CUMHUR İTTİFAKI VE PERİNÇEK
04 Ocak 2021 22:04:35
Geçenlerde bir açıklama yapan Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Davutoğlu, Cumhur İttifakı’nın fikir babalığını Doğu Perinçek’in, uygulamasını Devlet Bahçeli’nin, sözcülüğünü de Tayyip Erdoğan’ın yaptığını söyledi.
Davutoğlu’nun tespiti eni-konu şematikti gerçi, ama önemli gerçekleri de içermiyor değildi.
AKP ve MHP’nin teorisyenleri yok.
AKP, milli görüş ekolünden gelen muhafazakar bir parti.
MHP ise Turancı ya da soy milliyetçisi bir parti.
Bu iki partinin geçmişte teorisyenleri vardı, ama artık yok. Milli Görüş ile Turan’cılık bu yüzden güncellenemiyor, farklı yorumlara uğruyor. Bu boşluğu şimdilerde Doğu Perinçek gidermeye çalışıyor. Tabii solu yer yer referans alarak…
Necmettin Erbakan’ın önderliğini yaptığı Milli Görüş hareketi, islamın toplumsal yaşamı düzenlemesini öngören bir hareket’ti. Sünni mezhebine bağlıydı. İhvancıydı. İşbirlikçi büyük burjuvaziye ve yabancı sermayeye tavır alıyor, seçenek olarak Anadolu’daki küçük ve orta ölçekli sermaye gruplarını ileri sürüyor, onların sözcülüğünü yapıyordu. Milli Görüş’ün milliliği de buradan geliyordu. Bu hareket, faize ve dolayısıyla serbest piyasa ekonomisine karşı bir tutum sergilerken, bu alanda devlet müdahalesini seçenek olarak sunuyordu.
Bu açıdan bakıldığında , AKP, sosyal tabanı ve islamı referans alan ideolojik ve siyasi vizyonu ile Milli Görüş’e koşut bir çizgi izliyor (du).
Ama öte yandan, zaman zaman iyice netleşen Batı’cı dış politikası ve faizi de içselleştiren (ki kaçınılmazdı) neoliberal ekonomi anlayışıyle Milli Görüşten kopuyordu.
AKP’ye bugün Milli Görüş ekolünden gelme bir parti olarak bakmak zordur.
**
MHP ise, geleneksel çizgisi olan soy milliyetçiliğini genel olarak korumakla birlikte, ümmetçi AKP ile Cumhur İttifakı’nı kurarak, laiklikten ödün veren bir çizgiye kaydı. İttifak, bu şekilde, siyasi çıkar hesaplarına dayalı gayrimütecanis bir kimliğe büründü.
Bu noktada bir soru çıkıyor ortaya:
Başlarda oy ve iktidar hesabına dayalı olan bu ittifakın, giderek düşünsel bakımdan karşılıklı bir etkileşime girdiği de gözleniyor. Peki bu etkileşimde belirleyici olan hangisi ?
AKP’nin Avrasyacılık ve Azerbaycan üzerinden Turancılığa kaymaya başlayan yeni çizgisi, etkileşimde MHP ile Perinçek’in Vatan Partisi’nin belirleyici olmaya başladığını gösteriyor. Bir başka deyişle, AKP’nin ümmetçiliği, Turancı bir eksen kayması içinde…
Cumhur İttifakı’nın “fikir babası” olarak adlandırılmaya başlanan Perinçek’e ve O’nun partisine gelince….
Perinçek’in VP’si başlarda Avrasyacı bir dış politikayı, içerde “millici” bir çizgiyi öngörüyordu. AKP’nin öncelikle ABD’den yakasını kurtarmasını istiyordu.
İçerdeki milliyetçi çizgisini ise Marksist başçelişki kuramına dayandırıyordu. Türkiye, emperyalizmin sultası altında yarı-bağımlı bir ülkeydi, bu yüzden başçelişki, milli çelişkiydi, öteki çelişkiler taliydi.
Perinçek’in bu çizgisi zaman içinde soy milliyetçiliğine ya da Türkçülüğe/Turancılığa doğru derinleşirken, bunun iç politikadaki tezahürü ise özellikle PKK/HDP karşıtlığı şeklinde somutlaştı.
Avrasyacılık, başçelişki olan milli çelişkinin stratejik vizyonu olarak karşımıza çıkıyordu. Perinçek’e göre; AKP, dış politikada Avrasya çizgisine girmeli, ABD’ye kesin tavır takınmalı, içerde milliyetçi bir çizgi izlemeli, örneğin PKK’ya yakın olduğu varsayılan HDP kapatılmalı, ABD’ci FETÖ’nün kökü kazınmalı, Batıcılar nötralize edilmeliydi…Öte yandan, AKP yandaşlığı Perinçek’i CHP’nin karşısına itiyordu.
Bunun dışında tüketim ekonomisi modelinden üretim ekonomisi modeline geçilmeliydi Perinçek’e göre.
AKP’nin İslamı referans alan siyasal çizgisi önemsenmiyor, bir anlamda dalgalanmaya bırakılıyordu
Perinçek ile Bahçeli, bu konuda da hemfikir görünüyorlar halen.
Vatan Partisi, görünüşte Atatürkçü-Millici bir vitrinle halkın karşısına çıkarken, pratikte MHP ile aynı çizgide AKP’yi manipüle etmeye çalışıyor…AKP’yi manipüle edeceğim ederken, gerçekte ise kendisi manipüle oluyor !..
Aslında bu karışık oyunda herkes kendine oynuyor ! Ama, üçü de Türkiye’nin nereye doğru evrileceği konusunda netleşmiş fikirlere sahip değil.Ama iyiye gitmediğini görmemeleri de olası değil.
Cumhur İttifakı’nın en önemli sorunu bu bence.
**
Yaptığı açıklamalardan anlaşıldığına göre, Bahçeli’nin en büyük korkusu, kendini safdışı edecek bir AKP-İyi Parti ortaklığı ! Akşener’in AKP ile masa kurabiliriz şeklindeki önermesi Bahçeli’nin etekleri iyice tutuşturdu.
Bahçeli’nin ve Perinçek’ın HDP’nin kapatılmasını istemeleri ise, AKP’nin Kürt oylarını safına çekecek yeni alternatiflere yönelmesinin önünü kesmek. Bu şekilde AKP’yi MHP’ye mecbur konumda tutmak…
**
Anketler, Cumhur İttifakı’nın ve Erdoğan’ın yüzde 50’nin çok altına düştüğünü gösteriyor. Erdoğan’ın bu tablo karşısında erken seçime gidilmesi çağrılarına hodri meydan çekmesi olası değil.
Ancak, pandeminin de etkisiyle işlerin daha da kötüye gitmesi, bir erken seçimi zorunluluk haline getirebilir de.
Görünen o ki, Millet İttifakı, düşünsel bakımdan, Cumhura kıyasla daha mütecanis bir yapıya sahip. Gelecek ve Deva partilerinin dışardan desteği ile pekala iktidar alternatifi olabilir.
Görünen bu…
Ama şunu da unutmayalım: Tarih şürprizlerle doludur !..
ETİKETLER : Yazdır