“TOPLUM HAMALI”NI KAYBETTİK !
16 Aralik 2020 15:07:06
İşçiydi o
Kömürde
Bir çabuk yavandı elleri
Bir özgür kuşku
Bu denli abanır kazmasına
Vurdukça güç güler iyesine
Kış al alolur kazısında
Bir yıl söylenir dergin
Kazar elleri
Kazarda kazar
“güneşi güneşten ırak”
İki gün önce, hem emekçi şair ve hem de bir şiir emekçisi olan Ertuğrul Oğuz’u kaybettik. Yukarıdaki şiirini, 1970 yılında yayınlanan Toplum Hamalı ismindeki kitabından aldım. Kitabın Önsöz’ünü ben yazmıştım.
Ertuğrul’u, Ereğli’ye geldiğim (1976) ilk yıllarda tanımıştım. Erdemir’de işçi olarak çalışıyordu. Şairdi. ’68 kuşağının önemli toplumcu şairlerinden birisiydi.
Şiire Ereğli’de başlamamıştı. Ereğli’ye şair olarak gelmişti. Saçak, Güney, Atılım, Ilgaz, Yansıma, Demokrat İzmir vb.önemli dergi ve gazeteler de şiirleri yayınlanıyordu.
Toplum Hamalı, dergilerde yayınlanan şiirlerinden küçük bir demetti. Kitabın içindeki şiirler ne kadar güzel’se, kitabın basımı da o kadar kötüydü. Daha iyi bir kitap çıkartmak için ne gerekli imkanlar vardı elde, ne de Ereğli’deki basım tekniği iyi bir kitap yayınlayacak düzeydeydi…
İçeriği ile biçimi böylesine çelişen bir kitap görmemiştim daha önce. Birlikte üzülmüştük.
Kitabın yayınlandığı 1970 başları, ’68 kuşağının tozu dumana kattığı bir dönemdi. Toplumsal bilinç ışımasının çeşitli devrimci örgütler biçiminde elle tutulur hale geldiği ışıl ışıl bir dönem…
Kdz. Ereğli, solun Türkiye’deki en önemli merkezlerinden birisiydi. Erdemir’de yoğun bir sendikal çekişme yaşanıyordu.
Sarı sendikalar ile devrimci sendikaların mücadelesi Türkiye çapında yankılara yolaçıyordu. Bunu daha sonra kitaplaştırmıştım.
Ertuğrul’u işte o ışıl ışıl günlerde tanıdım. İşçi önderleri arasındaydı, sendikalarda somut görevler üstleniyordu. Bir yandan da sanat çalışmalarını sürdürüyordu. Emeğin sanatla iç içe geçtiği, şiirin emekle dokunduğu bir dönemin önemli sanatçılarından birisiydi Ertuğrul.
Darbe oldu. Ben cezaevine girdim. Darbeciler, tüm Türkiye’de olduğu gibi Ereğli’de de devrimci işçi önderlerini silip süpürmüştü. Ertuğrul da onların arasındaydı…
Ertuğrul daha sonra çeşitli işler yaptı. Ekmek parasını yine alınteriyle çıkarttı, kimseye boyun eğmedi. Dönmedi. Ama bu süreçte yavaş yavaş sanattan koptu. Onun en verimli dönemi 1960 sonları ile 1977 arasındaydı.
0 0
Bugüne geliyorum..
Uzun süredir hastaydı Ertuğrul. Sanat yaşamının güncellenmesini, bir sanat emekçisi olarak anılmasını istiyordu. Zamanın hoyratlığı onu da unutturmuştu çünkü…
Şair-yazar kardeşim Hasan Hüseyin Yalvaç. Ertuğrul’un isteğini yerine getirmek için bir dosya açmıştı. Benden de yazı istemiş, göndermiştim. Ertuğrul Dosyası Devrek’teki bir sanat dergisinde yayınlanacaktı.
Olmadı. Ölüm, bizden erken davrandı, son dileğini yerine getiremedik.
Zehra, Ertuğrul’un öldüğünü söyleyince içim sızladı. Şu an kimin olduğunu anımsayamadığım bir dize geçti içimden:
Ölüm, adın kalleş olsun.
0 0
Ertuğrul’u 1976 yılında yazdığı şu şiiri ile uğurlamak işitiyorum:
Gülmek bir özge güzeldi
Adımlarında
Ötesinde bağlamış gecelerini
Çalışmanın
Ne gece vardiyasının ezgileri
Nede yılların açılmadık yaşamında
Bitirebilmiş
Kendini
Gülmek bir özge güzel
Kendine iyi bak, aynı kavganın çeliğinde
Birleşmek
Bütünleşmek halkça
Halkça vermek özgürlüğün savaşını
Halkça vermek savaşını
Özgürlüğün.
Yılların bitimsiz gücünde
0 0
Şuna inanıyorum !
Gün gelecek, Ertuğrul şiirleriyle yeniden doğacaktır.
Sanatçılar önümsüzdür.
ETİKETLER : Yazdır