonuçsuz kalıyor. Oysa kitle desteği olmayan hiçbir toplumsal sorun çözümlenemez.
Şöyle düşünüyorum:
Belediye o çalışmanın yeni baskısını yapamaz mı ? Ereğli halkının Erdemir’in özelleştirilmesine karşı verdiği o büyük mücadele, yakın tarihin en önemli olayıdır ve geleceğe ışık tutar. Baktım, belediyenin son “tebliğler” kitabında buna ilişkin bir dipnot bile yok !
Oysa o mücadele, Ereğli’nin yakın tarihindeki kitle mücadelelerinin en önemlisiydi. Bir kent halkının ortak çıkarları için 7’den 70 nasıl el ele verdiğinin bir tür destanıydı.
**
Bugün Erdemir’le olan sorunların çözümü için kitle desteği şarttır.
Ve belediye için hayati önemdedir bu.
Çünkü Erdemir’den vergi akışı sağlanmadan belediyenin mali bakımdan belini doğrultması olanaksızdır.
Sonuçta bu sorun,çözülememesi halinde, gelecek yerel seçimde belirleyici rol oynayacaktır. Ciddi sosyal hizmetler bekleyen halk kiteleri, bunun gerçekleşmemesi halinde başka seçeneklere yöneleceklerdir. Aslında bu sorun Posbıyık sorunu olmaktan çok CHP sorunudur. Ama arkadaşların gölgesi bile yok ortada !..
ETİKETLER : Yazdır